CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son grup konuşmasında partisi CHP’yi yine eleştirdi: “Muhafazakâr genç kadın kardeşlerim size sesleniyorum” dedikten sonra ekledi:
“Şuna inanmanızı isterim; CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz. Artık beraberiz artık birlikteyiz aynı değerleri savunuyoruz.”
Eski CHP kadınları ezen, onları ikinci sınıf birey yerine koyan bir parti miydi? Yoksa tam tersine kadının toplumda eşit birey olarak yer alması için peş peşe devrimler yapan bir parti mi?
Tarihe bakıyoruz:
1924: Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğrenim Birliği) çıkarıldı Eğitimde birlik sağlanırken kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı.
1926: Türk Medeni Kanunu’nu ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanma hakkı kaldırıldı, kadınlara boşanma hakkı, eşit miras hakkı, velayet hakkı tanındı.
1930: Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.
1930:
Orman yangını mevsimine girdik. Komşu Yunanistan’dan yangın haberleri geliyor. Bu arada merak ediliyor.. Geçen yılki başarısız sonuçlardan sonra acaba bu yıl yeterli önlem alındı mı?
Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, geçen Nisan ayında yaptığı açıklamada yangın söndürme hava araçları için 2 milyar 400 liralık bütçe ayrıldığını bildirmiş:
“Bu yıl daha fazla HAVA aracını kullanmış olacağız. 20 uçak, 55 helikopter ile çalışacağız. Geçen yıl 39 olan helikopter sayımızı bu yıl 55’e çıkardık. İnşallah bu araçlar 1 Mayıs’tan itibaren görevinin başında olacak” demişti...
Umarız işlemler tamamlanmış, araçlar hazır hale gelmiştir.
Umarız erken uyarı sistemi de geliştirilmiş, havadan 7/24 kontrol görevi yapacak bir İHA filosu da kurulmuştur...
Yangınsız bir yaz dileğiyle...
NİHAYET
Yavru Karga’nın öyküsünü burada anlattık.. Uçamayan yavruyu iki yürekli genç; İlkem ve eşi Efe Tuzcu uçurmaya çalışıyordu. Gündüzleri sokağa çıkarıyorlar, uçmasını beklerken
Büyük ozan Nazım Hikmet ölümünün 59. yılında dört bir yanda anılıyor...
Biz de onu anlamlı bir konuşmasıyla anıyoruz...
14 yıl hapis yatmasına rağmen adı komüniste çıkmış, daha fazla hapis yatmamak için Rusya’ya kaçması vatan hainliğiyle eşdeğer sayılmıştı. Komünizm tacirleri onun adı üzerinde yıllarca tepindiler. Sonunda dünya çapındaki ünü altında ezilip sustular.
Gazeteci Orhan Karaveli ve Ömer Sami Coşar, 1960 yılında Moskova’da Nazım Hikmet’in de katıldığı bir toplantıdalar.
Rusların davetiyle yapılan bu toplantıda Stalin’in 1945 yılında savaş sonrasında Türkiye’den talepleri gündeme gelir. Karaveli ve Coşar bu taleplerin Türk - Rus dostluğunu bozduğunu ve Türkiye’yi ABD’nin kollarına ittiğini söylerler. Gözler daha sora merakla Rusya’da yaşayan Nazım Hikmet’e çevrilir. Büyük şair şöyle konuşur:
- Ben Türk ve Rus milletleri arasında herhangi bir düşmanlık duygusu olduğunu hiç düşünmedim. Her yıl Ruslardan aldığım binlerce mektup bu dostluğun kanıtıdır.
Mustafa Kemal Atatürk toplumda sevilmekte sayılmakta ancak yeterince anlaşılmakta mıdır? Hangi koşullar altında, hangi zorluklar içinde mücadele ettiği, hangi başarılara hangi yollardan ulaştığı bilinmekte midir? Sanmıyoruz...
Emekli General İlker Başbuğ’un uzun ve zahmetli araştırmalardan sonra yazdığı “Savaş ve Barış” adlı kitap Atatürk’ün anlaşılması açısından önemli bir çalışma... İmparatorluğun dağılmakta olduğu, tüm cephelerde yenilgiye uğradığı bir dönemde kolordu veya ordu komutanı olarak görev yapan Mustafa Kemal felaketler karşısında nasıl tavır aldı? Ne tür tepkiler gösterdi? Nasıl ilkeler uyguladı? Ne tür bir kararlılık sergiledi?
Kitapta bu olaylar Atatürk’ün çeşitli kaynaklardan derlenmiş anılarına ve görüşlerine dayanılarak anlatılıyor
Atatürk’ün düşünce dünyası ve davranış ilkelerini anlamak açısından bugüne dek yazılmış en yararlı eser diyebiliriz.
