CHP milletvekili Gürsel Tekin’e TV 100’de katıldığı canlı yayında kritik bir soru geliyor:
- İktidar olursanız HDP’ye bakanlık verecek misiniz?
Gürsel Tekin:
- Elbette, HDP’ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir, diyor.
Bu sözler hem İyi Parti hem iktidar çevrelerinde eleştiriye yol açıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’na Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözlerine ne diyeceği soruluyor. Kemal Bey’in cevabı ilginç:
“Hayır, yok böyle bir şey. Burada önemli olan 6 liderin Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili karar alması ve kamuoyuna duyurması. Karar alınırken altı lider oturup karar alacağız.”
Kemal
Emekli Büyükelçi Daryal Batıbay, Facebook hesabından şu mesajı geçti:
“Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Mülkiye’den sınıf arkadaşım Besim Tibuk, internetteki bir video kaydında, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsız bir devlet değil, Amerikan mandası istediğini, ancak ABD bunu kabul etmediği için vazgeçildiğini öne sürdü. Bu gerçek dışı iddiayı reddederek, kınadım ve bugün itibarıyla Net Holding yönetim kurulu bağımsız üyeliğinden istifa ettim.”
***
Ne var, ne olmuş, diye sorarsanız...
Eski Liberal Parti Genel Başkanı da olan Besim Tibuk, ‘Kanal Serbesti’ isimli Youtube kanalında
- Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kafası çalışan birçok aydın manda istiyordu, buna Mustafa Kemal de dâhil, demiş, ancak ABD kabul etmediği için manda fikrinden vazgeçildiğini söylemiş.
Savaş sonrasında birçok aydının manda istediği bilinir. Ancak Mustafa Kemal’in manda istediği nereden çıktı?
Sivas Kongresi sonrasında Anadolu’ya gelen Amerikan heyetinin başkanı General
Yunanistan’la ipler geriliyor. Karşılıklı demeçlerin dozu ağırlaşıyor. Bu gerginlik bir savaşa varır mı? Yunanistan aklından bir baskın saldırı girişimi geçiriyor olabilir. Ama iki ülkenin savaşına NATO izin vermez. O zaman ne yapmalı? En iyisi sert demeçler yerine dosta düşmana gerçek durumu ısrarla ve bıkmadan anlatmalı.
Yunanistan dünyada eşi bulunmayan bir uygulamayı dayatıyor. Kara suları 6 mil ancak hava sahasının 10 mil olduğunu iddia ediyor. Türk uçakları 10 milin içine girdiğinde Türkiye hava sahamızı ihlal etti diyerek ortalığı ayağa kaldırıyor. Yapmamız gereken herhalde bu saçmalığı dünyaya anlatmak. 10 mil hava sahası dayatmasını bir Ege haritasının üzerinde anlatırsak Atina’nın Ege’de Türk uçaklarına uçacak yer bırakmadığını bütün dünya görecektir.
IŞIKLAR SÖNDÜ
Almanya’da enerji tasarrufu sağlamak amacıyla kamu binaları, heykeller, anıtlar ve tabelaların ışıkları önceki gece kapatıldı. Almanya karanlığa gömüldü. Bir dostumuz gönderdiği mesajda:
- Geçmişte Doğu
Yunanistan’la ilişkiler gittikçe geriliyor. AB ve ABD’yi de arkasına alan Yunanistan Ege’de egemenlik alanını genişletmeye çalışıyor. Uçaklarımızı Ege’de radar kilidine alıyor. Öte yandan, Patrikhane ve Kıbrıs Rumları da kırmızı çizgilerimizi zorlamayı ihmal etmiyor.
Geçenlerde Trabzon’da Patrik Barthalomeos’a “Ekümenik Patrik” yazılı Trabzon forması giydirildi. Olay Fatih Kaymakamlığı’nın bir açıklamasıyla geçiştirildi. Kimin ne oyun oynadığı anlaşılamadı.
Sırada başka oyunlar var. Gazeteci Müyesser Yıldız’ın Kıbrıs Rum medyasından aktardığına göre... Kıbrıs Üniversitesi “Ekümenik Patrik”e fahri doktora unvanı verilmesini kararlaştırmış.
Unvanın takdimi 10 Eylül’de yapılacakmış.
Üniversite Rektörü ve yöneticileri Fener Patrikhanesi’nde yapılacak resmi törende Patrik’e cübbe giydirecek ve birer konuşma yapacakmış.
Aynı günün akşamı 25 kişilik bir grupla Türkiye’ye gelecek olan Kıbrıs Üniversitesi Tiyatro Atölyesi üyeleri, Zoğrafyon Rum
İngiliz diplomatları Lozan görüşmelerinde Türkiye’yi küçümsemek amacıyla “Siz yalnızca Yunanistan’ı yendiniz bizi değil” demişlerdir.
Bizde aydın geçinen kimileri de Kurtuluş Savaşı’nı hafife almak amacıyla bu şarkıya eşlik eder... Acaba yarattığımız sarsıntı o kadarcık mıdır?
