Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İnternetten acıklı bir arkadaşlık öyküsü...
       Savaşın en kanlı günlerinden biri...
       Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu.
       - Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?
     Â"Delirdin mi?.." der gibi baktı teÄŸmen;
     Â- Gitmeye deÄŸer mi? Arkadaşın delik deÅŸik olmuÅŸ... Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma...
       Asker ısrar etti.
       Teğmen:
     Â- Peki.. Git o zaman!..
       İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar...
       Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
       - Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim, bak nitekim ölmüş.
     Â- DeÄŸdi teÄŸmenim, dedi asker.
       - Nasıl değdi? dedi teğmen, bu adam ölmüş görmüyor musun?
     Â- Gene de deÄŸdi komutanım. Çünkü yanına ulaÅŸtığımda henüz saÄŸdı. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için...
       Ve arkadaşının son sözlerini gözyaşları içinde tekrarladı teğmene:
     Â"Jim!.. GeleceÄŸini biliyordum!.."
       demişti arkadaşı...
     Â"GeleceÄŸini biliyordum!.."

Deve sormuÅŸ

       Yavru deve annesine sormuş:
     Â- Anne, neden bizim ayaklarımız bu kadar büyük?
       Annesi:
       - Yavrum çölde kumlarda yürürken bu koca ayakların sayesinde kuma batmıyorsun. Yavru deve meraklı:
     Â- AnneciÄŸim, neden bizim kirpiklerimiz bu kadar uzun?
       Anne:
       - Çölde kumlar gözüne girmesin diye yavrum.
       Yavru devede soru mu yok:
     Â- Anne, bizim bu sırtımızdaki kocaman kambur niye?
       Anne:
       - Çölde su bulmak zor. Uzun çöl yolculuklarında ihtiyacın olacak suyu oraya depolayacaksın.
       Küçük deve iyice meraklanmış:
     Â- AnneciÄŸim, Ankara Hayvanat Bahçesi'nde ne iÅŸimiz var?..

Slogan

       Galatasaray seyircisinin maçlarda takım gol attıktan sonra Fenerbahçe'ye sövmesi, Fenerbahçe ile uğraşması çirkin oluyor... İnsan mutluluktan küfür eder mi? Bu hafta esprili ve zarif bir tek slogan vardı:
     Â"Fenerbahçe sizinle gurur duyuyor..."

YaÅŸ 35, yolun neresi?..

       1887 - 1952 arasında yaşamış espri küpü yazar Sermet Muhtar, dost meclisindeki bir sohbet esnasında;
     Â- Kadınlardaki ihtiyarlık belirtileri 35'inde baÅŸlar, deyince orada bulunan hanımlardan biri atılmış:
       - Aşkolsun Sermet Bey, siz 35'indeki kadını yaşlı mı sayıyorsunuz?
       Üstad taşı hemen gediğine oturtmuş:
     Â- Efendim, öncelikle kadınların ne zaman "35" yaşına ulaÅŸabileceÄŸine bakmak lazım!..

Yangına körük!

       Avrupa Birliği ülkelerinin Ankara'daki büyükelçileri sırayla Dışişleri Bakanı Cem'i ziyaret ederek:
     Â- GüneydoÄŸu'daki tutuklamalardan vazgeçin, bu tavır AB - Türkiye iliÅŸkilerini geriye götürecek,
     Â
diye Ankara'yı sıkıştırırken... Olay okyanus ötesinde de yankılanırken... İçişleri Bakanı Sadettin Tantan yaraya tuz ve biber ekercesine tutuklu 3 HADEP'li başkanı görevden alıverdi. Ortada henüz bir mahkumiyet yok... Hatta başlamış bir yargılama, hazırlanmış bir iddianame de yok... Teorik olarak, ilk duruşmada savcının sanıkların beraatlerini talep etmesi, yargıcın da bu talep doğrultusunda karar vermesi dahi mümkün...
       Durum buyken ve Avrupa konuya odaklanmışken Sadettin Tantan 'ın Diyarbakır, Siirt, Bingöl belediye başkanlarını görevden alması nasıl yorumlanabilir?.. CHP'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül diyor ki:
     Â- Türkiye'de birkaç bin belediye baÅŸkanı var ve bunların belki yüzde onu çeÅŸitli nedenlerden dolayı halen yargılanıyor. EÄŸer yargılanmak, görevden alınmayı gerektiren bir suçsa, ki deÄŸildir, Sayın İçiÅŸleri Bakanı'nın yargılanmakta olan bütün belediye baÅŸkanlarını aynı ÅŸekilde görevden alması gerekir. Bence burada yargıya mesaj, hatta gözdağı veriliyor. Ä°lk mesaj, bu kiÅŸiler daÄŸda gezen birer teröristmiÅŸ gibi yaka - paça sorgulamaya alınarak verilmiÅŸti. Åžimdi aynı kiÅŸiler, daha yargılama bile baÅŸlamadan görevden alınarak yargıya "Bunları mahkum edin" mesajı veriliyor.
       Yurdagül, olayın diğer sakıncalı yönlerini de şöyle dile getiriyor:
     Â- Mesut Yılmaz bir süre önce "AB'ye giden yol Diyarbakır'dan geçer" demiÅŸti. ANAP'lı İçiÅŸleri Bakanı, bu davranışıyla ANAP Genel BaÅŸkanı'nın bu sözlerindeki samimiyetsizliÄŸi de ortaya koymuÅŸtur.
       ***
     Â
Yaşlı başlı, ilkokul mezunu bile olmayan bir dede "Kimya mühendisi aranıyor" ilanına başvurunca... "Yanlış geldin" demişler, "Biz üniversite mezunu, genç, dinamik birisini arıyoruz..."
     Â- Biliyorum, demiÅŸ dede, ben bu iÅŸte yokum, onu söylemeye geldim.
       AB'ye ve Batı'ya katılmayı istemiyorsak şunu baştan söylesek.. Hem kendimizi, hem AB'yi yormasak.. İyi olmaz mı?


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr