Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bu belge ile resmi olarak yetişkinlikten istifa ettiğimi bildiririm. Tekrar 8 yaşın tüm sorumluluklarını kabul etmeye hazırım.
       Yağmur sonrası çamurlu sularda tahta parçası yüzdürmek, kayalarda yürümek istiyorum.
       Çikolatanın paradan daha iyi olduğunu, çünkü daha tatlı ve yenilebilir olduğunu düşünmek istiyorum.
       Sıcak bir yaz gününde bir meşe ağacının gölgesinde oturup arkadaşlarımla limonata satmak istiyorum.
       Hayatın daha basit olduğu zamana dönmek istiyorum.
       Bütün bildiğin; renkler, çarpım tablosu ve ninniler... Ama bu kadar az bilmek seni rahatsız etmiyor, çünkü ne bilmediğini bilmiyorsun ve umurunda da değil.
       Bildiğin tek şey mutlu olmak, çünkü seni üzecek veya kızdıracak şeylerden tamamen bihabersin.
       Dünyanın adil olduğunu, herkesin iyi ve dürüst olduğunu düşünmek istiyorum.
       Herşeyin mümkün olduğuna inanmak istiyorum. Yaşamın karmaşıklığını unutup yeniden küçük şeylerden fazlasıyla heyecanlanmak, zevk almak istiyorum. Tekrar basit yaşamak istiyorum.
       Günümün bilgisayar arızaları, kağıt yığınları, üzücü haberler, bankada para olmadan ay sonunu getirme kaygıları, doktor faturaları, dedikodu, hastalık ve sevdiklerin kaybedilmesinden ibaret olmasını istemiyorum.
       Aşkın varlığını (daha doğrusu yalan olduğunu) bilmek dahi istemiyorum. Gülümseme, kucaklaşma, tatlı bir söz, doğruluk, adalet, barış, rüyalar, hayaller ve kardan adam yapmanın gücüne inanmak istiyorum.
       İşte, çek defterim ve arabamın anahtarları, kredi kartlarımın ekstreleri, gelir belgelerim... Resmi olarak yetişkinlikten istifa ediyorum. Eğer bu konuda benimle daha fazla konuşmak istiyorsan, önce beni yakalaman lazım.
       Çünküüü, Ebeee... Elim sende...
       (İnternet'ten...)

Bayram köprüsü

       Doktor Oryal Gökdemir küçük bir not göndermiş...
       "Köprü geçişleri bayramlarda parasız oluyor. Bu yüzden millet bedava diye köprüden bir o yana bir bu yana geçiyor. Trafik tıkanıyor. Köprünün bedava olması, bu paranın dolaylı olarak otomobilsizlerden söğüşlenmesi demek... Bayramda kamu araçları bedava olabilir. Ancak köprü paralı, hatta iki kat paralı olmalı; toplanan hasılat depremzedelere, eğitime vs. aktarılmalı..."

Kavurma bayramı

       Kurban bayramında kesilen hayvanların etlerini dağıtmak vacip midir, sünnet midir, tartışmaları arasında Van Et Genel Müdürü Kaya Tokmakçıoğlu ile konuşuyoruz:
       - Ülkemizde yıllık kişi başına et tüketim miktarı nedir?
     Â- Kırmızı et tüketimimiz yılda kiÅŸi başına ortalama 7 - 9 kilo civarında.. En iyimser tahminle 11 - 12 kiloya çıkar. Tabii fakirler bunun yarısı kadar bile yemez...
       - Standartların neresinde bu rakam?..
     Â- Avrupa ülkelerinde 20 - 21 kilonun üzerindedir...
       Yani... Kurban bayramı fakir vatandaşın et yiyebilmesi için tek fırsat...

       ***
     ÂKurban Bayramı nedeniyle bir miktar izin rica ediyoruz.
       Dönüşte görüşmek umuduyla, mutlu bayramlar diliyoruz.

       ***

Küresel soygun

       IMF'nin Türkiye'ye dayattığı klasik koşulları hemen herkes biliyor..
       Sosyal harcamaları kısacaksınız...
       İşçiye memura verdiğiniz zamları düşüreceksiniz...
       Yatırımları azaltacaksınız...
       Kalkınmayı yavaşlatacaksınız...
       Tarıma desteği keseceksiniz...
       Halkı sefalet ücretlerine mahkum edeceksiniz...
       Ezcümle... Biraz daha, biraz daha kemer sıkacaksınız...
       Peki neden?
       Böylece bütçeniz dengeye gelecek, enflasyon düşecek, ekonomi düzelecek, daha mutlu bir hayat yaşayacaksınız...
       Halk bu umutla 20 yıldır kemer sıkıyor. Düzelen birşey yok.
       Üstelik başka alternatifiniz de yok.
       Eğer dayatılan acı reçeteyi uygulamazsanız... IMF yeşil ışığı söndürür, krediler kesilir, ekonomi daha beter hale gelir.
       Pekiii... Eğer işçiye, memura, emekliye bir kuruş fazla verirseniz ekonominiz altüst olur, diyen IMF'nin Türkiye'nin milyarlarca dolarlık silah alımına karşı tavrı nedir?.. Görüp duyduğunuz gibi... Hiç oralı değiller. Memura 1 kuruş fazla verirseniz batan ekonomi sanki 11 milyar dolarlık silah alımından hiiiç etkilenmemektedir.
       Bu tavır mantığa aykırı...
       Ama küreselleşme adı verilen uluslararası soygunun kurallarına uygun... Bu soygunun aracı örgütü olan IMF'nin kitabına da... Formül açık:
     Â"Kendi halkının boÄŸazından kes, varını yoÄŸunu çok uluslu tekellerin kasasına yatır..."
       Eğer aksini yaparsınız kredileriniz kesilir, daha beter olursunuz...
       Bu tehditle soyuluyor beceriksiz politikacıların elinde ekonomik bağımsızlığını yitirmiş olan Türkiye ve benzeri ülkeler.
       IMF'yi ve oynanan büyük oyunu iyi kavrayalım.

Komik ifade...

       CINE 5'te önceki akşam izlediğimiz Roman Polanski'nin filmi "Ölüm ve Bakire"de karı - kocanın evine (o anda) tanımadıkları bir konuk geliyor. Kadın, konuğun otomobilini alıp kaçıyor. Evde kalan iki adam şaşkın... Ev sahibi konuğa esprili birkaç söz söylüyor. Konuk:
     Â- Bravo, bu gibi durumlarda bile espri yapabiliyorsunuz, diyor...
       Ev sahibinin yanıtı:
     Â- Acılarımı böyle ifade ediyorum...
       Bu sözler Türkiye'deki mizahçıları da tanımlıyor.


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr