Kemal Uluer...

14 Kasım 2002


<#comment>Halen Milliyet’in Haber Müdürü olan Doğan Akın arkadaşımız, 1983 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesinde tanışır Kemal Uluer ile. İkisi de birinci sınıftadır. Yıllarca sürecek derin dostluk, ders çıkışlarından birinde başlar...
Kemal Uluer ortaokul sıralarında geçirdiği kas erimesi hastalığı sonucu tekerlekli sandalyeye çakılmıştır. Kendi kendine hareket edemez. İskemlesinden yatağına geçişi bazen 1.5 - 2 saat sürer... Doğan Akın en iyi dostudur onun; sandalye mahkûmiyetini bile unutturan dostu...
1980’lerin sonuna doğru Kemal Uluer birden beklenmedik bir şey söyler Doğan’a:
- Ortak, der, zamanı geldiğinde odama kapanıp son 10 tablomu yapıp her şeye nokta koymayı planlıyorum...
Aradan 10 yıl geçer. Kemal 2000 yılı başında evinde inzivaya çekilir. 91 gün hiç kimseyle görüşmez. 10 tablodan 9’unu bitirmiş, paketleyip üzerine "2002’den önce açılmaz" notu düşmüştür... Son tablosunu yaklaşık 1.5 yıl sonra 27 Aralık 2001’de yaparak kendisine verdiği sözü tutar... İntihar eder...
Doğan Akın bu talihsiz arkadaşının günlük notlarını "Başucumda Hayat" (YKY) adlı bir kitapta topladı. Kemal Uluer’in 100’e yakın resmi şu sırada Ankara’da "Çağdaş Sanatlar

Yazının Devamı

Hangi irade..!

13 Kasım 2002

- Anayasada kişiye özgü düzenleme olmaz, diyor..Tayyip Erdoğan cevap veriyor:- Bu milli iradeye saygısızlık...Peki acaba "milli irade" Recep Tayyip Erdoğan ve partisine dilediğini yapma izni veriyor mu?Anayasa Profesörü Zafer Üskül soruyu yanıtlıyor:- Egemenlik millete aittir ama milletin egemenliği sadece milletin seçtiği temsilciler tarafından kullanılmaz.Çünkü anayasa egemenliğin yetkili organlar eliyle kullanılacağını öngörüyor Yetkili organların da "yasama", "yürütme" ve "yargı" olduğu yazılı... Bu organlar egemenliği kullanırken anayasaya ve hukuka uymak zorundadır.Yasama organı sınırsız bir yetkiye sahip değildir...Özetle, ben milli iradeyi temsil ediyorum herşeyi yaparım, mantığı geçerli değildir...Ayrıca malum.. AKP kayıtlı seçmenlerin sadece yüzde 25nin oyunu aldı... Seçmenin yüzde 75i onu desteklemiyor. AKPnin TBMMdeki çoğunluğu tamamen çarpık seçim sisteminin hediyesi... Milli iradeye saygılı bir insan bunları düşünmez mi?Ayrıca "Jet Fadıl" sözkonusu olunca hukuk milli iradenin önüne geçiyor da neden Tayyip Erdoğan söz konusu olunca irade hukukun önüne geçiyor? Cumhurbaşkanı Sezer pek de bilinmeyen bir şey söylemiyor: Öyle büyük boş laflar vardır ki, içinde bütün bir

Yazının Devamı

Hangi irade..!

13 Kasım 2002


<#comment>Cumhurbaşkanı Sezer pek de bilinmeyen bir şey söylemiyor:
- Anayasa’da kişiye özgü düzenleme olmaz, diyor..
Tayyip Erdoğan cevap veriyor:
- Bu milli iradeye saygısızlık...
Peki acaba "milli irade" Recep Tayyip Erdoğan ve partisine dilediğini yapma izni veriyor mu?
Anayasa Profesörü Zafer Üskül soruyu yanıtlıyor:

Yazının Devamı

CIA Yemende...

12 Kasım 2002

Bir Amerikalı gazetecinin ilginç sorusunu buraya alalım... - Rusyaya ait pilotsuz bir uçak izinsiz olarak Türk hava sahasına girer ve içinde 6 kişi bulunan bir otomobili havaya uçurursa ve Moskova bu kişilerin Çeçen terörüyle bağlantılı kişiler olduğunu söyleyerek kendini haklı gösterirse, Batı (ve tabii Türkiye) bu savunmayı kabullenir mi? Yemende akıl durduran bir olay meydana geldi. CIAe ait pilotsuz bir uçaktan fırlatılan "hellfire" füzesi, içinde 6 kişi bulunan bir otomobili havaya uçurdu. ABD otomobildekilerin El Kaideyle bağlantılı teröristler olduğunu öne sürdü. CIAin neden Yemen Hükümetiyle işbirliği yapmadığı, neden yakalanması mümkün kişileri havadan füzeyle vurduğu yanıtsız kaldı. Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme. John Wooden Polis zarafeti... Aklımıza bir soru takıldı...İstiridye veya ıstakoz yerken zarafetiyle çevresindekilere örnek olan polislerin daha sonra sokaklarda cop ve tekme ile üniversite öğrencisi dövmesi bu zarafete gölge düşürmeyecek mi? "Görevde zarafet"i de gündeme almak iyi olmaz mı? Emniyet Müdürlüğü 200 bin polise dağıtılmak üzere "Günlük Yaşam Kuralları" kitabı bastırmış. Kitapta yengeç, ıstakoz, istiridye

Yazının Devamı

CIA Yemen’de...

12 Kasım 2002


<#comment>Yemen’de akıl durduran bir olay meydana geldi. CIA’e ait pilotsuz bir uçaktan fırlatılan "hellfire" füzesi, içinde 6 kişi bulunan bir otomobili havaya uçurdu. ABD otomobildekilerin El Kaide’yle bağlantılı teröristler olduğunu öne sürdü. CIA’in neden Yemen Hükümeti’yle işbirliği yapmadığı, neden yakalanması mümkün kişileri havadan füzeyle vurduğu yanıtsız kaldı.
Bir Amerikalı gazetecinin ilginç sorusunu buraya alalım...
- Rusya’ya ait pilotsuz bir uçak izinsiz olarak Türk hava sahasına girer ve içinde 6 kişi bulunan bir otomobili havaya uçurursa ve Moskova bu kişilerin Çeçen terörüyle bağlantılı kişiler olduğunu söyleyerek kendini haklı gösterirse, Batı (ve tabii Türkiye) bu savunmayı kabullenir mi?

Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme.
John Wooden Emniyet Müdürlüğü 200 bin polise dağıtılmak üzere "Günlük Yaşam Kuralları" kitabı bastırmış. Kitapta yengeç, ıstakoz, istiridye ve karidesin lokantada nasıl yenileceği bile anlatılıyormuş.

Yazının Devamı

Ramazan öyküsü

10 Kasım 2002

"...Abdülhamid devrinde birkaç arkadaşla beraber oruç yerken basıldık, yakın bir merkeze götürüldük. İşgüzar memur bizi komiserin odasından içeriye tıkar gibi soktu. Komiser yatağının üstünde, henüz yeni kalkmış... İki parmağı arasında da bir sigara, tütüp duruyordu.İşi o da anladı. Biz de! Bakışlarımız, halimize en belirli birer tercüman oldu. Komiser elindeki sigarayı bir daha çekti. Bize dedi ki:- Şeri bir özürünüz mü vardı?- Evet efendim!- Bizi getiren polise dönerek, efendiler şeri özürleri varmış. Sormadan, anlamadan niye tutup geldin? Bize dönerek, "Bir daha evinizde oturun, buyrun!" dedi.İki taraf da, düşmüş olduğu müşkül vaziyetten kurtuldu idi!Halbuki, o devirde memuriyetten tard, işten kovulma, üç, beş, on, gün hapis vardı.(Ramazan Karşılaması... Arba Yayınları S.53) Nerdeee o eski ramazanlar diye iç çekmek kolay da... Eski ramazanları yaşamak kolay mıydı sanıyorsunuz? Hele de oruç vakti bir şeyler yerken görünmek! Ahmet Rasim üstat anlatıyor: Atatürk kazandığı zaferlerden daha büyük adamdı. Vatana millete... - Ancak medyamız dahil herkes, Tayyip Beyi başbakan yapmanın yollarını arıyor. Hiç kimse "Devam eden yolsuzluk davalarından aklan gel" diyemiyor. Oysa Mesut

Yazının Devamı

Ramazan öyküsü

10 Kasım 2002


<#comment>Nerdeee o eski ramazanlar diye iç çekmek kolay da... Eski ramazanları yaşamak kolay mıydı sanıyorsunuz? Hele de oruç vakti bir şeyler yerken görünmek! Ahmet Rasim üstat anlatıyor:
"...Abdülhamid devrinde birkaç arkadaşla beraber oruç yerken basıldık, yakın bir merkeze götürüldük. İşgüzar memur bizi komiserin odasından içeriye tıkar gibi soktu. Komiser yatağının üstünde, henüz yeni kalkmış... İki parmağı arasında da bir sigara, tütüp duruyordu.
İşi o da anladı. Biz de! Bakışlarımız, halimize en belirli birer tercüman oldu. Komiser elindeki sigarayı bir daha çekti. Bize dedi ki:
- Şer’i bir özürünüz mü vardı?
- Evet efendim!
- Bizi getiren polise dönerek, efendiler şer’i özürleri varmış. Sormadan, anlamadan niye tutup geldin?

Yazının Devamı

Irak ve Türkiye

9 Kasım 2002

Çevik Bir Paşa söze, Türkiyenin stratejik avantajlarını sayarak başladı... 3 Kasım seçimlerinin Irakta yaklaşan savaş için gerekli hazırlığı yapmamıza engel olduğunu anımsattı. Böyle bir savaşı geciktirmek için elimizden geleni yapmalı, halkı savaşa karşı koruyucu önlemleri hemen almalıydık...Yeni hükümet bir kriz masası oluşturmalı ve bir savaş durumunda izlenecek politikaları ve alınacak tedbirleri gerekirse günde 24 saat görüşmeliydi.Bu savaşta Türkiyenin tavrı ne olmalı?Çevik Bir Paşa, Türkiyenin Birleşmiş Milletler onayı olmadan bir savaşa kesinlikle katılmaması ve karışmaması gerektiği görüşündeydi.Eğer BM kararı doğrultusunda bir savaş olacaksa Türkiye bu savaşa da tek başına katılmamalı, NATO antlaşmasının 5inci maddesi doğrultusunda diğer NATO üyeleriyle birlikte hareket etmeli. Türkiyenin katkısı, üsleriyle hava sahasını kullandırmak ve lojistik destek sağlamanın ötesine geçmemeli.ABD tek başına savaşa girişirse Türkiye İncirlik Üssünü kullandırmıyorum diyebilir mi? Bu soruya Paşanın yanıtı şu oldu:- Türkiye bunu diyebilir, Amerika da anlayış gösterir...Çevik Paşayla birlikte yararlı bir ufuk turu yaptık. Kabataş Lisesi Vakfının önceki gün düzenlediği konferansın konusu

Yazının Devamı