Bir süre önce yazdım, herkesin dilinde aynı söz dedim; yeni rejimde iktidar olmak için yüzde 50+1 gerekiyor..
Hayır efendim, gerekmiyor..
Israrcıyım..
Tam tersi, yeni rejim yüzde 25’le, yüzde 30’la bile ülkeyi tek başına yönetmenin kapısını açıyor..
Hesap kitap ortada..
İlk turda en fazla oyu alan yüzde 25 aldı diyelim, ikinci sırada gelen yüzde 23’te kalsın..
İkinci turda sadece ikisi seçime gireceği için birinin oyu mutlaka yüzde 50+1 olacak..
Örnek, Fransa’da nisan ayında yapılan cumhurbaşkanı seçimleri..
***
İlk tur sonuçları şöyleydi..
Macron yüzde 24.01.
Le Pen yüzde 21.30
Fillon yüzde 20.01
Luc Melenchon yüzde 19.58
Hamon yüzde 6.36
Gerisini saymıyorum.. Macron ve Le Pen ikinci tura kaldı..
İkinci turda seçime katılım oranı yüzde 70’lere indi.. Macron yüzde 61.7’le Fransa Cumhurbaşkanı oldu..
İkinci turda yarış kafa kafaya geçseydi, Macron yüzde 50+1 oyla da cumhurbaşkanı olabilirdi..
***
Bu sonuç Macron’un arkasında seçmenin yüzde 50’den fazla desteğinin olduğu anlamına gelmiyor..
Gerçek seçmen desteği yüzde 24..
Diğerleri mecburiyetten..
Seçmenin önüne iki aday konulmasından.. Ya bu, ya öteki denilmesinden..
***
Şimdi diyeceksiniz ki Cumhurbaşkanı böyle demiyor..
Ne diyor?
Şöyle diyor; ‘Artık parlamenter demokrasi yok. Yüzde 34’le, yüzde 49.5’le seçim kazanmak yok. Yüzde 50+1 alacaksın.’
Cumhurbaşkanı, partisini diri tutmak için bunu söylüyor..
Cumhurbaşkanı, ilk turda seçimi almak istediği için böyle konuşuyor..
Cumhurbaşkanı, ikinci turun riskli olduğunu gördüğü için 50+1’de ısrar ediyor..
***
Sorum şu..
İlk turda alınan yüzde 49.5 mi daha büyüktür?
İkinci turda mecburen alınan yüzde 50+1 mi?
Parlamenter demokrasi bitti
Cumhurbaşkanı hafta sonu Antalya’da yaptığı konuşmada ilan etti..
‘Parlamenter demokrasi bitti’ dedi..
Gerçekten bitti..
Referandumda verilen yüzde 51.4’ün evet oyuyla 2019 seçimleriyle bitecekti..
Öne çekildi..
***
Cumhurbaşkanı’nın AKP Genel Başkanı olmasıyla öne çekildi..
Başbakan’ın AKP Genel Başkan Yardımcısı olmasıyla öne çekildi..
Tüm bakanların, tüm iktidar partisi milletvekillerinin Cumhurbaşkanı’nın iki dudağından çıkacak söze bakmasıyla öne çekildi..
Tek karar vericinin (bayram tatilinin kaç gün olacağına bile) Cumhurbaşkanı olmasıyla öne çekildi..
İç tüzük değişikliğiyle Meclis’e konuşmama düzeni getirilmesiyle öne çekildi..
OHAL normal hale dönüştürülerek öne çekildi..
***
Parlamenter demokrasi kâğıt üstünde var ama fiilen yok..
Tahmin sevinci
İnternet sitelerinde bütün gün flaş haber..
Müjde, enflasyon düşüyor..
Nedir diye baktım?
Haber aynen şu; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ağustos ayı beklenti anketinde, yıl sonu TÜFE beklentisi bir önceki anketteki yüzde 9.49’dan yüzde 9.46’ya geriledi.
Ankette 9.49’dan 9.46’ya..
İyi bir şeyler duymaya öyle açız ki.. Tahminin 0.03 inmesi bile bayram havası yaratıyor..
***
Merkez Bankası’nın yıl sonu dolar tahmini 3.71..
Beterin beteri var deyip; 3.71’e sevinelim mi, üzülelim mi?
Bilemedim..