E. Büyükelçi Onur Öymen’in iki yıl uğraşarak yazdığı “Çöküşten Zafere LOZAN” adlı kitabı yukardaki iddianın yanıtını da veriyor...
Diyor ki kitap: (S.238)
“...Atatürk önderliğinde verilen mücadele İngiltere’deki devlet yönetiminde kalıcı sonuçlar verecek bir depreme yol açmıştı. Muhafazakar Parti, 19 Ekim 1922’de Carlton Club deklarasyonuyla hükümetten ayrıldı. Austen Chemberlain de parti başkanlığından çekildi. Yunanistan’ın Türkiye’yi işgalini var gücüyle destekleyen Lloyd George başbakanlıktan istifa etmek zorunda kaldı. Bunun sonucunda İngiltere hükümeti düştü. Lloyd George da, Liberal Parti de bir daha iktidara gelemedi. Muhafazakar Parti’den Bonar Law başbakan
Türkiye’de kitap yazarak geçinen edebiyatçı azdır. Ama bazı yazar da vardır ki kendi geçindiği gibi torunlarını bile geçindirir.
Örneğin Refik Halid Karay (1888-1965).
Refik Halid’in torunu Erten Karay lise sıralarından okul arkadaşım. Geçenlerde telefonda hoşbeş ederken söz Refik Halid’e geldi. Erten dedesini minnetle andı:
- Onun sayesinde bugün de ele güne muhtaç olmadan yaşıyoruz, dedi.
Refik Halid’in kitaplarını İnkılap Kitabevi basıyor. Her ay Erten’e ve diğer 3 mirasçıya satılan kitaplardan dolayı emekli maaşı
kadar telif ücreti ödeniyormuş.
Refik Halid’in hikâye ve romanlarından oluşan külliyatı 40 kitaptan oluşuyor.
Aydede dergileri 2 cilt olarak kitaplaştırıldı.
Yaş 60’ı aşınca unutkanlıklar başlıyor. Hafıza daralıyor. İnsan en yakınlarının isimlerini unutuyor, o kadar ki oturma odasından mutfağa gidiyor, oraya neden gittiğini bile unutuyor.
Yaşı 90’a ulaşan Altan Öymen ağabeyimizle bayram sohbeti yaparken
konu yaşa ve unutkanlıklara geldi. Altan Abi bu konuda bir tavsiyede bulundu.
Ona da Erdal İnönü tavsiye etmiş.
Tavsiye şöyle:
- Zaman zaman geçmişte birlikte olduğunuz dostlar, komşular, arkadaşlarla oturup eski günleri konuşunuz. Onlarla ortak anılarınızı dile getiriniz. Bunu yaparken hem o hem siz unuttuğunuz kimi kişi ve olayları hatırlayacak, beyninizi zorlayacak, hafızanızın gözeneklerini açacaksınız. Bu arada tabii geçmişi anmanın lezzetini tadacak, hasret gidereceksiniz.
Altan Abi bu tavsiyeyi zaman zaman yerine getirdiğini, örneğin bir ara ilkokul arkadaşlarını arayıp evinde toplantı yaptığını anlattı. Bir iş yerinde belli bir zamanda birlikte çalıştığınız dostları da mahalle arkadaşlarınızı da toplayıp anıları yâd edebilirsiniz. Böylece hem hoşça vakit geçirir hem beyninizin hatırlama kapasitesini artırabilirsiniz.
NOT:
Kentin kaldırımlarını zararlı böcekler gibi saran scooter derdinden nasıl kurtulacağız? Kaldırımlarda çarpılma korkusu olmadan nasıl yürüyeceğiz?
Büyükşehir Belediyesi halkı korumak adına ne yapıyor?
Odatv’de Masum Gök adlı meslektaşımız İBB Ulaşım Dairesi Başkanı Utku Cihan ile konuşuyor. Cihan diyor ki:
“Kaldırımlar veya buna benzer yerlere bu araçları park etmek yasak. Böyle durumlarda 153 aranarak belediyeye şikâyette bulunulabilir. Gelen şikâyet sonrası biz ilk önce firmayı arayıp elektrikli scooter’larını kaldırmasını istiyoruz. Eğer firma kaldırmazsa zabıta birimleri gidip bu araçları alıp, firmaya para cezası kesiyor.”
Haberi düzenleyen Masum Gök, yanlış yere park eden bir scooter’ı şikâyet etmiş. Tahmin edeceğiniz gibi, sonuç alamamış. Böyle mekanizma işler mi? Vatandaş belediyeyi arayacak, belediye firmayı arayacak, firmanın şikâyet edilen noktaya adam gönderip aleti kaldırması beklenecek, neden sonra kaldırmazsa belediye bu defa zabıta gönderip aracı kaldıracak... Ne zabıta uğraşır yüzlerce böcekle ne işleten firma.