Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Terör bu defa kamyonla geldi, Nice şehrinde çoluk çocuk neşe içinde bayram kutlayan masum insanların üzerinden geçti. Yaz mevsimi neşesinin yaşandığı ünlü sahilleri kana buladı.
Fransa Başbakanı “Savaştayız” dedi ki, doğrudur. Soğuk Savaş’ın 1989’da bitmesinden sonra Batı’ya yeni bir düşman ve savaş alanı lazımdı.
Bu savaş 2003 yılında İkiz Kuleler’in saldırıya uğradığı gerekçesiyle ABD’nin Afganistan’ı bombalaması ile başlatıldı. Daha sonra açık yalanlarla Irak’ın işgali var. Peşinden NATO şemsiyesi altında Libya’nın bombalanması. Son olarak da Suriye’nin darma duman edilmesi.
Müslüman dünya hedeftedir... Bombalar altında can veren çocuklar, açlık ve yoksulluk içinde kıvranan milyonlar, göç yollarına düşen aileler, yıkılan uygarlıklar, yağmalanan müzeler, soyulan bankalar, el konulan petrol kuyuları...
Batı dünyası bu yağma ve saldırıyı 13 yıldır en insafsız biçimde sürdürüyor.
Yangın yerine dönen Müslüman ülkelerde de refleks olarak El Kaide, IŞİD, El Nusra gibi örgütler oluşuyor.
Fransa baştan beri ABD’nin gönüllü destekçisidir. Yağmaya ortaktır. Fransız sermaye sınıfının bu saldırganlığı masum insanlara saldırıyla mı cezalandırılmalı?
Elbette hayır... Terör hiçbir koşulda savunulamaz. Ancak Fransız halkı kendini yönetenleri bu açılardan sorgulamalıdır. IŞİD’i yok etmek çözüm değildir. Kaldı ki, öylesine taban buldular ki, bu saatten sonra yok edilmesi de mümkün görünmüyor. Terör uzmanı Abdullah Ağar’ın şu tespiti önemlidir:
“İnsanlık bugün IŞİD ile taban tuttuğu - tutacağı kitle arasına bir yalıtkan yerleştiremezse IŞİD küreye ve insanlığın geleceğine sıçrayacak.”
Batı’nın vahşeti ve saldırganlığı sürdükçe ezilen insanların IŞİD’i gönülden sorgulamayacağını, arasına bir yalıtkan koymayacağını bilelim.

Haberin Devamı

Tarzan zorda!

Milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılırken HDP’liler savcılara ifade vermeyeceklerini açıklamışlardı. Şu ana kadar o kararlarından dönmüş değiller. İktidar, DEP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırıldığında yaşanan geçmişteki tatsız görüntülerin tekrar yaşanmasını istemiyor. Dolayısıyla HDP’lilerin yaka paça savcılıklara götürülmesine karşı.
Özetle, ortada ciddi bir tıkanıklık var. Bir söylentiye göre AKP tıkanıklığı savcıların ifade almadan doğrudan dava açmaları formülüyle aşmayı düşünüyor. Peki bu formül işe yarar mı? Savcı kökenli eski CHP Milletvekili Ali Özgündüz’e kulak veriyoruz.
-Savcılar, sanık lehinde ve aleyhinde olan yeterli delilleri toplamadan dava açamaz. Açarsa mahkeme iddianameyi kabul etmez, geri gönderir.
- Savcı “Sanık gelmiyor” derse...
- Diyelim mahkeme bu gerekçeyi kabul etti. Ancak ortada “Savunma olmadan hüküm kurulmaz” diyen yasa var. Hakim sanığın savunmasını mutlaka almak zorunda, almazsa karar veremez.

Haberin Devamı

TELEF

Okul yıllarda yaşadığımız Ankara’nın gezilip görülecek yerlerinden biri Atatürk Orman Çiftliği ve içindeki hayvanat bahçesiydi. Artık ne bahçe var ortada, ne hayvanlar... Peki hayvanlar ne oldu derseniz. Onu da kimse bilmiyor. CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Başbakan’a bir önergeyle bunu soruyor:
- Hayvanat Bahçesi’ndeki hayvanların akıbeti ne olmuştur?
- Hayvanat Bahçesi kapatılırken burada kaç tür ve kaç hayvan bulunmaktaydı? Bu hayvanların şu anda kaçı hayattadır?
- Hayvanlar, Ankara’ya yeniden ne zaman getirilecektir?
Çayyolum.com’da Metin Altay diyor ki:
- İki yıl önce yazdık. Hayvanlar, nakiller esnasında aşırı doz müsekkinler yüzünden, açlıktan, yeterli özen göstermemekten telef oldular.
Melih Gökçek cevap vermeli bu suçlamaya...

Haberin Devamı

Köprüden geçmeyen aracın parasını,
köprüden geçmeyen vatandaş ödeyecekmiş!
Tıpkı
“kullanmadığı elektriğin” parasını
“kayıp kaçak” diye ödeyen vatandaş gibi…

Akif Kökçe

KUZU

Kimlik kartında Cumhurbaşkanı Danışmanı da yazan AKP’li Prof. Burhan Kuzu, Nice saldırısından saatler önce şöyle bir Tweet atıyor:
“Avrupa Parlamentosu PKK çadırını kaldırdı yerine sergi açtırdı. İnsanın içinden Avrupa için terör konusunda kötü şeyler geçiyor. Git Şeytan!”
Saldırının ardından ise gelen tepkiler üzerine şu mesajı atmış:
“Tüm eleştiri haklarımızı ve Batı’nın iki yüzlülüğünü bir kenara bırakarak, Fransa Nice’te olan bu vahşeti lanetliyorum ve başsağlığı diliyorum”
Cumhurbaşkanı danışmanı sıfatını kullanan bu kişinin mahalle kahvesinde bile ayıplanacak yorum ve düşünceleri bu ülkeye yakışıyor mu?
Şeytanın onu rahat bırakması için ne yapmalı?