İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ,
Bedrettin Dalan'ın belediye başkanlığı döneminde başlatılıp
Sözen döneminde iptal edilen bir projeyi hayata geçiriyor:
"Kadıköy Ön Arıtma ve Deniz Deşarj İnşaatı..."
      Moda sahilindeki dolgu alanda yapımına başlanan tesis iki yıl sonra tamamlandığında Üsküdar, Ümraniye, Kadıköy ve Maltepe'nin atıksuları burada toplanacak, elekten geçirildikten sonra kıyıdan 2 km açıkta, 48 metre derinlikte denize bırakılacak... Hayırlı olsun...
      İki eski belediye başkanına; Bedrettin Dalan ve Nurettin Sözen'e düşüncelerini soruyoruz. Dalan projeyi hararetle destekliyor. Atık suyu "biyolojik" arıtmaya tabi tutmayıp kabaca elekten geçiren ve denize öylece boşaltan bir sisteme yatırım yapmanın doğru olup olmadığını sorduğumuzda;
     Â- En çok bunu söyleyenlere bozuluyorum, diyor.
      - Peki ama, atık suyu şimdi olduğu gibi "doğrudan" denize boşaltmakla "elekten" geçirip boşaltmak arasında ne fark var? Deniz yine bulanmayacak mı?
     Â- Hayır, bulanmaz. Hiç olmazsa yüzde 30 - 35 oranında ön arıtma yapıyorsun. Ayrıca BoÄŸaz'ın dip sularına verdiÄŸin için Karadeniz'e gidiyor...
      - Karadeniz kirlenmiyor mu bu defa?..
     Â- Hayır. Karadeniz'in dibi zaten kirli. 100 yıl sonra Karadeniz'in dibinin petrole dönüşeceÄŸi söyleniyor. Hiç deÄŸilse bunu hızlandırıp bedava petrol sahibi oluruz.
     ÂKadıköy - Moda projesini
"yer seçimi yanlış, biyolojik arıtması yok" gerekçeleriyle iptal eden
Nurettin Sözen'in yaklaşımı ise hayli farklı:
     Â
- Bir defa, "ön arıtma"
dedikleri şey "arıtma"
değildir. 14 cm. genişliğinde elekler sadece kaba kirleri tutuyor. Bu kadar masraf, kanalizasyonu denize olduğu gibi vermekten en küçük farkı olmayan bir "sistem"
i kurmak için yapılıyor. Ön arıtmanın ne menem birşey olduğunu anlamak için Yenikapı'ya bakın: Atık suyu denizin bir miktar ortasına atınca kirlilik sanki kaybolacak! "Efendim, Marmara'da akıntılar var, onlara kapılır gider!"
deniyor. Ama orada bir dönel akım var: Karadeniz'e gidiyor, sonra gerisin geri Marmara'ya...
      Ezcümle... Kadıköy'de insanların bir parça nefeslendiği bir değerli alan işgal ediliyor. Harcanacak trilyonlar da cabası... Tekrar hayırlı olsun!
Maksat baÅŸka...
      FP Ankara Milletvekili
Zeki Çelik, MHP'li Tarım Bakanı'na çok önemli bir soru yöneltmiş:
     Â
"Türkiye'ye domuz eti ithaline izin verilip verilmediğini" sormuş.
      MHP'li Bakan
Yavuz Gökalp de:
     Â
- Domuz eti ithalatını durdurduk, demiş...
      Bundan üç yıl önce FP'li
Ertan Yülek, Gümrük Birliği anlaşması uyarınca domuz eti ithaline mecburen izin çıkardıklarını söylemişti. İzni veren onlar. Soruyu soran da onlar. Nasıl olsa inanç sömürüsü tutarlılık gerektirmiyor.
      Fazilet Partisi'ne milyonlarca fakir vatandaş ezilmekten kurtulmak için oy verdi. Onlar ise türban, domuz vs. gibi ayrıntılarla vakit öldürüyor. Yazık...
     Â
İNSAN      İnsan bedeninde “ameliyat" yapmak için onu bayıltmak gerekir. Ruhunda yapmak için ayıltmak.
     Â
Özdemir AsafÖp oğlunun elini...
Necmettin Erbakan bayram tatilini geçirdiği Antalya'da el öptürüyor. El öptürdüğü adam babası yaşında... Üstelik dönüp yüzüne bile bakmıyor.
"Dost dost diye nicesine sarıldım" dediği gibi
Veysel'in, lider diye bu millet nicesine sarıldı. Sonuç ortada...
Komik bir zirve...
      Liderler 12 Ocak'ta zirve toplantısı yaparak
Abdullah Öcalan meselesini görüşecekler?
      Avukat
Noyan Özkan gönderdiği notta:
"Neyi görüşecekler acaba?" diye merakla soruyor ve ekliyor:
      ...Anayasanın 90. maddesine göre;
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir."      İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 53. maddesi aynen şöyledir:
     Â
"Sözleşmeci taraflar, taraf oldukları herhangi bir davada mahkemenin vereceği karara uymayı üstlenirler..."      1950'de Roma'da imzalanan, 1953 de yürürlüğe giren ve TBMM tarafından 1954'de kanunla onaylanan Roma Sözleşmesi'nin bu 53. maddesi gayet açık ve seçiktir.
      Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin
Apo davasında vermiş olduğu
"tedbir kararı" kaldırılmadığı sürece gereksiz ve komik zirvelerin hiç bir anlamı yoktur.
     Â
Cihan Demirci’den LAFORÄ°ZMA     Â
Orhan Aslıtürk'ün ÅŸimdi de 1,5 milyar dolarlık sahte fatura kestiÄŸi ortaya çıkmış... Adam "Aslıtürk" filan deÄŸil resmen "Naylontürk" yahu!..     Â
Cihan DemirciÄ°lkellik bedava
      Bir yılbaşı programında gözde sunucularımızdan (!) biri, İngiliz olduğu anlaşılan yaşlıca bir erkeğe elinde mikrofon yaklaşıp soruyor:
     Â
- You know Çanakkale?      ÂÄ°ngiliz bir ÅŸey anlamıyor, ama geleneksel misafirperverliÄŸimizden emin, sunucunun kötü birÅŸey söyleyebileceÄŸini aklına getirmeden gülümseyerek kafasını sallıyor. Bizimki
"Sizi nasıl yenmiştik ama!" cıvıklığında üsteliyor:
     Â
- Çanakkale, Çanakkale, you know Çanakkale?..      Adam yine birşey anlamıyor. Sunucumuz bu kez adamla Türkçe dalga geçerek İngilizin yanından ayrılıyor.
      Okurumuz
Rıza Neptün soruyor:
     Â
- Bu ilkellik üzerine o İngiliz kalksa da "Evet, Çanakkale'yi biliyorum, ancak orada bizi yenen sizin kahraman atalarınızdı, sizin gibi soytarılar değil"
deseydi nasıl olurdu?..
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr