Hani muhalefet?

28 Mayıs 2003

Aliağa'da bir toplantıya katıldı, Soma'da festivale... Gelibolu'da tetkik ve incelemelerde bulundu... Çan'da yeniden düzenlenen Atatürk Şehir Meydanı' nı, Osmanlı Çeşmesi'ni, Selçuk Kapısı'nı açtı.Oysa Ankara'da önemli tartışmalar var.Gazetelerin "Genç subaylar rahatsız" manşeti üzerine açıklama yapan Genelkurmay Başkanı rahatsızlığın "bütün orduda mevcut olduğunu" söylüyor.Şeriatçı kadrolaşmadan yakınıyor.Siyaset dışı güçlerin rahatsızlığı elbette muhalefetin görevini yapmamasından da kaynaklanıyor. CHP lideri bakalım bu gelişmeler karşısında ne diyecekti?O yüzden salı günü yani dün Grup'ta yapacağı konuşma merak ediliyordu.Ne var ki Genel Başkan salı gününü Çanakkale dolaylarında gezmekle geçirdi Muhalefeti salı günü yapacağı Grup toplantılarıyla sınırlamış olan Genel Başkan salı günü de Ankara'da olmayınca... Muhalefet boşluğu elbet kendini daha da belirgin şekilde hissettirdi. CHP Meclis Grubu'nun olağan haftalık toplantısı dün yapılmadı. Sebep? Genel Başkan Çanakkale, Manisa ve İzmir'de törenlerde, açılışlarda, festivallerdeydi de ondan... Eğer asker Avrupa Birliği'ne girmemize karşı olsaydı, daha önce iki kez Viyana kapılarından girmeyi denemezdi. Arman Salepçi

Yazının Devamı

Hani muhalefet?

28 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     CHP Meclis Grubu'nun olağan haftalık toplantısı dün yapılmadı. Sebep? Genel Başkan Çanakkale, Manisa ve İzmir'de törenlerde, açılışlarda, festivallerdeydi de ondan...
     Aliağa'da bir toplantıya katıldı, Soma'da festivale... Gelibolu'da tetkik ve incelemelerde bulundu... Çan'da yeniden düzenlenen Atatürk Şehir Meydanı' nı, Osmanlı Çeşmesi'ni, Selçuk Kapısı'nı açtı.
     Oysa Ankara'da önemli tartışmalar var.
     Gazetelerin "Genç subaylar rahatsız" manşeti üzerine açıklama yapan Genelkurmay Başkanı rahatsızlığın "bütün orduda mevcut olduğunu" söylüyor.
     Şeriatçı kadrolaşmadan yakınıyor.
     Siyaset dışı güçlerin rahatsızlığı elbette muhalefetin görevini yapmamasından da kaynaklanıyor.

Yazının Devamı

Vizesiz Avrupa!

27 Mayıs 2003

- Birincisi; bir AB ülkesi yurttaşıyla evli olan Türkler. İkincisi; işadamları ve serbest meslek mensupları... Yani doktorlar, diş hekimleri, terziler, kasaplar, manavlar, berberler, sanatçılar, dansözler vs. Üçüncüsü; AB ülkelerine konferans vermeye gidecek bilim adamları, gazeteciler vs. - İyi de bunlara vize zorunluluğu olmamasının hukuki temeli nedir? - Türkiye'nin, 1970 yılında AET (şimdiki AB) ile imzaladığı Katma Protokol'ün 41. maddesi buna olanak tanıyor. Madde; akit taraflar, aralarında yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edinimine yeni kısıtlamalar koymaktan kaçınırlar, hükmünü içeriyor. Bu maddeyle tanınan hak, Avrupa hukukunun bir parçasıdır, dolayısıyla üye ülkelerin iç hukuklarının üzerindedir. AB ülkelerinin 1980 ve sonrasında Türk yurttaşlarına getirdiği vize zorunluluğu bu maddeyle tanınan hakkı ortadan kaldırdığı için geçersizdir. Nitekim Avrupa Adalet Divanı'nın bu yönde vermiş olduğu kararlar vardır. Küreselleşme ve Türkiye, adlı kitabımda bunları anlatıyorum. Türk yurttaşları Avrupa Adalet Divanı'nın Ankara'daki temsilciliğine başvurarak haklarını arayabilirler. Vatandaş AB ülkelerine girebilmek için elçilik kapılarındaki vize kuyruğunda baygınlık

Yazının Devamı

Vizesiz Avrupa!

