60’lı yıllarda da vardı, 70’lı yıllarda da vardı..
Ama 12 Eylül’den sonra kurumsallaştı diyebilirim..
Ne mi o?
Askeri vesayet..
Aklınıza gelen her konuda siyasetçiler askerin sesine kulak kabartırdı.. Karargâh’ın görüşü belirleyiciydi..
28 Şubat askeri vesayetin taçlandığı dönem oldu..
Şu kadarını söyleyeyim.. Dönemin Başbakan’ı askerin talebi veya askerin kararı olduğunu ima etmek için elini omzuna götürüp beş işareti yapmıştı..
Asker o kadar güçlüydü..
Siyaset o kadar zayıftı..
***
AKP iktidarıyla birlikte önce denge sağlandı.. Sonra yavaş yavaş asker geriletildi.. Askerin vesayetine son verildi..
Ama maalesef doğal seyrinde olmadı.. Cemaat’in tezgâhıyla, kumpasıyla oldu..
Bir de baktık ki, ordu çökmüş..
Bir de baktık ki, askeri vesayetin yerini Cemaat vesayeti almış..
Bir de baktık ki, her taşın altında Cemaat var..
Bir de baktık ki, her önemli olayın müsebbibi Cemaat üyesi..
***
Kemalist düzene son vereceğiz, askerleri kışlasına göndereceğiz, üstünlerin değil, hukukun üstünlüğünü sağlayacağız, eğitimi çağdaş hale getireceğiz, İstanbul sermayesinin dukalığına son verip Anadolu kaplanlarını yaratacağız ayağıyla..
Toplumu kandırdılar, aldattılar..
Kendi düzenlerini kurdular.. Cemaat vesayetini getirdiler..
Askeri vesayet rejimi gitti gitmesine ama yerine Cemaat vesayeti geldi..
***
Rakamlar ortada..Tutuklulara bakalım..
157 general..
2071 üst rütbeli subay..
1751 rütbeli polis..
2131 hâkim ve savcı..
64 vali, kaymakam..
5342 akademisyen..
İhraç edilen asker sayısı açığa alınan hâkim, savcı, polis sayısını hesaba katmıyorum.. 80 bini buluyor..
***
Darbeden sonra kapatılan kurumlara listesi de kabarık..
104 vakıf, 109 öğrenci yurdu, 1934 okul, 1125 dershane, 35 hastane, 15 üniversite, 19 sendika..
***
Askeri vesayetten kurtulalım derken bataklığa saplanmışız..
Türkiye bir uçtan bir uca savrulmuş..
Erdoğan’ın sözü
Devletin zirvesinden öyle güzel mesajlar geliyor ki..
Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan..
Utanmasam, sıkılmasam..
Allah darbecilerden razı olsun diyeceğim!..
Hayırlara vesile olmuş diyeceğim!..
***
Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz öncesi davranmayacaklarının sözünü verdi; en başta ben Cumhurbaşkanı olarak davranamam dedi..
15 Temmuz’a kadar farklı davrandığını, AKP’li olmayanlara başka gözle baktığını kabul etti..
Samimi itiraftı..
Artık herkesin Cumhurbaşkanı olacağı sözünü verdi.. Muhalefet partilerinin de aynı anlayışta olduğuna şahit olduğunu söyledi..
***
Başbakan’ın taahhüdü de önemliydi..
Dedi ki; Uzlaşma kültürü özenle korunacak..
İlk uygulama.. Dün Dışişleri Bakanı CHP’ye giderek Kılıçdaroğlu’da Suriye konusunda bilgi verdi..
***
Dilerim; 15 Temmuz milat olur...
Dilerim; Türkiye için yeni bir sayfa olur..
Gül’ün itirafı..
AKP’nin kuruluş yıldönümü kutlamalarında 11. Cumhurbaşkanı Gül de bir konuşma yaptı.. AKP’yi kurdukları günleri anlattı..
‘Türkiye’nin önü öngörülebilir değildi.. Kriz vardı. İçeride dışarıda güvenilir değildi. Türkiye’nin dostu yoktu’ dedi..
***
Bugün farklı mı?
Değil..
Zaten Gül de farklı olmadığını ima ederek AKP’ye görev düştüğünü söyledi...
15 yıl böyle mi geçti derseniz..
Hayır..
2002-2007 arası iyiydi..
2007’den sonra şakulü kaydı..
2010’dan sonra Cemaat vesayetine girildi..
***
2007 öncesine dönüş yolunda çok güzel mesajlar veriliyor..
Haydi hayırlısı..
YÖK’ün cevabı..
Geçen gün üniversitedeki boş kontenjanlar meselesini yazmış, nedenini sormuştum..
YÖK Başkanı Saraç aradı..
Üniversiteye yerleştirilen öğrenci sayısının arttığını belirttikten sonra, boş kontenjanların kendilerini şaşırtmadığını, beklediklerini söyledi..
Dedi ki; amacımız kaliteyi yükseltmek, taban puanı uygulamasının nedeni bu..
Mimarlık ve mühendislikten örnek verdi..
Mühendislik alanında geçen yıl boş kontenjan 4 bin 766 imiş.. Bu yıl 14 bin 834..
Sebep?
Taban puanı..
Tıpta, hukukta, mühendislikte, mimarlıkta taban puanı var.. Önümüzdeki yıl eğitim fakültelerine de gelecek..
Doğrusu bu..
***
Bir ara market kurar gibi üniversite kuruluyordu.. Bakkal dükkânı açar gibi fakülte açılıyordu..
Fakülteler lise düzeyine inmişti..
Liselerin halini hiç sormayın..
Neyse.. Bi dönem geride kaldı.. İki yıldır kalite arayışı başladı..
