15 Temmuz darbe girişimini araştıracak komisyonun ekim ayında dinleyeceği 50 dolayında isim belli oldu. O isimler arasında eski Genelkurmay Başkanları, eski MİT Müsteşarı var ama darbe girişimini bire bir yaşamış kişiler yok. Örneğin MİT Müsteşarı Hakan Fidan darbeyi neden Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na haber vermedi, Genelkurmay Başkanı uçakların kalkışını yasaklarken neden kuvvet komutanlarını Ankara’ya çağırmadı? Bu sorular muhataplarına sorulmalıydı ama onlar komisyonu davet edilmedi. Eski savcı İlhan Cihaner’e listeyi sorduk:
- Şu ana kadar açıklanan davetli listesine ne diyorsunuz?
- Sağlıklı bulmuyorum. En başta Komisyon Başkanı Reşat Petek, geçmişte FETÖ ile bağlantısı olan bir isim. AKP’li Komisyon üyesi Hüseyin Kocabıyık ha keza. Bunlar, kendilerinin ve partilerinin geçmişteki FETÖ bağlantılarını ortaya dökebilecek isimleri komisyona çağırırlar mı?
- Diğer isimlere ne diyorsunuz?
- Eski milletvekilimiz Birgül Ayman Güler’i, bir tarihte ‘Fetullahçılar CHP’ye oy verdi’ dediği gerekçesiyle çağırıyorsunuz ama aynı FETÖ için ‘Biz aynı hedefe farklı kulvarlardan yürüyen iki ayrı hareketiz’ diyen Yalçın Akdoğan’ı... FETÖ’nün yargıda en yoğun şekilde örgütlendiği dönemlerin Adalet bakanları Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Sadullah Ergin’i çağırmıyorsunuz. Bu komisyondan bir şey çıkmayacağı baştan belli gibi.
Nelerle uğraşıyoruz!
Kabataş Erkek Lisesi Müdür Yardımcısı Şakir Voyvot’un iki yıl önce bir dernek toplasında “Artık bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olma zamanı geldi” şeklindeki açıklaması basına yansıdı. Voyvot’un o konuşmada başka şaşırtıcı sözleri de vardı. Mesela şöyle diyordu:
“Anadolu Gençlik teşkilatımızı kurduk elhamdülillah. O teşkilattaki çocukların mescide devam oranı, imam hatiplilerin mescide devam oranı arada 10 kat fark var.”
Eğitim İş Başkanı Mehmet Balık, dün yaptığı açıklamada diyor ki:
- Bütün okullar imam hatip olacak yönündeki açıklama, “dindar nesil politikasının” dışa vurumu olarak görülmeli ve özellikle proje okullarına yönelik güncel çabanın da ne denli vahim bir boyutta olduğu anlaşılmalıdır.
Ayrıca yönetici sıfatı bulunan bu zatın, görevi buymuş gibi, devlete bağlı okullarda; “Anadolu Gençlik Teşkilatı” adında, amacı belirsiz, Milli Eğitim sisteminde yeri olmayan bir teşkilat kurduğundan, okullarda bu teşkilatın örgütlenerek çalışmalar yapması gerektiğinden bahisle buradaki çocukların mescide gitme oranının artmasıyla övünmesi de ayrı bir gaflettir.
Eğitim İş Başkanı sözü şöyle noktalıyor:
“Bu zatın bir gün daha Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okulda görevde yapması sakıncalıdır. Görevden alınması gerekir. Ayrıca hakkında savcılığa suç duyurusunda da bulunulacaktır.”
DEKAN
Gümüşhane Üniversitesi rektörünün yedi fakültenin dekan vekilliğini yürütmesi sosyal medyada olay olmuştu. Meğer o bir şey değilmiş.
Pamukkale Üniversitesi’ne vekâleten atanan rektör Prof. Dr. Hüseyin Bağ’ın 16 fakülteye dekan, 3 yüksekokul ile 2 enstitüye de müdür vekilliği yaptığı ortaya çıktı.
15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından 1577 fakülte dekanının istifası alınmıştı. Birçok fakülteye üç aydır yeni dekan atanmadı. Ya da eski dekanlar görevlerine iade edilmedi. Bu dekanlar darbe ile ilgileri olmadığı halde neden görevden alındı? Neden üç aydır koltukları boş tutuluyor? Bu üniversiteler bizim vergilerimizle ayakta duruyor. Bizim adımıza sürdürülen bu sorumsuzluk nedir?
Bu nasıl OHAL!
İktidarın “Başkanlık” sorununu bile çözüyor da
vatandaşın “İşsizlik, terör, yoksulluk, pahalılık” sorununu çözemiyor!
Akif Kökçe
AYM
Anayasa Mahkemesi’nde tutuklanan iki üye yanında kimi ihraç ve gözaltılarla ilgili bir bilgi notu elimize ulaştı. Buna göre:
- Kadroları diğer kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan toplam on üç (13) raportörün görevlerine 18 Temmuz 2016 tarihinde son verilerek kurumlarına iade edilmişlerdir. Bu raportörlerden sekizi (8) hakkında açığa alma ve gözaltı kararı olduğu öğrenilmiştir.
Bir (1) kadrolu raportör, yedi (7) kadrolu raportör yardımcısı ve elli altı (56) personelin nihai değerlendirme yapılıncaya kadar görevden uzaklaştırılmasına karar verilmiştir. Başkanlığın yakın koruma ekibi içerisinde gözaltında olan kimse bulunmamaktadır. Üye Kuz’un sekreteri değil onun eşi
gözaltına alınmıştır.
İnsanlar çok seyrek olarak inandıkları şeyi yaparlar. Genelde kolaylarına geleni yapar sonra da pişman olurlar
Bob Dylan