27 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Vatandaş AB ülkelerine girebilmek için elçilik kapılarındaki vize kuyruğunda baygınlık geçirirken... Avrupa - Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Doç. Harun Gümrükçü birçok vatandaşın AB'ye vizesiz girebileceğini söylüyor. Kimler onlar?
     - Birincisi; bir AB ülkesi yurttaşıyla evli olan Türkler. İkincisi; işadamları ve serbest meslek mensupları... Yani doktorlar, diş hekimleri, terziler, kasaplar, manavlar, berberler, sanatçılar, dansözler vs. Üçüncüsü; AB ülkelerine konferans vermeye gidecek bilim adamları, gazeteciler vs.
     - İyi de bunlara vize zorunluluğu olmamasının hukuki temeli nedir?
     - Türkiye'nin, 1970 yılında AET (şimdiki AB) ile imzaladığı Katma Protokol'ün 41. maddesi buna olanak tanıyor. Madde; akit taraflar, aralarında yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edinimine yeni kısıtlamalar koymaktan kaçınırlar, hükmünü içeriyor. Bu maddeyle tanınan hak, Avrupa hukukunun bir parçasıdır, dolayısıyla üye ülkelerin iç hukuklarının üzerindedir. AB ülkelerinin 1980 ve sonrasında Türk yurttaşlarına getirdiği vize zorunluluğu bu maddeyle tanınan hakkı

Yazının Devamı

Fatih ne yerdi?

25 Mayıs 2003

Bir defa sofraya günde iki öğün otururmuş; Bir sabah, bir akşam...Ayrıca iki hafta boyunca akşam yemeklerini değiştirmezmiş...Stefanos Yerasimos' un "Sultan Sofraları" adlı kitabından öğreniyoruz ki ayın ilk on dört günü her akşam şalgamlı ve yumurtalı kuzu... Yanına sarı erikli bir çorba... Geri kalan 14 gün soğanlı tavuk kebabı.. Yanına koruk ya da erik suyu katılmış bir balkabağı çorbası...Sabah yemekleri ise daha bol ve çeşitli... Yumurtalı lapa, mantı, yoğurtlu erişte, kestaneli bulgur, soğanlı mutancana, sarmısaklı balık, nohutlu kabuni, pazılı burani, tavuk kalyesi vs.Yerasimos, bu yemeklerden bazısının tarifini veriyor...Bu arada Kariye Oteli'ndeki Asitâne Restaurant 3 Mayıs - 1 Haziran arasında müşterilerine Topkapı Sarayı'nın 1469 - 71 - 73 yılları mutfak defterlerinden yararlanarak Fatih'in kimi yemeklerini sunuyor...Örneğin... Mutancana, Has Paçası Tiritli, Borani Hassa, Piyazlı Terhos Balığı, Yoğurtlu Tutmaç, İstiridye Külbastısı, Kestaneli Bulgur, Buğday Aşı Tavuklu, Zirva, Sütlü Kadayıf vb... Afiyet olsun... Fatih Sultan Mehmet.. İstanbul'u alan ve çağı değiştiren koca adam acaba sofraya oturunca ne yerdi? İnsana bir oturuşta bir kuzuyu götürürmüş gibi geliyor.

Yazının Devamı

Fatih ne yerdi?

