Cumhurbaşkanı Erdoğan Osmanlı topraklarının 1914 yılında yani Birinci Dünya Savaşı başında 2.5 milyon kilometrekare olduğun ancak Lozan’da 780 bin kilometrekareye indiğini söyledi.
Geri kalan topraklar Birinci Dünya savaşında kaybedilmişti. Ancak Lozan’da kaybedilmiş gibi bir hava doğdu.
Tarihe bakarsak...
İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı öncesi topraklarının genişliği 5 milyon kilometrekareyi geçiyordu.
Bugün Britanya 242 bin kilometrekare.
Fransa’nın hakim olduğu topraklar 3 milyon kilometrekareyi geçiyordu.
Bugün Fransa’nın yüzölçümü 551 bin kilometrekaredir.
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök dün 15 Temmuz Komisyonu’nda söyledi:
“FETÖ’ye karşı hükümeti 2004 yılında MGK kararıyla uyardık, icra planı yaptık ancak pek fazla bir şey yapılmadığını gördük.”
O MGK kararında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün imzaları da vardır.
Alınan kararlar icra planında 4 ana başlıkta özetlenmiş...
Milli Eğitim Bakanı diyor ki:
Evrensel değerlere açık ve 15 Temmuz olduğunda ‘Vatan senden hizmet bekliyor’ dendiğinde sağına soluna bakmadan sokağa bayrakla çıkabilecek, yeni bir nesli yetiştirmek istiyoruz...
Cumhurbaşkanı Konya’da konuşuyor:
- Meydanlara’ dediğimizde, ‘ölümüne’ dediğimizde benim aziz milletim meydanlara yürüdü, 81 vilayette yürüdü fakat bu Konya bir başka. Şu anda elektrikler kesiliyor yine meydana, su kesiliyor yine meydana. Komut bekleyin...
***
Görüldüğü gibi.. İktidar halkın meydanlara çıkmasını istiyor ve destekliyor. Ne zaman?
Kendi çıkarı söz konusu olduğu zaman.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, bundan sonra bütün öğretmen alımları mülakatla olacak, açıklamasını yaptı.
Bu yöntem başarılı öğretmenlerin tespiti için daha sağlıklı oluyormuş. Çok iyi... Atletizm ve benzer spor branşlarında aynı yola gidilebilir; “Reis deyince aklına kim gelir?” sorusunu yanıtlayan atlet 400 metrede birinci gelmiş sayılır.
Kendimizi kandırmayalım; Mülakatla başarılı öğretmen seçilmez, partili öğretmen seçilir... İstenen de odur... Mülakatın videoya alınması taleplerini o yüzden yıllardır reddediyorlar.
“Proje Okul” adı altında başarılı bir avuç okulun öğretmenlerinin sağa sola savrulması ve emekliliğe zorlanması mevcut iktidarın niyetleri hakkında yeterli fikir vermiştir.
Başarılı okul bırakmamak, bütün okulları aşağı seviyeye çekmek... Milli Eğitim’in açıkça görülen hedefi budur.
***
Bakan İsmet Yılmaz bir televizyon kanalında:
Onları kanallara genellikle FETÖ konusunda iktidarın görüşünü seslendirsin, denge sağlasın diye çağırıyorlar. Adam daha iki çift laf etmeden bir de bakıyorsunuz konuyu laikliğe, Atatürk’e, Cumhuriyet’e getirmiş. İktidarı ve siyasi İslamı savunmak zor, Atatürk dönemine çamur sıçratmak kolay. Ekranda FETÖ unutuluyor, Atatürk ve laiklik tartışması başlıyor... Bugünün suçları Atatürk dönemine atılıyor.
İslamcı olmak için Atatürk düşmanı olmak şart mı?
Galiba şart. Peki neden şart...
Şeritçılar Atatürk’e ve Cumhuriyet’e neden düşmandır?
Gelin bunun yanıtını 12 Mart darbesinde hapishane arkadaşımız değerli hukukçu Şakir Keçeli’nin “Şeriat Nedir” adlı kitabından verelim...
