Fransa bayrağında neden horoz amblemi vardır, sorusuna verilen mizahi bir yanıt vardır:
- Çünkü iki ayağı da çamurun içindeyken ötmeyi tek o başarır.
Bizim ülkece durumumuz onu andırıyor...
Bir yandan terör örgütlerinin saldırıları.. Bir yandan hiç eksilmeyen şehit haberleri... Bir yandan FETÖ temizliği sonucu hapislerin dolması. Bir yandan işgale uğramış Ege adaları. Bir yandan Kıbrıs elden gidiyor haberleri... Cerablus’a giren ordunun nereye gideceğinin bilinmemesi...Bir gün Rakka bir başka gün Musul’dan dem vurulması. Yargının, eğitimin, ahlakın,idealizmin dibe vurması... Doların roketlenmesi... Her gün ayrı maceraya yelken açılırken siyasi figürlerin sorun üretme ve parlak söz bulma ısrarını hiç yitirmemesi... İlginçtir.
? ? ?
Derken bu hengâme arasında başkanlık sistemi gündeme inivermez mi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamının ‘tarafsızlığına gölge düşürdüğünü’ savundu, onu eleştirir gibi yaparken Meclis’te başkanlık sistemine destek verebileceklerini ima etti.
Gündeme yeni bir sıkıntı dahil oldu...
Politikacılar konuşuyor. Ancak ülkede aklı başında hiç kimse geleceğimizin güvence altında olduğunu düşünmüyor.
En çok da Suriye ve Irak’ta girişilecek yeni maceraların getireceği sonuçlardan endişe ediliyor.
Fransız horozu belki de bizden daha iyi durumda...
Başıboş gençlik
OECD’nin eğitim raporuna göre Türkiye’de 15 - 29 yaş arası gençlerin yüzde 31.3’ü ne istihdam piyasasında yer alıyor, ne staj yapıyor, ne de eğitim görüyor.
Fortune Türkiye dergisinde yer alan habere göre, OECD ülkelerinde 35 milyondan fazla 16-29 yaş arası genç eğitim almıyor, staj yapmıyor, sadece evde oturuyor.
Türkiye başıboş genç oranında OECD birincisi görünüyor.
Ve ülkeyi yönetenler bu eğitim zafiyetini gidermek yerine Cumhuriyet’in son kalan 150 kaliteli okulunu “Proje okul” adı altında imam hatip okuluna dönüştürmeye çalışıyor. Türkiye’yi Batı ile tamamen yarışamaz hale sokup Ortadoğu’ya hediye etmektir sanki amaç. Cumhuriyet’i sonlandırmaktır.
Ali Sirmen dün Cumhuriyet’teki yazısını şöyle bitiriyordu:
- Türkiye için en tehlikeli örgüt ne PKK, ne FETÖ’dür. En tehlikeli örgüt MEB yani Milli Eğitim Bakanlığı’dır.
Cumhuriyet bilimsel, çağdaş, Batı’ya dönük bir eğitim hamlesiyle var olmuştur. Çökertilmesi için MEB öncülüğünde aynı yoldan geriye gidiliyor.
Gençlerin dinsel çevreden dışarı çıkmaması, büyüklerine itaat daha da büyüklerine biat etmesi bugün için yeterli görülmektedir. Bu kadarı bu gençlerin ve ülkenin yarınlarını kurtarır mı? Yoksa ülke cehalet yükü altında ezilir, yok olur mu?
KALEM
15 Temmuz darbe girişimi sonrası ‘FETÖ’ operasyonlarında tutuklanan Zaman gazetesi yazarları Nuriye Akman ve Lale Kemal serbest bırakıldı.
Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay başta olmak üzere hapisteki diğer yazar ve gazetecilerin de en kısa zamanda serbest bırakılmasını diliyoruz.
Eğer darbeyi ve şiddeti destekleyen yayın yapmışlarsa elbet yargılanacaklardır.
Ancak tutuklu yargılanmaları için sebep yok. Unutmayalım Türkiye tutuklu gazeteci ve yazarlar yüzünden demokrasinin lanetli ülkeleri arasına konuluyor.
Kalem sahipleri adına çağrıda bulunuyoruz...
Kaleminden başka silahı olmayan arkadaşları birer cani gibi tutmayınız içeride.
Hem onları hem ülkeyi sancılar içine sokmayınız...
Erdoğan “Çatladıkapı Muhtarlığı değil, devletiz” dedi.
Anlamadık...
Hani muhtarların bilgisi dünya liderleri seviyesindeydi?
? ? ?
Proje okullarda eğitim öğretim bittiğine göre
bunun ne projesi olduğu da açık:
“Eğitim ve öğretimi bitirme projesi”…..
Akif Kökçe
ATV
ATV Avrupa kanalında yayınlanan “Avrupa’da Gündem” isimli programda İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Hakan Sağlam, Atatürk’ün Hindistan’dan gönderilen 5700 kg altını zimmetine geçirdiği iftirasını attı. Orada durmadı... İsmet İnönü için de “Dünyadaki bütün klimalar soğuk hava modunda çalışsa Kâbe’yi mezar taşı diye getirip İsmet İnönü’nün mezarının üzerine kapatsalar, öteki dünyadaki cehennem azabından asla kurtulamaz” dedi.
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş bu kendini bilmezi RTÜK’e şikâyet etti.
Ayrıca Hakan Sağlam hakkında dava açılıyor. Barış Yarkadaş: “Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a yönelik her eleştiriye büyük cezalar veren RTÜK’ün tavrını şimdi hep beraber göreceğiz” diyor.