Tekelci oyunlar!

9 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Özelleştirmede sıra Tekel'e geldi... AKP iktidarı buna dünden hazır ama ortada bir sorun var... Tekel'e talip uluslararası sigara tekelleri, şu aralar sigaraya zam yapmayın yoksa teklif edeceğimiz fiyat düşer, bu işten siz zararlı çıkarsınız, diyorlar. Prof. Elif Dağlı, Sigara ve Ulusal Sağlık Komitesi'nin Türk Tabipleri Birliği'nde düzenlediği toplantıda bu tehdide itibar edilmemesini, zira Avrupa ve ABD'de 3 - 5 dolar olan sigara fiyatlarının Türkiye'de bir dolar civarında olduğunu anımsattıktan sonra şöyle devam etti:
     "Fiyatı artırıldığında hem devlete daha çok gelir sağlayan hem de halk sağlığını olumlu etkileyen bir tek ürün vardır; sigara. Yapılan bilimsel hesaplamalar sigaraya yüzde 100 zam yapılması durumunda devlete yüzde 44 daha fazla gelir sağladığını, buna karşılık tüketimin yüzde 40 azaldığını göstermiştir. Dolayısıyla hem kendini hem halkının sağlığını düşünen bir hükümetin yapacağı en hayırlı zam sigara zammıdır."
     Kısa bir süre öncesine kadar günde iki paket sigara içen AKP milletvekili Emin Şirin'in bu konudaki değerlendirmesi de aynı paralelde oldu.
   &n

Yazının Devamı

Bizim Fidel'ler!

8 Mayıs 2003

- Kübalılarla ne konuştunuz Fuat Bey? - Benim kızın bu yılki doğum gününde ne gibi etkinlikler yapacağımızı konuştuk.- Anlayamadım! - Fidel Castro'yu çok sevdiğim için 1978 yılında doğan kızımın adını Fidel koymuştum. Yıllar sonra Küba Büyükelçiliği yetkilileri bunu öğrenince tanıştık, zamanla dost olduk, hatta ailece görüşmeye başladık. Bundan önceki Küba Büyükelçisi, ki onun da adı Castro'ydu, benim kızın doğum tarihinin 12 Temmuz olduğunu öğrenince daha da şaşırdı. Çünkü Fidel Castro da 12 Temmuz'da doğmuş. Bunun üzerine bana, sizin Fidel'in doğum günlerini bundan sonra bizim Büyükelçilik'te kutlayalım dedi. 1997 yılından beri her iki Fidel'in doğum gününü Küba Büyükelçiliği'nde kutlar, kendi çapımızda etkinlikler de düzenleriz. Bu arada Türkiye'de Fidel adını taşıyan yaklaşık 50 genç bulunduğunu sanıyorum... Bizim Fidel'ler bundan önce iki kez bir araya geldiler. Çok mutlular... Arkadaşımız Fahrettin Fidan, geçen gün, bir iş için gittiği Ankara Dedeman Oteli'nin lobisinde CHP Hatay milletvekili Fuat Çay'ı Küba Büyükelçiliği diplomatlarıyla sohbet ederken görünce meraklandı. Ertesi gün Meclis'te karşılaşınca sordu: Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sezer'i halka şikâyet edecekmiş.

Yazının Devamı

Bizim Fidel'ler!

8 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Arkadaşımız Fahrettin Fidan, geçen gün, bir iş için gittiği Ankara Dedeman Oteli'nin lobisinde CHP Hatay milletvekili Fuat Çay'ı Küba Büyükelçiliği diplomatlarıyla sohbet ederken görünce meraklandı. Ertesi gün Meclis'te karşılaşınca sordu:
     - Kübalılarla ne konuştunuz Fuat Bey?
     - Benim kızın bu yılki doğum gününde ne gibi etkinlikler yapacağımızı konuştuk.
     - Anlayamadım!
     - Fidel Castro'yu çok sevdiğim için 1978 yılında doğan kızımın adını Fidel koymuştum. Yıllar sonra Küba Büyükelçiliği yetkilileri bunu öğrenince tanıştık, zamanla dost olduk, hatta ailece görüşmeye başladık. Bundan önceki Küba Büyükelçisi, ki onun da adı Castro'ydu, benim kızın doğum tarihinin 12 Temmuz olduğunu öğrenince daha da şaşırdı. Çünkü Fidel Castro da 12 Temmuz'da doğmuş. Bunun üzerine bana, sizin Fidel'in doğum günlerini bundan sonra bizim Büyükelçilik'te kutlayalım dedi. 1997 yılından beri her iki Fidel'in doğum gününü Küba Büyükelçiliği'nde kutlar, kendi çapımızda etkinlikler de düzenleriz. Bu arada Türkiye'de Fidel adını taşıyan yaklaşık 50 genç

