Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi, ortaokul öğrencileri arasında bir anket yapmış. Avusturya merkezli "Yeni Vatan" gazetesinin verdiği habere göre anket sorularından biri şu:
     Â"Devlet dendiÄŸinde aklınıza ne gelir?"
       Verilen yanıtların bazıları da şöyle sıralanıyor:
       * "Baba" gelir.
       * Kutsal ama hiçbir işe yaramayan otorite gelir.
       * Sahtekarlık geliyor.
       * Çeteler gelir.
       * Hiçbir şeyi yapmayan, fakir insanları koruyamayan, içi düşmanlarla dolu bir siyasi teşkilat aklıma geliyor.
       * Öğrencilerin yediği dayaklar aklıma geliyor.
       * Taht kavgaları geliyor.
       * Süleyman Demirel ve bizim devlet kurma çabalarımız gelir.
       * Çok saçma şeyler geliyor. Mesela gazetecilerin dövülmesi, idam cezasının kabulü...vs.
       * Enflasyon geliyor.
       * Politika ve cevapsız sorular aklıma geliyor.
       * Koruyan baba aklıma geliyor.
       * Çökmüş bir sistem geliyor.
       * Sosyal ve hukuk devleti niteliğine sahip bir yapı aklıma geliyor.
       * Ne yazık ki pek iyi şeyler gelmiyor.
       * A.B.D. gelir...

Düşünce özürü

       Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun mezarının çok sayıda kişi tarafından ziyaret edilmesi ve türbeye dönüşme eğilimi göstermesiyle ilgili olarak meslektaşımız Atilla Aşut bir not göndermiş. Soruyor:
       1. Hüseyin Velioğlu'nun cenazesi, ailesinden kimsenin sahip çıkmamasına ve bu yüzden de cesedin tam 12 gün Adli Tıp morgunda bekletilmesine karşın neden ısrarla Hizbullahçılar'ın en örgütlü olduğu Batman'a gönderildi? Bu caninin cesedi İstanbul'da "sahipsiz ölü" olarak gömülemez miydi?
       2. İlle de memleketine gömülmesi gerekiyor idiyse, bunun için neden doğum yeri olan Diyarbakır değil de özellikle Batman seçildi?
       3. Devlet, Hizbullah elebaşının, mezar taşlarında "Cihat" çağrıları yazılan ve "Hizbullah Şehitliği" diye bilinen bir yere gömülmesine neden izin verdi?
       4. Bu gömütün fanatik Hizbullah yandaşlarınca en kısa sürede türbeye dönüştürüleceği hiç düşünülmedi mi?

       ***
     ÂDeli dediÄŸimiz kiÅŸilerin kusurları, bizim büyütülmüş kusurlarımızdan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir
       ***

Hilal Keskin kurtuluyor

       Haber bizleri sevindirdi... Sizleri de sevindirecek...
       Bu sütunda geçen Aralık ayında "Bir kadın dramı" başlığıyla yayımlanan yazıyı okurlarımız hatırlayacaktır. Dramın kahramanı 10 aylık bebeğiyle 2,5 yıl hapis yatmak üzere demir parmaklıklar arkasına gönderilen 22 yaşındaki Hilal Keskin'di. Kocası askerde olan Hilal Keskin kayınpederini bir gün samanlıkta 15 yaşından küçük bir akraba kıza tecavüze yeltenirken görmüştü. Küçük kızın ailesinin şikayeti üzerine durum mahkemeye intikal etmiş, Hilal Keskin de tanık olarak çağrılmış ve ilk duruşmada gördüklerini olduğu gibi anlatmıştı. Ancak kocası askerde olan Hilal aile içinde büyük baskılara uğrayınca sonraki duruşmalarda ifadesini değiştirmiş; kayınpederini temize çıkarmaya çalışmıştı. Mahkeme bunun üzerine Hilal'i yalancı şahitlikten 2,5 yıl hapse mahkum etti.
       Çaresiz ve yalnız kadın, kararı temyiz edecek imkanı bile bulamadı.
       Ancak bir şansı oldu. Kelkit suç oranı çok düşük bir ilçe olduğundan Hilal'in kucağında bebeğiyle jandarmalar arasında hapishaneye götürülmesi, manzarayı tesadüafen gören Kelkit Kaymakamı Mustafa Çiçek'in dikkatini çekti.
     ÂMustafa Çiçek bir genç kadının aile baskısıyla yalan söylemesinin öyle bir yörede çok olaÄŸan olduÄŸunu, bu yüzden hapse mahkum edilmesini vicdanın kaldırmadığını, Hilal Keskin'i kurtarmak için elinden geleni yapacağını bir mektupla bize bildirdi. Hukuk adamlarından yardım istedi. Biz de Kaymakam Çiçek'in çaÄŸrısını bu sütunda geçen Aralık'ta yayımladık.
       Sağolsun pek çok avukat okurumuz konuyla ilgilendi. Gazetemizden Bilge Egemen, Sabah'tan Seda Güler gibi meslektaşlarımız konunun peşine düştüler.
       O arada Adalet Bakanlığı da konuyu ele aldı. Dosya Gümüşhane'den getirtilerek Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nde incelendi... İnceleme sonunda TCK 259 ve 288'inci maddelere göre, akrabalık söz konusu olduğundan, yalancı tanıklıkla suçlanan Hilal Keskin'in cezasının düşürülmesi veya kaldırılması gerektiği kanısına varıldı.
       Ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk imzasıyla önceki gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na kararın bozulması için "yazılı emir" gönderildi. Yargıtay'ın kararı doğrultusunda Hilal Keskin ya beraat edecek, ya cezası düşürülecek. Kendisi hapiste bulunduğu için Yargıtay'ın karar vermekte fazla gecikmeyeceğini dün Adalet Bakanlığı yetkilileri bize bildirdiler.. Sevindik...
       Bir garibanın yaşadığı dramı dert edip konuyu bizlere dek ulaştıran ve büyük bir insanlık görevi yapan Kelkit Kaymakamı Mustafa Çiçek'i kutluyoruz. Bu arada Çiçek hakkında yargının işine karıştığı için soruşturma açıldığını da satırlarımıza ekleyelim. Umarız bu soruşturma da kaldırılır.

       ***
     ÂBüyük adam olmaya gerek yok, yanlızca adam olalım yeter.
       Alain

       ***


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr