TRT Genel Müdürlüğü'ne 52 aday başvurdu... RTÜK bu 52 adayı 5 gün içinde tek tek inceledi(!), aralarından en iyi(!) üçünü Bakanlar Kurulu'na teklif etti. 5 günde 52 adayı, yalnızca yazılı başvurularına bakarak, sağlıklı bir değerlendirmeden geçirmek mümkün müdür? Takdir sizin... Bakanlar Kurulu şimdi üç kişiyi tek adaya indirerek Cumhurbaşkanı'na gönderecek.
Gazeteciler dün Başbakan Ecevit'e genel müdür atamasını sordular... Başbakan:
- Bazı bakanların imzası eksik, dedi, imzalar tamamlanınca kararı Çankaya'ya sevkedeceğiz...
Anlaşıldı ki, yeni genel müdür bir Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınıp tartışılarak tespit edilmiş değildir. İsim belirlemesini liderler yapmış, bakanların imzasını toplamaya başlamışlardır.
TRT gibi ülkenin kaderinde rol oynayan ve trilyonları kontrol eden bir kuruluşun genel müdürü böyle mi seçilir?
Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı'na düşen görev de bu soruyu Hükümet'e yüksek sesle sormak ve atama kararını daha iyi bir seçim temennisiyle iade etmektir.
"Zaman geçer derler, fakat heyhat... Zaman durur, geçen biziz."
A .Dobson
"Herkes H.G.Wells'in zaman makinesini bilir. Bu makinaya binen zaman içinde ileriye ya da geriye gidebiliyor, geçmişin nasıl olduğunu geleceğin nasıl olacağını kendi gözleriyle görebiliyordu. Ama çoğu kişinin sezemediği şu ki, günümüzde dünya ülkelerini dolaşmak da aynı işi görür."
Bertrand Russel
Fıkrayı Almanya'dan Çiğdem Akkaya göndermiş...
Yolcu gemisi ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular sahildeki uzun sakallı, üstü başı yırtık sıska adamı farketmişler... Adamcağız oradan oraya koşuyo, çılgın gibi ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyor... Yolcular Karadenizli kaptana:
- Sahilde biri var, diye bağırmışlar...
- Biliyorum, demiş kaptan, her yıl buradan geçeriz, her seferinde bu manyak kafayı üşütmüş gibi kendini oradan oraya atar durur..."
Sonuçta IMF'ye verilen niyet mektuplarıyla yönetiliyoruz.
Aslında Türkiye'yi sadece mektup yazmayı bilen biri de yönetebilir..!
Ayşe Akkuş
Meslektaşımız Ruşen Çakır, Fazilet Partisi'nin kapatıldığı gün yeni kurulacak partinin adının "Saadet" olacağını ekranlarda söylemişti. Sebebi sorulduğunda şöyle izah etti:
- Milli Nizam Partisi'nin kuruluş beyannamesinde şöyle bir cümle var: "Milletimizin fıtratındaki yüksek ahlak ve fazilet kuvveden fiiile çıkacak MNP'nin muntazam kanallarından dört bir yana dağılarak bütün yurt sathına refah, saadet ve selamet götürmeye başlayacaktır..." Parti isimlerini bu cümledeki sıfatlardan seçiyorlar. Sırada "Saadet" var...
Fatih Terim ve Mustafa Denizli... Türk futbolunun bu iki başarılı ismi sık sık gazete ve ekranlarda boy gösterirler... Ama, dikkatinizi çekmiş midir bilemeyiz, uzunca bir süredir bu ikiliyi, ellerinde ya da ağızlarında sigara ile görmüyoruz. Oysa ikisi de zaman zaman sigara içer... Peki onları neden sigara içerken görmüyoruz? Nedenini, birkaç gün önce spor yazarı bir arkadaşımız yazdı... Terim ve Denizli meslektaşlarımızdan rica etmişler... Biz demişler, toplumun, özellikle de gençlerin örnek aldığı insanlarız... O yüzden, lütfen bizi sigara içerken çekmeyiniz ki insanlara kötü örnek olmayalım.
Acaba sık sık elinde bir ağızlık ve ucunda sigara ile ekran ve fotoğraflarda görünen Mesut Yılmaz'ın aklına aynı şeyler gelmiş midir? Yoksa Mesut Bey "Nasıl olsa kimse beni örnek almaz" rahatlığı içinde midir?