Yazının Devamı

Efsane tekledi...

7 Mayıs 2003

- Efendim MGK'de askerler kadrolaşmayı gündeme getirir getirmez Tayyip Bey derhal söz aldı ve siz Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenen beklenen Edip Başer Paşa'yı emekli edip yerine Aytaç Yalman'ı getirirken kadrolaştınız mı? diye sordu... - Breh breh başka ne oldu?- Devlet kadrolarını imam hatip mezunlarıyla doldurduğumuzu söylüyorsunuz... Ben de imam hatip mezunuyum ama bugün Başbakanım, diyerek askerleri mat etti...- Başka?- Tayyip Bey Cumhurbaşkanı Sezer'e de postasını attı. Geçen gün onu "Cumhuriyet gazetesi gibi konuşuyorsunuz" diyerek bozum etti...Bu tür söylenceleri Başbakan'ın ve hükümetin yalanlamaması sonunda Genelkurmay'ı çok sert bir açıklama yapmaya kadar götürdü. Geçmiş olsun..! Tayyip Erdoğan'ın çevresi yeni bir imaj yöntemi geliştirdi... Gizli görüşmelerde söylenmeyen kimi sözler (o toplantıya katılanların medyayla ilişkilerinin sınırlı olmasından da cesaret alınarak) basına sızdırılıyor ve bu şekilde bir "zamane kahramanı" yaratılmaya çalışıyor... Mesela: Gözyaşlarıyla ödenmiş bedel, tuzlu suyla geri verilmez. Amin Maalouf (Yüzüncü Ad) Malatya Güneş gazetesinden haber: "Devlet Hastanesi Müdürlüğü'ne 2 yıllık açık öğretim fakültesi mezunu Rıfkı Karagöz

Yazının Devamı

Efsane tekledi...

7 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Tayyip Erdoğan'ın çevresi yeni bir imaj yöntemi geliştirdi... Gizli görüşmelerde söylenmeyen kimi sözler (o toplantıya katılanların medyayla ilişkilerinin sınırlı olmasından da cesaret alınarak) basına sızdırılıyor ve bu şekilde bir "zamane kahramanı" yaratılmaya çalışıyor... Mesela:
     - Efendim MGK'de askerler kadrolaşmayı gündeme getirir getirmez Tayyip Bey derhal söz aldı ve siz Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenen beklenen Edip Başer Paşa'yı emekli edip yerine Aytaç Yalman'ı getirirken kadrolaştınız mı? diye sordu...
     - Breh breh başka ne oldu?
     - Devlet kadrolarını imam hatip mezunlarıyla doldurduğumuzu söylüyorsunuz... Ben de imam hatip mezunuyum ama bugün Başbakanım, diyerek askerleri mat etti...
     - Başka?
     - Tayyip Bey Cumhurbaşkanı Sezer'e de postasını attı. Geçen gün onu "Cumhuriyet gazetesi gibi konuşuyorsunuz" diyerek bozum etti...

Yazının Devamı

İşkence ve Fener!

6 Mayıs 2003

- Ben Fenerbahçe taraftarı olsam, hani işkence yoktu diye DGM'ye başvururdum arkadaş.Erman Hoca, Beşiktaş - Altay maçının hakemi Selçuk Dereli'yi tanımlıyor:- Bu çocuk adeta gezen bir bomba... Ne zaman, nerede patlayacağı belli değil. Şansal Büyüka, önce bir Fenerbahçe taraftarının cep telefonundan gönderdiği mesajı okuyor;Ne bir kızı sevmek, ne üniversiteyi bitirmek/Tek dileğim önümüzdeki sezon/Bir Fenerbahçeli olarak/Başı dik sokakta gezebilmek.Şansal, ardından şu yorumu yapıyor; Bu Fenerbahçe'ye, taraftarını şair ettirmeyecek bir teknik direktör bulmak lazım.Spor programları da bir âlem... Pazar akşamı Maraton programında, Fenerbahçe'nin durumu konuşuluyor ve tabii Erman Toroğlu incilerinden birini patlatıyor; "İnsanları ikna etmenin en iyi yollarından biri onları dinlemektir." Dean Rusk İşte dayanışma! Anadolu Ajansı haberi, "Polis dayanışması" başlığıyla verdi. Başkomiserlikten emniyet amirliğine terfi kursu için Ankara'ya gelen Polis Akademisi 1992 mezunu 400 polis, Manisalı gençlere işkence yapmaktan 3.5 yıl ceza alan dönem arkadaşları Atilla Gürbüz'e yardım için aralarında 3.5 milyar lira para toplamışlar. Bir gün işkence mağdurları ile de dayanışacakları umuduyla

Yazının Devamı

İşkence ve Fener!

6 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Pazar akşamı Maraton programında, Fenerbahçe'nin durumu konuşuluyor ve tabii Erman Toroğlu incilerinden birini patlatıyor;
     - Ben Fenerbahçe taraftarı olsam, hani işkence yoktu diye DGM'ye başvururdum arkadaş.
     Erman Hoca, Beşiktaş - Altay maçının hakemi Selçuk Dereli'yi tanımlıyor:
     - Bu çocuk adeta gezen bir bomba... Ne zaman, nerede patlayacağı belli değil.
     Şansal Büyüka, önce bir Fenerbahçe taraftarının cep telefonundan gönderdiği mesajı okuyor;
     Ne bir kızı sevmek, ne üniversiteyi bitirmek/Tek dileğim önümüzdeki sezon/Bir Fenerbahçeli olarak/Başı dik sokakta gezebilmek.

Yazının Devamı

Akşam gazeteleri

4 Mayıs 2003

Sevgili Güngör Sayarı, piyasaya yeni çıkan "Çelişkiler Ülkesinden Hinlik Cinlik Öyküleri" adlı enfes kitabında bu gazeteleri de anlatıyor.Zeki Müren'in cinsel tercihi ile ilgili dedikoduların ayyuka çıktığı günlerde bu gazetelerden birinin attığı başlık:"Zeki Müren çocuk düşürdü"Gazete o gün yok satmıştı. Haberin içinde ise Zeki Müren'in İstiklal Caddesi'nde bir çocuğa çarparak düşmesine sebep olduğu yazılıydı...Satıcı çocuklar manşetleri ilgi çekici hale getirmekte ustaydı.Örneğin "Gelir vergisinden muaf olanların listesi yayımlandı" haberi çocukların ağzında:"Gelir vergisinden mahvolanları yazıyoooor" olurdu...Makarios haberleri de revaçtaydı. Eğer Makarios'la ilgili haber yeterince ilginç değilse çocuk satıcı lafı yuvarlayarak ilgi çekerdi:"Makarios'un dırıvıttığını yazıyor"Başlık oyunlarıyla gazete sattırmak en geçerli yöntemdi.Mesela manşette kocaman harflerle "IRAK'TA İHTİLAL"Altında küçük harflerle "Havası esiyor"Üstte "MEMUR MAAŞLARINA ZAM" başlığı.. Altında küçük harflerle "Çalışmaları hızlandı" başlığı...O gazeteler yalan söyleye söyleye sonunda battılar... Eskiden akşam gazeteleri vardı. Öğleden sonra piyasaya çıkardı. Üç beş kişiyle hazırlanan bu gazeteler attıkları

Yazının Devamı