Meclis kulisindeki dünkü sohbetin konusu dönmüş dolaşmış istihbarat örgütlerine gelmişti. Tarihi konulardaki geniş kültürüyle tanınan ANAP İstanbul milletvekili
Yılmaz Karakoyunlu, tarihimizdeki en etkili ve yaygın istihbarat örgütünün Padişah
Abdülhamit'in kurduğu hafiye teşkilatı olduğunu anımsattıktan sonra, bu teşkilatın zaman zaman ne denli ipe sapa gelmez istihbarat çalışmaları (!) yaptığını da bir örnekle anlattı:
      -
Abdülhamit bir gün kafasına esmiş, kendisini korumakla görevli Arnavut muhafızların giydikleri üniformaları değiştirmeye karar vermiş. Kendisine yeni üniformanın ne renk olmasını emrettiği sorulduğunda, hiç düşünmeden,
"Pembe renk olmasın da ne olursa olsun!.." diye yanıtlamış...
"Niçin pembe olmasın?" diye sorulduğunda da yanıtı çok kısa olmuş:
     Â
"Pembe renkten nefret ederim!.."      Aradan birkaç gün geçmiş; hafiyelerinden biri, kendisine müthiş bir istihbarat getirmiş:
     Â
- Çok sevdiğiniz yaveriniz Fehim Paşa'
nın karısı pembe don giymektedir Hünkarım!Geç Taşanlar!..
     Â
Nesim Malki cinayetini örtbas etme karşılığında
Erol Evcil'den 2 milyon dolar rüşvet istediği iddia edilen eski Emniyet Müdürü ve eski Bursa Valisi
Orhan Taşanlar, dünkü Milliyet'te yer alan demecinde,
"Beni satın alacak parayı Merkez Bankası daha basmadı!" diye esip savurduktan sonra ilginç bir laf daha etmiş:
     Â
"Sanıklara Orhan Taşanlar
ile ilişkilerini ortaya çıkarmak için bayağı işkence yaptılar. Bunlar medya için yapılan sorgulamalardır, hukuki geçerliliği olmaz..."
     ÂYıllardır iÅŸkence iddiaları konusunda kılını kıpırdatmayan yetkililerden biri olan
Orhan TaÅŸanlar'a ÅŸimdi biz ne desek?.. Ä°stanbul Valisi
Erol Çakır'ın dediği gibi:
     Â
- Birileri bir işkence yapmış, büyütmeye gerek yok Orhan
Bey!
      Desek olur mu?Ürdün
      İstanbul'da dün müthiş bir trafik tıkanıklığı vardı. Bizim şoför tıkanmış yolda camdan dışarı sarktı, sıkkın trafik polisine sordu:
     Â
- Memur bey bu sıkışıklık Ürdün Kralı Hüseyin'
in İstanbul'da olmasından mı?..
      Memur şoföre ters ters baktı:
     Â- O Abdullah oldu Abdullah, dedi döndü baÅŸka tarafa...
      Memur günceli iyi izliyordu. Hülya
      Televizyonda
Hülya Avşar'a 8 Mart Dünya Kadınlar Günü konusunda düşüncesi soruldu. Yanıt:
     Â
- Kadın sorunu konusunda kadın dernekleri falan birşey yapamaz.. İşe yaramaz... Çözüm kadının kendisinin güçlü olması... Örnek, işte ben...      Böylece anlaşıldı ki, kadının gücü eşittir güzelliğini pazarlama gücü...
Cimbom’a güven
      Seyahat acentaları Galatasaray'dan daha hızlı çıktı.. Cimbom daha Borussia ile ikinci randevuya çıkmamış, onlar çeyrek final için İspanya'ya bilet kesiyor... İşte dünkü gazetelerdeki ilan:
     Â
"Galatasaray - Real Mallorca, direkt Palma De Mallorca... Rakibin Monaco olması durumunda gezimiz aynı şartlarda Nice konaklamalı gerçekleşecektir..."       Cimbom'a güven, gerisini merak etme sen... İyi de, erken havaya girmenin başa getireceği felaketleri de unutmayalım.
Unutulan eÄŸitim
      Amerikan Senatosu'ndan ilginç bir karar tasarısı geçti... Bu tasarıya göre ellerindeki kullanılmış bilgisayarları okullara bağışlayan şirketlere önemli oranlarda vergi indirimi sağlanacak. Karar okullardaki bilgisayar eksikliğini gidermek yanında siyahlarla beyazlar arasında giderek açılan bilgisayar kullanım oranını kapatmayı öngörüyor. Tasarı Senato'da 96'ya karşı 2 oyla kabul edildi.
      Bu ve benzer konular ne yazık ki Türkiye'de tartışılmıyor. Üstelik bilgisayar ve benzeri ders araçlarının kullanım oranı ABD'ye göre çok aşağılarda olduğu halde...
      Türkiye'nin gündemi malum... Yabancı çokuluslu şirketlerin ve yerli varlıklı kesimlerin sorunlarına ayrılmış... Kalan vakitte siyasetçiler kendi koltuk çıkarları ve oyunlarıyla meşgul...
      Türkiye'nin bir numaralı sorunu olan
"eğitim" bir türlü gündeme gelmediği gibi geleceği de yok... Sorunu gündemde tutmak ve siyasileri bununla ilgilenmeye zorlamak halka... aydınlara.. sivil kuruluşlara düşüyor...
      Siyaset dışı kişi ve kuruluşlar eğitim sorununda derinleşmeyi kendilerine öncelikli görev edinmeli... Yoksa başaşağı gidiyoruz.
Dünya düzeni...
      ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri 80 adet F - 16 uçağı konusunda anlaştılar... Anlaşmanın toplam proje maliyeti 6 milyar dolar.
      Amerika pahalı petrole ödediği parayı böyle kıyak anlaşmalarla geri alıyor. Türkiye gibi petrol fakiri ülkeler ise kendi iç kavgaları arasında olup bitenin farkına varamadan soyuluyor.
      Birleşik Arap Emirlikleri gibi küçük ülkeler, son Körfez Savaşı'nda olduğu gibi, tehdide uğradıklarında ABD'yi yardıma çağırır, kendilerini böyle kurtarır. Ayrıca 6 milyar dolarlık uçağı ne yapacaklar?
      Silah konularını yakından izleyen bir dostumuz:
     Â
- Bu kararı Birleşik Arap Emirlikleri vermez ki, diyor,
kararı Washington verir. Kimin kaç dolarlık silah alacağı Washington'da kararlaştırılır, faturayı ödeyecek ülkelere tebliğ edilir. Koltuğu ABD'ye endeksli Ortadoğu ülkeleri yöneticilerine de parayı denkleştirip ödemek kalır...Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr