Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Radyolardan birinde Erzincan eski Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun bir lafı çalındı kulağımıza:
     Â- Türk halkı bir bekleyiÅŸ içinde, dedi eski Vali, ama bir arayış içinde deÄŸil...
     Â
Yorum doğrudur. Tüm şikayetlere rağmen toplumda arayışa yol açacak dozda tepkiler gözlenmiyor. Soyguna ve onun yol açtığı çürümeye karşı büyük şikayetler gözlenmiyor. Sanki "Bu hengamede bize ne düşer?" gibi bir toplumsal bekleyiş var. Beklerken...
       Genç bir hanım okurumuzun mektubundaki soru takıldı aklımıza:
     Â- Ekonomimiz neden kötü?..
       Efendim pek çok kişinin sandığının aksine ekonomimiz kötü değil. Aksine çok iyi. Avrupa'dan ve ABD'den de iyi. O yüzden Batılılar ellerindeki dolarları bozdurup Türkiye'de Türk lirasıyla faize yatırıyorlar... Sonra yine dolara dönüştürüp gidiyorlar. Türk bankalarının verdiği faizi Batı'da hiçbir banka vermiyor. Bu da Türk ekonomisinin iyiliğini gösteriyor.
       Diyeceksiniz halk karnını zor doyuruyor...
       Haa, evet.. Halk açısından bakarsanız durum öyle...
       Ama Türkiye ekonomisi fakir halkın ekmeğine yağ sürmek için düzenlenmemiş ki...
       Türk ekonomisi halkı soyup soğana çevirip iç ve dış rantiyeye yüksek kar sağlama amacına göre dizayn edilmiş.
       Bu model de tıkır tıkır işliyor.
       Bu arada halk arayışta değil bekleyişte.
       Rantiye doysun da sıra bana gelsin bekleyişinde..
       Öyle olunca kimse mama vermiyor.
     Â"Ekonomi kötü" yakarışlarına da kimse aldırmıyor.
       Ekonomi bazılarına göre çok iyi.. Çok çok iyi...

Büyük misyonlar

       Koskocaman iki parti... Birisi FP, diğeri MHP... Birisi Merve Kavakçı'nın peşine takılmış, diğeri Haluk Kırcı'nın... Birisi ABD vatandaşı, HAMAS sempatizanı Merve'yi TBMM'ye sokma sevdasında... Bütün gücünü bu yolda harcıyor. Diğeri 7 TİP'linin katili Haluk Kırcı'yı hapisten kurtarma telaşında. Misyonların büyüklüğüne bakın siz... Binbir türlü sorunun altında ezilmiş halkı kurtarmak üzere TBMM'ye girmiş iki siyasi partinin peşine düştüğü "dava"ların büyüklüğüne bakın. Bakın da halkın sorunlarını çözmekte ne kadar başarılı olacaklarını hesaplayın.

       *Depremzedeler hala perişan... Böylesine devletzede demek lazım...
      Alev Cin

G.Antep olayı...

       Gaziantep takımının ligin 8. haftasında ikinciliği yakalaması tesadüf değil... Antep çok iyi futbol oynuyor. Ve gönül istiyor ki, Antep bu yıl ilk üçe girsin ve Avrupa kupalarında Türkiye'yi temsil etsin... Ayrıca birkaç Anadolu kulübü Antep gibi oynarsa lige rekabet ve kalite gelir. Futbolumuz ileri gider. Diye umutlarken bir de ne görelim... Gaziantep Başkanı Celal Doğan kimi futbolcuları satmak için Beşiktaş'la pazarlığa oturmuş. Kimi futbolcular da Doğan'ı atlayıp Beşiktaş'la direkt görüşmeler yapmış.
       Sezon ortasında futbolcunun aklına trnasfer düştü mü o futbolcudan hayır gelmez. Bu gidişle Antep önümüzdeki haftalarda bu başarıyı gösteremez.
       Sevgili Başkan Doğan... Şu transfer işini sezon sonuna kadar dondursan da ayağına gelen şansı değerlendirsen... Bir büyük atılımı gerçekleştirsen. İyi olmaz mı?

       *Recai Kutan da hazır ABD'ye gitmişken Amerikan vatandaşı olup dönse bari!..
      Cihan Demirci

Milletin Baba'sı...

       Baba neden ayak ayak üstüne atmıyor? Sabah gazetesi Süleyman Demirel'in 75'inci yaşgünü nedeniyle kocaman bir röportaj yayımladı dün... Birinci sayfadaki röportajın orta yerine Baba'nın Pembe Köşk'te çekilmiş bir fotoğrafı yerleştirilmişti. Fotoğraf çekilirken Baba'nın ayaklarını özenle toparladığı görülünce kendisine sorulmuş:
     Â- Efendim neden ayak ayak üstüne atmıyorsunuz?
       Soruyu soranın:
     Â- ÅžiÅŸmanlıktan,
       gibi bir yanıt bekleyip beklemediği bilinmiyor. Ama Baba ona şu yanıtı veriyor:
     Â- FotoÄŸrafım yayımlanınca bunu bütün milletim seyreder. Milletimin karşısında ayak ayak üstünde poz vermek, benim hayat tarzım deÄŸildir. Böyle birÅŸey milletime saygısızlık olur...
       Buyrun bu özen ve hasasiyet karşısında eğer mümkünse duygulanmayın. Eğer mümkünse şapkanızı çıkarmayın...
       Ve eğer mümkünse iki ay önce çekilmiş o ünlü fotoğrafı hatırlamayın...
     ÂBaba ve Nazmiye Hanım önde... Kayınbirader ile Kamuran Çörtük ve Cavit ÇaÄŸlar eÅŸleriyle arka planda... Bu neyin fotoÄŸrafı diye sorulduÄŸunda Baba'nın yanıtını gelin de unutun:
     Â- Bu bizim aile fotoÄŸrafımız...
       Halkı ve devleti 2 milyar dolar dolandırmaktan yargılanan Cavit Çağlar'la aile fotoğrafı çektirmeyi millete saygısızlık saymayan Baba'nın kalkıp:
     Â- Ayak ayak üstüne fotoÄŸraf çektirmem, milletime saygısızlık olur,
       deyişi sizi de çok duygulandırmadı mı?
       Ayak ayak üstüne atsa hatta fotoğraf çekilirken amuda kalksa da fakir milletin parasını aile fertlerine peşkeş çekmese?.. Millete saygının bu biçimi daha gerçekçi ve inandırıcı olmaz mı? Önceki gece TV'nin Gölcük'ten yaptığı canlı yayında izledik... Deprem bölgesinde hala çadır alamamış vatandaşlar vardı. Ve Baba'nın aile fotoğrafında halkın 2 milyar dolarını götürenler halka tatlı tatlı gülümsüyordu. Halkı enayi yerine koymak en büyük saygısızlık değil mi?

       *Kadınların en çok hoşuna giden şey zekaları konusunda övülmektir.
      Jules Renard


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr