Neymiş? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Vergi Yasası’nı veto etmesine ilişkin haberin TRT’de kısa yayımlanmasına kızmış... O kızgınlıkla hemen Devlet Denetleme Kurulu’na, "Gidin şu TRT’yi denetleyin" diye emir vermiş. İki denetçi, sabahın köründe baskın yapar gibi TRT Genel Müdürlüğü’ne gelerek kendilerine oda tahsis edilmesini istemiş. TRT Genel Müdürü Yücel Yener -herhalde bu konuyu görüşmek üzere - Sezer’den randevu istemiş. Alamayınca da, "Bu denetim TRT’nin tarafsızlığına ve özgürlüğüne müdahaledir" demiş...
Yarın toplanacak Yönetim Kurulu’nda Genel Müdürlük’ten istifasını açıklayabilirmiş.
Kaynağı alenen Yücel Yener olan yukarıdaki haber iki gündür gazetelerde yer alıp duruyor.
Sezer gibi bir insan, sırf kendisiyle ilgili haberi beğenmedi diye durup dururken TRT gibi koskoca bir kurumu denetletmeye kalkar mı?
Sözü bir DDK üyesine bırakıyoruz.
"Bizim bir denetim programımız var ve TRT’nin bugünlerde denetleneceği o program gereği aylar öncesinden belliydi. Kaldı ki biz TRT’yi ilk kez denetlemiyoruz, daha önce de denetledik. Benim anlayamadığım şimdi neden bu kadar gürültü çıkartılıyor? Acaba çekinilen bir şeyler mi var?"
Köpek sayısı kemik sayısından fazla oldukça barışı sağlamak imkânsızdır.
Politikacı ucuzladıkça ülkenin masrafları çoğalır.
Amerikan halkı Columbia uzay mekiğinin parçalanması sonucu yok olan 7 yiğit astronota ağlıyor. Yalnız Amerikalılar değil... İnsan olan herkes bu hak edilmemiş ölümlere üzülüyor...
Öte yanda New York Times gazetesinde bir haber:
"ABD harekâtın ilk iki gününde Irak’a 3 bin bomba ve füze atacak"
Amerikan bombardımanı sonucu Afganistan’da 7 bin masum insan öldü. Irak’ta biz diyelim 70, siz deyin 700 bin masum ölecek. Onlar insan değil mi?
Onların ölümünü sıradan olay veya kader karşılayanlar insan mı?
Orhan Kural "Ve Sekiz Oldu" adlı kitabında Güney Afrika’yı anlatırken şu satırları yazmış:
"Bir fil günde 380 kilogram ot ve 180 kilogram su tüketir."
Ne muazzam bir yaratık...
Demeyin sakın.. Bizim hortumcuların yanında fil hortumu hiçbir şey...
Bizimkiler ot ve su yerine milyar dolar götürüyor...
Götürüyor da bana mısın demiyor...
Odalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu diyor ki:
"ABD’nin bize ekonomik ilişkilerde eşit davranmasını istiyoruz. ABD terörist ilan ettiği ülkelerden mal alıyor ama stratejik ortak, müttefik vs. dediği bize ise kota koyuyor. ABD ile ekonomik ortaklığa oturmak zorundayız..."
Bu satırlara Mizahçı Derya Derin’in sorularını ekleyelim:
- Dünya ekonomisinden aslan payını tek başına götüren ABD neden sadece savaşa giderken bizi yanında götürmek istiyor?
- ABD’liler tekstilde başka ülkelerin ürünlerini kullanırken savaşa sıra gelince niye bizim üsleri kullanıyorlar?
- Her yıl İsrail’e, Yunanistan’a keseyi açan ABD neden bizim başımıza sadece dert açıyor?
***
Türkiye Güneydoğu’ya asker kaydırıyor. Başbakan Abdullah Gül bu yılın bütçesine savaşla ilgili 15 trilyon lira konulacağını söylüyor. Yaklaşık 10 milyar dolar eder... ABD bu zararın ne kadarını karşılayacak? Karşılayacak mı?
Amerika Irak savaş masrafını en az 50 milyar dolar hesap ediyor. Masrafı mümkün olduğunca düşük tutmaya çalışıyor. Başkan Bush Washington’da Tayyip Erdoğan’a 1 - 2 milyar dolardan söz etmişti. Washington kimseye para vermeye niyetli değil. Sam Amca, Irak petrolüne el koyup 50 milyar doları en kısa sürede doğrultmanın peşinde. Hükümet ABD’nin isteklerine izin için TBMM’ye gidiyor. Peki Türkiye’nin sırtlanacağı zararın karşılanması konusu ne oldu? Neden artık o konudan söz edilmiyor?
Yine "bedava bar fedaisi" rolünde miyiz? Söylense de öğrensek...
Batık bankaları için milyarlarca dolar ayıran hükümet, çalışanların nemalarını vermiyor. Nemaların ismini Nemabank diye değiştirin de hemen ödensin.
Akif Kökçe
Tayyip Erdoğan Yunanistan Dışişleri Bakanı’na "Sizde MGK var mı? diye sormuş. Şunu da sormalıydı: "Sizde irtica tehlikesi var mı?"
Haldun Ertem
Hükümet, Meclis’den savaş yetkisi isteyecekmiş. İktidar partisi AKP’nin Meclis’de çoğunluğa sahip olduğu dikkate alınacak olursa, durumun tercümesi şu oluyor:
"AKP savaş istiyor"
Mustafa Öncül