“Şeriatçılar 1923 devrimi ile devlete egemen olma haklarını yitirmişlerdir. Bu hak yani egemenlik hakkı onu Tanrı adına kullananlardan zorla alınmış ve halka yani ulusa verilmiştir. Saltanat ve hilafetin bir daha dirilmemesi için de köklü önlemler alınmış adına Atatürk Devrimleri denilen devrimler gerçekleştirilmiştir. İslam’ın siyasallaşmasını isteyenlerin gerçek amacı yitirilen saltanatın yeniden diriltilmesi, elden kaçırılan buyurma yani egemenlik hakkının halkın elinden geri alınmasıdır. ‘Dinimiz elden gitti.
15 Temmuz darbe girişimini araştıracak komisyonun ekim ayında dinleyeceği 50 dolayında isim belli oldu. O isimler arasında eski Genelkurmay Başkanları, eski MİT Müsteşarı var ama darbe girişimini bire bir yaşamış kişiler yok. Örneğin MİT Müsteşarı Hakan Fidan darbeyi neden Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na haber vermedi, Genelkurmay Başkanı uçakların kalkışını yasaklarken neden kuvvet komutanlarını Ankara’ya çağırmadı? Bu sorular muhataplarına sorulmalıydı ama onlar komisyonu davet edilmedi. Eski savcı İlhan Cihaner’e listeyi sorduk:
- Şu ana kadar açıklanan davetli listesine ne diyorsunuz?
- Sağlıklı bulmuyorum. En başta Komisyon Başkanı Reşat Petek, geçmişte FETÖ ile bağlantısı olan bir isim. AKP’li Komisyon üyesi Hüseyin Kocabıyık ha keza. Bunlar, kendilerinin ve partilerinin geçmişteki FETÖ bağlantılarını ortaya dökebilecek isimleri komisyona çağırırlar mı?
- Diğer isimlere ne diyorsunuz?
- Eski milletvekilimiz Birgül Ayman Güler’i, bir tarihte ‘Fetullahçılar CHP’ye oy verdi’ dediği gerekçesiyle çağırıyorsunuz ama aynı FETÖ için ‘Biz aynı hedefe farklı kulvarlardan yürüyen iki ayrı hareketiz’ diyen Yalçın Akdoğan’ı... FETÖ’nün yargıda en yoğun şekilde örgütlendiği dönemlerin
Fransa bayrağında neden horoz amblemi vardır, sorusuna verilen mizahi bir yanıt vardır:
- Çünkü iki ayağı da çamurun içindeyken ötmeyi tek o başarır.
Bizim ülkece durumumuz onu andırıyor...
Bir yandan terör örgütlerinin saldırıları.. Bir yandan hiç eksilmeyen şehit haberleri... Bir yandan FETÖ temizliği sonucu hapislerin dolması. Bir yandan işgale uğramış Ege adaları. Bir yandan Kıbrıs elden gidiyor haberleri... Cerablus’a giren ordunun nereye gideceğinin bilinmemesi...Bir gün Rakka bir başka gün Musul’dan dem vurulması. Yargının, eğitimin, ahlakın,idealizmin dibe vurması... Doların roketlenmesi... Her gün ayrı maceraya yelken açılırken siyasi figürlerin sorun üretme ve parlak söz bulma ısrarını hiç yitirmemesi... İlginçtir.
? ? ?
Derken bu hengâme arasında başkanlık sistemi gündeme inivermez mi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamının ‘tarafsızlığına gölge düşürdüğünü’ savundu, onu eleştirir gibi yaparken Meclis’te başkanlık sistemine destek verebileceklerini ima etti.
Enis Bekiroğlu, Elif Ayyıldız, Hüseyin Çolak, Yahya Çayır, İsrafil Ünal, Musa Erkmen, Dilek Tayfur, Erkan Kılıç, Süleyman Uyacın, Gülşen Bulut, Erhan Güngörmüş, Serdar Özen, Abdülkadir Çerçi, Esra Özel, Özgür Çakır, Esra Nerse, Dilek Eglis....
İsimler böyle uzayıp gidiyor. Kim bunlar.. 672’likler...
Görevden ihraç edilen öğretmenler...
Hepsini ayrı ve dramatik bir öyküsü var. Kimi faizsiz bankacılık aradığından ve ilçesinde sadece bu banka bulunduğundan, kimi konut kredisini en uygun şartlarla bu bankada bulduğundan, kimi ev sahibi kirayı bu bankaya yatırmasını istediğinden, Bank Asya’da hesap açtırmış.