Doğrusu ucunda ödül olmayan ve böylesine zor bir bilmece ile bu kadar çok okurumuzun ilgileneceğini ve soruyu başarıyla çözeceğini hiç tahmin etmezdik. Einstein tarafından düzenlendiği söylenen ve önceki gün sütunumuzda yayınlanan bilmeceğinin doğru yanıtı "Balığı Alman besliyor" idi.
Doğru yanıt veren okurlarımız:
"Sezgin Sucu, Yener Yardım, Hasan Otu, Mete Neptün, Türker Kezert, Uğur Deniz Uyutan, Gamze Şahin (17 yaşında), Emel Zengin, Evrim İskir, Nihan Soyugenç, Umut Esen, Ulaş Cıngıl, Ergun Kaya, Rübab Erşen, Özgün Özkan, Ceren, Ari Çakaroğlu, Caner Demir, Volkan Doda, Dilek Özgün, Baat İlter, Erol Uyar, Doğu Sarı, Suat Güneştay, Gökhan Sesişen, Fulya Ulusoy, Sinan Özdil, Oğuz Çakır, Neslihan Tuğcu, Kemal İşsezer, Esra Panayırcı, Aydın Göçer, Bahadır Ürkmez, Murat Taylan, Esin Dişçi, Hasan Ali Kaplan, Akın Yazgaç (15 yaşında), Samim Türker, Gülşah Kotil, Mustafa Oral (13 yaşında), Yeşim Kürkçüoğlu, M. H. Özdeş, Hatice Hanım, Selçuk Çoban, Osman Uyanık, İhsan Akçaer, Eren Karamustafa (13 yaşında)..."
Bu değerli, zeki ve yetenekli okurlarımızı candan kutlarız.
İnternette "www.mailgazete.com" anket yapmış: - Banka hortumlamak için yasal bir boşluk bulsaydınız, hangi bankayı gözünüze kestirirdiniz?Göze kestirilen bankalar arasında Kan Bankası da var.
"Çeçen eylemci" diye birileri var. Bunlar Türk vatandaşı olup kimi çerkes kimi abaza.. Ama adları "Çeçen eylemci"... Devletin bunlara sempatik davrandığı açıkça görülüyor. Yakalanışlarında pek nazik muamele gördükleri gibi, geçen defa hapisten devlet yardımıyla kaçırıldıkları da biliniyor. Bunlar dün yine sahneye çıktı. Swissotel'de dehşet yaratarak turist mevsiminde dünya turistlerine "Türkiye'ye gelmeyin" mesajı verdiler. Rusya'daki "Türkiye'ye gitmeyin" kampanyasına hizmet ettiler. Adları "Çeçen eylemci" ama bunlar düpedüz Türkiye'yi baltalıyor.
Ve devletten destek görüyorlar. Ne hazin manzara!
DSP Kongresinde "Tek başına iktidar" mesajı verilecekmişHangisi siyaseti bırakacak acaba?Bülent Bey mi? Rahşan Hanım mı?
23 Nisan’da Başbakan koltuğuna oturtulmak için ABD’den çocuk getirtildi mi acaba, beyler?..
23 Nisan bayramında çocuklar önce eski Meclis'i gezmişler. Orada bir ufaklık sormuş:
- Eski Meclis dediniz ama bu bina yeni amca?
- Yeni çünkü Philip Morris firması tarafından tamir edildi yavrum.
- O kim amca?
- Marlboro sigaralarını yapan Amerikan şirketi yavrum.
- Bizim meclisi tamir edecek paramız yok muydu amca?
- Bulurduk ama o zaman Philip Amca Meclis'in sırtından kendi reklamını yapamazdı yavrum.
Çocuklar sonra Yeni Meclis'e geçmişler...
Yine aralarından biri sormuş:
- Amca duvarda "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" yazıyor bu ne demek?
- Yani bu memlekette biz ne dersek o olur yavrum...
- Biz ne dersek oluyor mu?
- Olmuyor yavrum. Malum parası olmayanın sözü geçmiyor.
- Peki ne oluyor amca?
- Dolar yardımıyla yaşadığımız için Amerika'nın dediği oluyor.
- Peki o tebela neden duvarda hala asılı?
- Hatıra olarak yavrum.
- Kimin hatırası amca?
- Cumhuriyet'i ve Meclis'i kuranların yavrum
- O zaman bayramın adı "Ulusal Egemenliği Anma" olsa daha iyi olmaz mıydı?
- Haklısın yavrum... Meclis duvarındaki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazısının sonundaki "r" harfi de çıkartılsa iyi olur.
- O zaman burayı Ulusal Egemenlik Müzesi yapsınlar...
- Henüz değil yavrum belki ilerde...
- Neden şimdi değil amca?
- Çünkü Meclis'imiz henüz "iflas masası" görevini tamamlamadı. Daha satılacak birkaç parça devlet malı var. Hepsi birbirinden milliyetçi olan partilerimiz onları da haraç mezat satsın, sonra düşünürüz...
İnsanlar her zaman kahraman olamazlar, ama her zaman insan olabilirler.