Türkiye Barajlar ve Kültürel Miras İzleme Kurulu’nun düzenlediği "Barajlar ve Çevre Sempozyumu" dün Taxim Hill Otel’de yapıldı. Toplantıda barajlar enine boyuna tartışılırken "minik" bir kültürel bilanço çıkarıldı:
Atatürk Barajı 580 arkeolojik yerleşmeyi yuttu. Bunlardan sadece 19’u belgelenebildi.
Birecik Barajı arkeoloji mezarlığı yarattı. Zeugma, Apameia, Horum, Tilbeş, Halfeti, Kalemeydanı, Rumkale gibi önemli yerleşimlerin bulunduğu 30 merkez sular altında kaldı.
Şimdi de dünyadaki dört antik sağlık merkezinden biri olan Bergama’daki Allianoi kenti, sulama amaçlı "Yortanlı Barajı" altında kalacak.
Peki ne yapılabilir?
Kültürel Mirası İzleme Kurulu diyor ki:
- Baraj yapımına karar verildiğinde, sadece mühendislik hesapları yapılmasın. Kültürel değerler de göz önüne alınsın. Bilenlere sorsunlar. Anadolu Kültür Mirası diye bütün dünyaya dev su birikintilerini mi göstereceğiz?
Hayat dediğin, taşıdığın bütün yüke rağmen dengeni koruyabilme sanatıdır.
TOFAŞ Grubu "Kuş serisi" modellerin üretimine son verdiğini açıklayınca Aydan Çelik bir süre önce kendisini kahkahalara boğan olayı anımsamış. Bize de aktardı:
- Bir Kapadokya gezisinde, gün boyu yırtıcı kuşlar izlemiş ve çok etkilenmiştik. Otelimize dönerken bizi götüren taksi şoförüyle hayranlığımızı paylaşmak istedik:
- Usta burada ne kadar çok kartal, şahin filan var.
Şoför biraz düşündükten sonra:
- Yooo, dedi, aslında Reno daha fazladır...
"İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek, vejetaryen olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir..."
Finike İlçesi Mal Müdürü, Öğretmenevi lokaline köpeğiyle birlikte geliyordu... Köpek koltukların ve sandalyelerin üzerine oturuyor, çocukların korkmasına hatta çığlıklarına sebep oluyordu. Bazı öğretmenler sonunda dayanamadılar, köpeğin içeri alınmaması için Öğretmenevi Müdürlüğüne dilekçe verdiler. Sonra ne mi oldu?
Öğretmenler ek ders ücretlerini en geç her ayın 3’üne kadar alırken bu ay hâlâ alamadılar. Ne zaman alacakları da belli değil... Paraca mağdur olan öğretmenler arasında şu espri yayıldı: "Bir köpek 400 öğretmene bedel"
Amerika’da oturup Türkiye’yi düşünen bir yurttaşımız ülkenin esenliğe çıkması için öneriler geliştirmiş. Türk halkına şöyle sesleniyor:
... Futbolu, demokrasiden daha çok seven insanlarn çoğunlukta olduğu Türkiye Cumhuriyeti futbol kuralları ile yönetilmelidir.
Futbol karşılaşmalarında takım içinde huzursuzluk yaratan, iyi oynamayan, tembel ve şımarık futbolcuların saha dışına çıkartılıp takımın geleceği ve başarısı için yerlerine yedek oyuncuların alınması kuralı gereği; görevini kötüye kullanıp, adı skandallara ve yolsuzluklara karışan basiretsiz milletvekilleri de yedekleri ile yer değiştirmelidir. Antrenmanlara katılmayan oyuncunun takım kadrosuna alınmaması doğrultusunda; TBMM’ye düzenli olarak gelmeyen üyelerin milletvekilliği düşürülmeli; birbirlerini yumruklayıp küfürleşen, eli tabancalı, Anayasa’yı ve demokrasiyi ihlal eden parlamenter de Türk seçmenlerinden "kırmızı kart" görüp, karga-tulumba Millet Meclisi’nden dışarı atılmalıdır.
Unutmayın! Demokrasilerde "Meclis Takımı"nın teknik direktörü sizlersiniz....
Dolar, lira karşısında tarihinin en yüksek düzeyine çıkmış.
Önemli değil... Bizim için önemli olan, milli takımın ikinci tura çıkmasıydı.
Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı Şefik Yıldızeli bağlı olduğu Devlet Bakanı Tunca Toskay tarafından görevden alındı. Bir mesai arkadaşı bu kararın sebeplerini anlattı telefonda:
- DİE istatistiklerinin AB istatistiklerine uyumunun sağlanması gerekiyor. AB, bu iş için Türkiye’ye hibe olarak 15 milyon euro verecek. Şefik Bey, bu paranın göstermelik projelerle belli kişilerin cebine gitmesine izin vermeyeceği için görevden alındı. Ayrıca atamalarda partizanlığa değil ehliyete önem veriyordu. Bu da devlet kuruluşunu militanlara arpalık yapmak isteyen zihniyetin işine gelmiyordu. Şefik Bey asaletine kurban gitti.