Kitapta birbirinden ilginç anektotlar da bulabilirsiniz. Örneğin 7. Ordu Komutanlığından istifa eden Mustafa Kemal Halep’ten
Genç kız Moda Atıfet Sokak’ta kaldırım kenarında bir taşın üzerine oturmuş biraz ötesindeki karga yavrusunu gözlüyor. Bir fevkaladelik olduğu belli.
- Ne o, uçamıyor mu yoksa, diye soruyorum.
- Uçamıyor, diyor, annesi de ağacın tepesinde, ben yaklaşınca üzerime doğru geliyor.
- Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Kediler yaklaşınca onları kovalıyorum, diyor, başka ne yapabilirim...
O sırada anne karga bir ağaç dalına konmuş, sessizce aşağıyı gözetliyor.
Ertesi gün aynı yerden geçerken bu defa aynı yerde bir delikanlı var. Genç hanımı soruyorum. O yemeğe gitti, diyor, nöbeti ben devraldım.
- Siz arkadaşı mısınız?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu şaşırtıcı bir tweet attı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Meclis’teki grup konuşmasında:
- Eğer şartlar içinden çıkılmaz hal alırsa NATO’dan ayrılmak gündeme alınabilir, demişti.
Kemal Bey attığı tweet’te dedi ki:
“NATO, Türkiye için gereklidir ancak iktidar olarak ne kadar samimiler görmek isterim. ABD Yunanistan’ı üslerle doldurdu. Hedefleri net. Türkiye’deki ABD askeri tesislerini kapamayı getirsinler Meclis’e, Kuvayı Milliye ruhuyla destekleyeceğiz.
Biz neoliberalizme karşı olduğumuz kadar toprağımızda yabancı askere de karşıyız. Gerekeni yapmaya hazırız.”
Çelişkiler dikkatinizi çekmiştir. Hem Kuvayı Milliye ruhuna sahip olup hem NATO’yu gerekli görmek… NATO’yu gerekli görürken, ABD üslerinin kapatılmasını önermek... NATO kalsın ama ABD gitsin demek. Bunlar hep çelişki.
Bu ciddi önermeler askeri uzmanların da yer aldığı toplantılarda masaya yatırıldı mı, sonuçları hesaplandı mı, hiç duymadık.
ABD ile köprüleri atacak önemdeki bu politika değişikliği p
Davos konferansına zoom ile bağlanan ABD eski Dışişleri Bakanı ve siyaset bilimci Henry Kissinger, Ukrayna’ya teslim olma çağrısında bulundu ve dedi ki :
“Ukrayna, Rusya’nın şartlarını kabul etmek zorunda. Toprak verip barış yapmaları lazım. Savaşın uzaması, hele ki Batı’nın daha çok dâhil olması, Avrupa’nın istikrarını felakete sürükler. Savaş, daha korkunç bir hal almadan, Ukrayna’nın durumu kabul etmesi ve Rusya’ya toprak da vererek barış yapması lazım.”
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş üç ayını doldurdu. İlk zamanlar Putin’in çamura saplandığı yorumları yapılıyordu. Şimdi düşünceler değişti. Ukrayna ordusu geriliyor. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar beklenenin tersine sonuçlar veriyor.
Rus Rublesi son haftalarda büyük sıçramalar yaptı. Örneğin, ruble bazı para birimlerine karşı son bir ayda yüzde 50, son bir yılda yüzde 150 değer kazandı.
Doğal gaz ve petrolde alışverişi rubleye bağlayan Rusya üstelik her iki ürün pahalanınca bundan kazançlı çıktı.
ABD ve Batı’nın
Anadolu Efes basketbol takımı Avrupa’nın en büyük basketbol organizasyonu olan Euroleague’de ikinci kez şampiyon oldu.
Üstelik bu başarı ünlü kulüpler basketbole daha büyük paralar yatırırken kazanıldı.
Finalde yendiğimiz Real Madrid’in bütçesi 44 milyon euro, play off’ta elediğimiz Armani Milan’ın yıllık bütçesi 30 milyon eurodur. Efes’in bütçesi ise Real Madrid’in adeta yarısı kadar, yani 25 milyon euro büyüklüğünde.
Başarı, takımı uyumlu oyunculardan kurmak, iyi yönetmek, iyi çalıştırmak, motivasyon vermekten geçiyor.
Efes bu kadroyu dört yıl önce kurdu. Bir yıl final oynadı, iki yıl üst üste şampiyon oldu. Üstelik bu başarıyı adeta bir emekliler takımıyla elde etti. Takımda Simon 37 yaşında, Dunston 35, Beaubois 34, Moerman 34, Pleiss 33, Singleton 33, Andersson 33 yaşında. Başarıda en büyük pay ise koç Ergin Ataman’la birlikte iki süper ve sempatik oyuncuda; Micic ve Larkin. Onlar da Efes’e geldiklerinde böylesi süper oyuncular değillerdi. Burada