Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Batı üniversitelerinde yaygın, hoş bir gelenek vardır... Öğrenciler, 60 yaşına giren hocalarına teşekkür duygularını ifade etmek amacıyla ellerinde bir meşaleyle evinin önünde toplanır, tezahürat yaparlar...
       Hoca da pencereye çıkıp selamlar öğrencilerini...
       Bununla yetinilmez; aynı günlerde hocaya ithafen bilimsel bir toplantı düzenlenir... O da yetmez; hocanın branşında uzman diğer bilim adamları ve öğrencilerinin makalelerinden oluşan bir kitap hazırlanır. Yaş günü armağanı olarak Hoca'ya (ve bilim dünyasının dikkatine) sunulur... Bizde ise bilim adamları genelde ölümlerinden sonra anımsanır...
       Bu defa zamanında davranıldı. Tıp Tarihi dalında saygın bir bilim adamı olan Profesör Arslan Terzioğlu'na 60'ıncı yaşı dolayısıyla bir "armağan kitabı"hazırlandı. Prof. Terzioğlu kitabı geçen hafta sonu düzenlenen törenle aldı.. Kitap, Türk ve yabancı bilim adamlarının makalelerinden oluşuyor. Prof. Terzioğlu, bu makalelerden birine özellikle dikkat çekiyor:
       - Hür Berlin Üniversitesi'nden Profesör Peter Zieme, Uygur uzmanıdır. Bu kitap için yazdığı makalede, eczacılıkta kullanılan "hünnap" adlı bitkiyi konu almış. Yazının girişinde bakın ne diyor: "Uygur Türkleri budist inanışa sahipti. Bu geleneğe göre, sevip saydıkları bir kişiyi onurlandırmak istediklerinde, budist tapınağına gider ve o kişi adına tapınağın bir yerine bir adet hünnap çekirdiği koyarlardı. Ben de hünnapı konu alan bu yazımla o geleneği sürdürüyor; aynı yere bu defa Arslan Terzioğlu adına bir adet hünnap çekirdeği bırakıyorum!.."
       Vefa duygularıyla yüklü bu anlamlı törene üniversite çevresinden katılanlar ise ne yazık ki iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaydı...

Evlilik fidanı

       Konya'ya bağlı Karapınar Belediyesi'nden dün gelen haber:
     Â"Belediyemiz evlenmek üzere müracaat eden çiftlerden 10 milyon lira fidan parası alıyor. Yarenler Parkı'na iki fidan dikmeyen ya da iki fidan parası ödemeyen çiftlere evlenme cüzdanı verilmiyor..."

Vali'nin mazereti

       Mülkiye'nin 140'ıncı kuruluş yıldönümü geçen pazartesi akşamı İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nde kutlandı. Duygulu gecede 50 ve 60 yıl önce mezun olan 59 ağabeyimize onur plaketi verildi.
       Bu 59 ihtiyar delikanlının her biri geçmişte önemli görevlerde bulunmuş kişilerdi. Bu ülkeyi yıllarca yurt dışında temsil etmişler... Antlaşmalara imza atmışlar... Toplumun çıkarlarını savunmak için gecelerini gündüzlerine katmışlar... Anadolu'da yıllarca kaymakamlık - valilik yapmışlar... Maliye'de, Hazine'de devletin ve halkın parasını en iyi şekilde kullanmak için çaba sarfetmişlerdi... Onlar Türkiye'nin onuru ve gururuydu..
       Bu güzel gecede gözler en azından İstanbul Valisi'ni aradı. Bulamadı. Vali geceye iki mazeret telgrafı göndermişti. Telgrafların birinde Vali "işlerinin yoğunluğu" sebebiyle... Diğerinde ise "...bir başka toplantıya katılacağından" bu törene gelemediğini beyan ediyordu. Bu mazeret çelişkisi salonu epey güldürdü.

       ***
       Ramazanlarda görgüsüzce saltanat çadırları kurarak iftarı şova çeviren belediyeler; işte size bu yıl çadır hazır haydi deprem bölgesine!..
      Cihan Demirci

       ***

TÜSİAD iddialı...

       Arkadaşımız Fahrettin Fidan, TÜSİAD'ın önceki akşam Ankara Devlet Konukevi'nde verdiği kokteylde TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu'yla ayaküstü kısa bir sohbet yaptı.
       - Hemen hemen yaptığınız bütün konuşmalarda vergi kaçıran, türlü - çeşitli yollarla devleti soyan işadamlarından şikayet ediyorsunuz.
       - Evet. Şikayet ediyorum, etmeye de devam edeceğim.
       - Vergi kaçırmak, türlü - çeşitli yollarla devleti soymak denince benim aklıma her nedense (!) manevi evlat Cavit Çağlar geliyor. Önce şunu sorayım; Cavit Çağlar sizin üyeniz midir?
       - Hayır, kesinlikle değil.
       - Üyeniz olsaydı tavrınız ne olurdu?
       - Çok net söylüyorum, bir an bile tereddüt etmez, derhal üyelikten ihraç ederdik.
       - Neden?
       - Bana göre siyaset çok ciddi bir iştir. Siyasetçi siyasetçiliğini bilecek, ticaret adamı da ticaret adamlığını...İkisi birarada olmaz. Bir insan en az on yıl ön hazırlık yapmadan siyasete atılmamalıdır. Bunları yapmayacaksınız, cebinize parayı koyup siyasete atılacaksınız...Bir eliniz siyasette, öteki eliniz ticarette olacak...Bu özelliğinizden yararlanıp vergi kaçıracaksınız, bankaların içini boşaltacaksınız... Cukkaları götüreceksiniz... Sonra da faturayı devlete çıkartıp kendiniz bir kenara çekileceksiniz... Biz TÜSİAD olarak böyle bir şeyi asla kabul etmiyoruz, o nedenle böylesi işler yapanların bizim aramızda yeri olamaz. Her nasılsa aramıza sızmış biri çıkarsa, hiç düşünmez hemen atarız.
       ***
       TÜSİAD Başkanı'nın bu iddialı sözleri ileriye dönük umutlar veriyor. Umarız ilerde bu sözlerini kendisine hatırlatmak zorunda kalacağımız durumlarla karşılaşmayız.

Emercensi rica

       Deniz otobüslerinde kapıların üstüne büyük harfle yazmışlar:
     Â"Emergency exit"
       Altında da Türkçesi:
     Â"Emercensi çıkış"
       Yani "Emergency" nin Türkçesi "Emercensi" olmuş oluyor.
       İstanbul Belediyesi yetkilileri... Ricamız... Emercensi bir şekilde (yani acil olarak) şu tabelaların yerine Türkçelerini koyunuz... Ayıp oluyor.


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr