Fenerbahçeli futbolcuların imzasını taşıyan futbol forması 120 milyon lira, var mı artıran?
- Satıyorum saaat...
Fenerbahçe formasının 120 milyon, Galatasaray armalı bir anahtarlığın 200 milyon liraya alıcı bulduğu gecede Anabilim Eğitim Kurumları 15’inci kuruluş yıldönümünü kutladı... Kenan Doğulu’nun güzel şarkılarıyla şenlendirdiği gecenin tüm geliri TESYEV’e (Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı) bağışlandı. Kuruluş yıldönümü böylece anlamlı bir yardımlaşmaya da sahne oldu. Anabilim Koleji öğrencileri daha önce de engellilerle satranç maçı yapmışlar, onlar için kermes düzenlemişlerdi. Gönül birliği biraz daha mesafe aldı.
Hayat, bir süre seyirci kalıp sonra içindeki rolümüzü oynamaya başladığımız bir trajedidir.
Bilmeceyi Mete Neptün göndermiş. - Bir Türk sürücüsü ile Avrupalı bir sürücü arasındaki 10 santimlik fark nedir?
Yanıt: Gaz pedalı ile fren pedalı arasındaki 10 santimlik mesafedir.
Türk şoförü karşısına bir yaya çıktığında, çabuk kaçsın diye gaza basar, Avrupalı frene... Bu 10 santimlik mesafe aynı zamanda Avrupa ile aramızdaki onlarca yıllık açığın simgesidir...
Başka birisi için tehlike arz etmeyen hiç kimse yoktur.
İmralı Cezaevi’nin görevlileri bir de bakmışlar ki Apo’nun hücresinin kapısı sonuna kadar açık ve içerde kimse yok.
Bir anda ortalık karışmış, herkes sağa sola koşuşturmaya başlamış. Neyse ki çok geçmeden nöbetçi er, herkesi rahatlatan açıklamayı yapmış:
"Merak edilecek bir şey yok. Apo’yu şartla salıverdim. Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutlayıp geri dönecek!"
Sakarya - Hendek Meslek Yüksekokulu son sınıf öğrencileri bir mezuniyet balosu düzenlemeye niyetlendiler. En uygun yer Belediye düğün salonuydu. Belediye Başkanı Ali İnce’ye salon için başvurdular. Aldıkları yanıt şu oldu:
- Ben size erkekli kızlı dans etmeniz için yer veremem...
Bu çağda bu zihniyet diye başlayan mektubu yazan öğrenciler şu satırları da eklemişler:
"Belediyenin sinemasında gösterilen filmlerin bazı sahneleri de belediyece sansürleniyor."
İşte değiştiğini söyleyen ve özgürlük isteyenlerin bir başka fotoğrafı...
Avrasya Feribotu kaçırıldığında Çeçenistan açıklama yaparak "Bizim bu korsanlarla ilgilimiz yok bunlar terörist" dedi. Ankara ise teröristleri korumaya aldı. Sonra da hapisten kaçırdı. Teşvik etti. İki yıldır turizm mevsimi başında otel baskını başladı. Sözüm ona Rusya’ya karşı eylem yapıyorlar. Ama Rusya’yı değil Türkiye’yi vuruyorlar. Ankara aval aval bakıyor. Çeçen asıllı okurumuz İhsan Pilger sağduyulu:
- Haklısınız, bu eylemler kesinlikle terördür. Türkiye’ye zarar vermek için tasarlanmış çirkin oyunun küçük bir parçasıdır, diyor...
Kimdir İhsan Pilger? Kendini tanıtıyor:
- 1864 Kuzey Kafkas Halklarının sürgününde bu ülke topraklarına sürülmüş, o kayıp neslin torunuyum. 1945 Sibirya sürgünüyle de Çeçenya’da kalan akrabalarımızla olan bağlarımız kopmuş. Bugün ben anadilimi ve benliğimi koruyor, özgürlügümüz için çalışıyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Kafkas Çeçen Komitesi yönetim kurulu üyesiyim.
Türkiye’deki eylemlere dönüyoruz... Kim var bu oyunun arkasında?
- Bu terör eylemleri Çeçen İçkeriya Devleti adına Çeçen olmayanlara veya taraf olmayanlara yaptırılıyor. Türkiye’de işini hakkıyla yapan çok iyi çalışan bir tek güç var; Rus Lobisi... Zararı Türkiye ve Çeçenya görüyor. İkisi de benim vatanım.
Terörün her çeşidini kınayalım, diyor İhsan Bey...
- Çeçenya’da Rusların yaptığı üniformalı terör de ilgilendirmeli Türkiye’yi... Katliamlar, tecavüzler ve bir milletin yok oluşu. Bunları da görelim... Türkiye, Moskova’ya gidip "Çeçenler teröristtir" diye imza atacağına, genositi durdurmak adına hareket etmeliydi.
Otel terörü yaratanları Çeçen saymayan Kafkas kökenli kimi başka okurlarımız da var. İyi güzel... O zaman Çeçenistan adına yaratılan terörü daha yüksek sesle lanetlemeleri gerekmez mi?
Hastaneden taburcu olan Ecevit, görüştüğü madencilere "denizciler"...
The Marmara Oteli’ne "Intercontinental"...
Otel baskınına da "suikast" demiş.
Sağlığı normale dönen Başbakanımıza "geçmiş olsun" diyoruz.