Yıkık dökük Cizre’yi..
Yıkık dökük Sur’u..
Yıkık dökük Silopi’yi ekranlara yansıdığı kadarıyla görenler; burası Türkiye mi, Türkiye’nin bir ilçesi mi demeden edemiyor..
Gözler fal taşı gibi.. Ağızlar bir karış açık..
Ortak dilek; masa yeniden kurulsun, eller tetikten çekilsin..
Beyaz Saray; barışçıl çözüm için bütün taraflarla diyalog tavsiye etti..
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı; çözüm sürecine dönülmesini istedi..
Aklın yolu bir ama bu iş nasıl olacak?
Düdüğü kim çalıp silahları susturacak.. Elleri tetikten çektirecek?
Kim?
Cumhurbaşkanı da, Başbakan da HDP’yi muhatap almayacaklarını açıkladı.. HDP ile masaya oturulmayacaksa kimle oturulacak?
Kandil’le mi?
O hiç olmaz!..
İmralı yeniden devreye sokulabilir mi?
İmralı devreye girer mi, girse bile bu aşamada sözünü dinletebilir mi?
HDP dışlanırsa İmralı heyetinde kim olacak?
Aracılığı yapacak? İmralı-Ankara-Kandil üçgeninde kim mekik dokuyacak?
Bir başka soru şu; devrilen masa dört ayağı üzerine kaldırılırsa üzerine konulan ilk dosya ne olacak?
Öz yönetim mi?
Özerklik de diyebiliriz veya kantonlaşma!..
Sahi, çözüm süreci bu sebeple mi sona erdi? Silahlar bu sebeple mi yeniden patladı?
Sahi, çözüm maratonunda öz yönetim tartışıldı mı? İmralı veya Kandil veya HDP öz yönetim talebini iktidara iletti mi?
İlettilerse iktidar kanadı ne yanıt verdi?
Çözüm süreci masasının iktidar tarafı PKK silahları bıraksın militanlar sınır dışına çıksın diyordu..
İlk günden beri bunu söylüyordu..
Bunu biliyoruz..
Masanın öteki tarafı (Kürt tarafı, İmralı tarafı, Kandil tarafı, HDP tarafı) ne istiyordu?
Bunu bilmiyoruz..
Diyorum ki.. Masa yeniden kurulacaksa..(ki kurulmalı, acilen kurulmalı) Silahlar susacaksa..(ki hemen susmalı) bu kez kartlar açık olmalı..
Çözüm masası da Meclis’te kurulmalı..
Öz yönetim talebi Meclis’e gelecek
Anayasa Uzlaşma Komisyonu perşembe günü toplanacak..
Yöntem şuymuş..
Üzerinde uzlaşılan 60 madde hazırlar dosyasına konulacakmış.. Ele alınacak ilk mesele yönetim şekli olacakmış..
Rejim meselesi..
Doğru karar.. Rejim meselesi aşılmadan komisyon havada su döver..
Anayasa falan yapamaz..
Rejim meselesi konusunda durum karışık..
*
AKP başkanlık sistemini, olmazsa yarı başkanlık sistemini, ikisi de olmazsa partili cumhurbaşkanı sistemi isteyecek..
CHP ve MHP parlamenter sistemde ısrar edecek..
HDP öz yönetim, özerklik önerecek..
*
Demirtaş, öz yönetim taleplerini komisyona getireceklerini açıkladı.. Görülen o ki; öz yönetimin ilk tartışıldığı platform Meclis olacak..
Böylece HDP’nin öz yönetim modelinin ayrıntılarını öğreneceğiz.. Taleplerini anlayacağız..
Merkez Bankası halkı kandırmış!
Zannediyorduk ki; enflasyon Merkez Bankası’nın önemli uğraşılarından biri..
Zannediyorduk ki; enflasyonla mücadele Merkez Bankası’nın görev kalemlerinden birisi..
Değilmiş..
Merkez Bankası bugüne kadar enflasyon tahminini açıklıyor ya.. Hani bir türlü tutturamıyor ya..
2015 için yüzde 5 demişlerdi, yüzde 8.8 oldu ya.. Yüzde 76 oranında yanıldılar ya..
Son beş yıldır hep yüzde 5 diyorlar; hep yanılıyorlar ya..
Sebebi belli oldu..
*
Merkez Bankası laf olsun beri gelsin diye bir rakam açıklıyormuş..
Meğer, enflasyonu başı baş bırakmışlar, kendi haline bırakılmışlar..
Tahmin açıklayarak halkı kandırmışlar demem bundan..
İş adamlarını yanılttılar..
MB Başkanı dün itiraf etti; ‘2016 yılı enflasyonla mücadeleye başlangıç yılı olacak’ dedi..
Vasatlığa saplandık
CHP’nin ekonomi patronu, yeni sözcüsü Selin Sayek Böke ‘Türkiye’nin en büyük sorunu vasatlık’ demiş..
Çok doğru..
Çok yerinde saptama..
Konuşmuyoruz ama en büyük sorunumuz bu.. Eğitimi, kültürü, çalışma hayatını, bilim hayatını, yaşamın her alanını kapsayan; vasatlık..
Alaladelik, bayağılık, sıradanlık..
Böke şöyle demiş..
‘Şu üç başlıkta vasatlığa saplandık. Orta gelir tuzağı, orta teknoloji tuzağı ve insani kalkınmışlık hadisesi. Bu vasatlıktan çıkmak için yeni bir ekonomik anlayışa ihtiyacımız var.’
*
Türkiye vasatlıktan kurtulmadıkça.. Ülkeyi yönetenler gece gündüz çalışsa da.. Her gün kırk takla atsalar da yerimizde sayarız..