25 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Fatih Sultan Mehmet.. İstanbul'u alan ve çağı değiştiren koca adam acaba sofraya oturunca ne yerdi? İnsana bir oturuşta bir kuzuyu götürürmüş gibi geliyor. Oysa aksine... Fatih az yemek yermiş.
     Bir defa sofraya günde iki öğün otururmuş; Bir sabah, bir akşam...
     Ayrıca iki hafta boyunca akşam yemeklerini değiştirmezmiş...
     Stefanos Yerasimos' un "Sultan Sofraları" adlı kitabından öğreniyoruz ki ayın ilk on dört günü her akşam şalgamlı ve yumurtalı kuzu... Yanına sarı erikli bir çorba... Geri kalan 14 gün soğanlı tavuk kebabı.. Yanına koruk ya da erik suyu katılmış bir balkabağı çorbası...
     Sabah yemekleri ise daha bol ve çeşitli...
     Yumurtalı lapa, mantı, yoğurtlu erişte, kestaneli bulgur, soğanlı mutancana, sarmısaklı balık, nohutlu kabuni, pazılı burani, tavuk kalyesi vs.

Yazının Devamı

Savaş anketi

24 Mayıs 2003

Bu oranlardan ilginç sonuçlar üretildi.Mesela halkın savaşa karşı yüzde 90'lık bölümünün bu tavrını değiştirdiği... Yüzde 40.9'unun şimdi "Türkiye ABD'nin yanında yer almalıydı" diye düşündüğü...vb...Bu yorumlar doğru olabilir mi? Bizce hayır... İnsanlar (bizim gibi) hem savaş karşıtı olabilir hem izlenen politikaları tutarsız buluyor olabilirler.Konuyu A & G'nin yetkilisi Tarhan Erdem'le konuştuk... Söylediği netti:- Bu anketten savaşa karşı olanların azaldığı sonucu çıkmayacağı gibi savaş yanlılarının çoğaldığı sonucu da çıkmaz... Çünkü biz savaşı sormadık... Geçenlerde Milliyet'te A & G Araştırma Şirketi'nin bir anketi yayımlandı. Bu ankette "ABD'nin Irak operasyonunda Türkiye'nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklinde bir soru sorulmuş... "Türkiye doğru bir politika izlemiştir" diyenlerin oranı yüzde 41.5'te kalırken, "yanlış politika izlemiştir" diyenlerin oranı yüzde 40.9 olmuştu. Politikacı ne kadar ucuz olursa ülkesine o kadar pahalıya mal olur. Mülkiye'de İnek Bayramı... "Yaratan, esirgeyen, yargılayan ve bağışlayan ulu Tanrı!40 dakika gibi hissettiğimiz bu kırk yıl içinde bizlere bakan, milletvekili, vali, büyükelçi, kaymakam... gibi dünyevi unvanları

Yazının Devamı

Savaş anketi

24 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Geçenlerde Milliyet'te A & G Araştırma Şirketi'nin bir anketi yayımlandı. Bu ankette "ABD'nin Irak operasyonunda Türkiye'nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklinde bir soru sorulmuş... "Türkiye doğru bir politika izlemiştir" diyenlerin oranı yüzde 41.5'te kalırken, "yanlış politika izlemiştir" diyenlerin oranı yüzde 40.9 olmuştu.
     Bu oranlardan ilginç sonuçlar üretildi.
     Mesela halkın savaşa karşı yüzde 90'lık bölümünün bu tavrını değiştirdiği... Yüzde 40.9'unun şimdi "Türkiye ABD'nin yanında yer almalıydı" diye düşündüğü...vb...
     Bu yorumlar doğru olabilir mi? Bizce hayır... İnsanlar (bizim gibi) hem savaş karşıtı olabilir hem izlenen politikaları tutarsız buluyor olabilirler.
     Konuyu A & G'nin yetkilisi Tarhan Erdem'le konuştuk... Söylediği netti:
     - Bu anketten savaşa karşı olanların azaldığı sonucu çıkmayacağı gibi savaş yanlılarının çoğaldığı sonucu da çıkmaz... Çünkü biz savaşı sormadık...

Yazının Devamı