Bizim Ülke Derneği'nin geçen hafta sonunda düzenlediği "Arayışlar" adlı toplantıda Prof. Taner Berksoy, Süheyl Batum ve Yılmaz Esmer'le birlikte İsmet İnönü'nün kızı Özden Toker de konuşmacıydı. Özden Toker konuşmasının bir yerinde Atatürk ile ilgili anılarını nakletti. Evleri yakın olduğu için Atatürk sık sık İnönü'leri ziyarete gelirmiş. Her seferinde de ağabeylerini ve küçük Özden'i sandalyenin üzerine çıkararak ısrarla soru sordurur... onlara daima soru sormaları gerektiğini söylermiş.
Eğer Atatürk'ten sonra gelenler onun yolunu izleseydi... Bugünkü kuşku duymayan.... Sorgulamayan.. Her söylenene inanan... Düşünceye değil inanca... Akla değil ezbere dayalı eğitim sistemine saplanıp kalmayacak, milletçe yerimizde saymayacaktık. Bir kez daha o anlaşılıyor.
Laforizma
Ecevit 77 yaşıyla birlikte aslında oyları da geride bıraktı ama hâlâ farkında değil!..
Cihan Demirci
DSP Milletvekili Hasan Metin'in Polatlı'da lise öğrencilerini küçük bir sınavdan geçirdiğini, onlara Polatlı'lı ünlü tiyatro sanatçısı Ayten Gökçer'i sorduğunu, öğrencilerin bu ismi tanıyamadığını yazmıştık.
Okurumuz Ali Konuk şu notu göndermiş:
- Bence bu gençler Ayten Hanım'ı kesinlikle tanıyorlar ancak ismini bilmiyorlar. Sayın milletvekili gençlere "Memoli adlı dizi filmde oynayan Belgin hanım karakterini tanımıyor musunuz?" diye sorsaydı mutlaka tanırlardı.
Okurumuz "Bu konuda utanması gerekenler gençlerin kafasını tiyatro kültürü yerine boş televizyon kültürüyle dolduranlardır", diyor...
ABD Hazine Bakanı "Türkiye’de inanılmaz şeyler oluyor" demiş. Evet, efsane geri döndü...Derya Derin
Günlük hayatta binlerce kez kullandığımız şu "ekonomi" sözcüğü nereden gelir?
Ünlü bir yönetmen olduğu kadar titiz bir araştırmacı da olan Metin Erksan, dün Cumhuriyet'te bu sözcüğü irdeliyordu.
Sayın Erksan'a göre "ekonomi" sözcüğünün kökeni, Grek dilindeki "Oikonomos" sözcüğüdür. .
"Oikonomos" sözcüğü "Oiko" ve "Nomos" sözcüklerinden oluşur.
"Oiko" / "Ev", "Nomos" / "Namus" demektir. Sözcüğü ilk kullanan kişi olan ünlü düşünür Aristoteles bunu "Mutfak Namusu" anlamında oluşturduğunu söylermiş...
Bir canlı tarih... Bir sorumlu yurtaş.. Kaymakamlıktan tüccarlığa, Kurucu Meclis Üyeliğinden İzmir Ticaret Odası Başkanlığına dek çok çeşitli görevlerde bulunan Dündar Soyer, 80 yılın anılarını "Cumhuriyet'le Adım Adım Olaylar, Anılar" adlı kitapta topladı.
Kitapta 266'ıncı sayfayı açalım:
Dündar Soyer, 1984 yılında zamanın Başbakanı Turgut Özal'ın düzenlediği bir toplantıdan sonra kendisine şunları söylüyor:
- Sayın Başbakan... devlet hazinesinden hovardaca teşvik primi ödettiniz. Bu uygulama, aşırı müsamaha ve yasal olmayan yollarla hayali ihracata dönüştü. Hakkız kazanç ve iktisap yoluyla devletin hazinesi soyuldu. Böylece düzenbazlara kaçakçılara fırsat gün doğdu. Hayali ihracatçılar ile namuslu ve haysiyetli iş adamları bir arada yaşamaya başladılar. Biz bunlardan huzursuzluk ve utanç duyuyoruz. Vergisini ödeyen dürust ve namuslu iş adamları olarak, hayali ihracatçılar ile bir arada toplum önüne çıkmaktan utanıyoruz. Hükümetiniz bu kaçakçıları adeta himaye ediyor. Yasaları değiştirdiniz. Hapis cezalarını kaldırdınız. Buna karşılık olayı para cezası ile hafiflettiniz. Yüz milyarlık haksız kazancı 1 milyar lira para cezası ile affediyorsunuz. Devlet bunları himaye ediyor. Sizden rica ederim. Bu konuda hazırladığım dosyaları Cumhurbaşkanına takdim ettim. Sizin de tetkikinize sunmak istriyorum. Lütfen bu yağmayı durduralım...
Dündar Soyer bu sözlere "Hayhay durduralım "yanıtı beklerken aldığı cevap resmen hayali ihracat daveti oluyor:
- Siz de yapın Dündar Bey...
Ekonomide ahlaksızlık furyası aniden ve kendiliğinden başlamamıştır. Dündar Soyer'in anılarını okurken bunu bir kez daha anlıyorsunuz...
Geçen hafta sonu yayınladığımız bilmecelerin yanıtları şöyle:
1)"Torunlarımın altın kaşıkla yemek yiyişini görmek isterdim..."
2)Kibriti yakar
