Üniversitelerde rektör seçimi kalktı..
Öğretim üyeleri rektörlerini seçemeyecek.. Rektörler, Cumhurbaşkanı tarafından atanacak..
Nasıl oldu derseniz..
Olağanüstü hal nedeniyle oldu.. Kanun hükmünde kararnameyle oldu..
Darbe girişimiyle, FETÖ’yle falan ilgisi yok..
Gerekçesi çok başka..
Gerekçesi; üniversitelerdeki rektörlük seçimlerinin ‘gruplaşmalara’, ‘hizipleşmelere’ ve kırgınlıklara’ yol açması..
Seçim bu sebeple kaldırıldı..
Cumhurbaşkanı Beştepe’de düzenlenen akademik yılın açılışında bunun sinyalini vermişti..
Rektörlere hitaben şöyle demişti..
‘Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri, üniversitelerde gruplaşma, hizipleşme ve kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum.’
Cumhur-başkanı’nın bu konuşmasından 15 gün sonra seçim sistemi kararnameyle kaldırıldı..
Üniversiteler bu kararı nasıl karşılayacak bilemem ama Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri salonda bir hayli alkış aldı..
Salonda 181 üniversitenin rektörleri vardı..
Yüzlerce profesör vardı..
Cumhurbaşkanı söze ; ‘Üniversitelerde halen var olan rektör adaylarının, öğretim üyelerinin oylarıyla tespit edildiği sistemin kendisi bir sorun’ diyerek girince..
Hocalar alkışladı..
Cumhurbaşkanı mevcut sistemin değişeceğini belirterek noktayı koyunca..
Hocalar daha çok alkışladı..
Ben meselenin başka boyutuna dikkat çekmek istiyorum..
Öğretim üyeleri rektörlerini seçemiyor..
Rektör adaylarından altı ismi belirliyor.. YÖK, altı adayı üçe indirerek Cumhurbaşkanı’na sunuyor..
Cumhurbaşkanı içlerinden birini seçerek rektör olarak atıyor..
Yani seçimden birinci çıkan kişi rektör olamıyor..
Çok oy alsa bile.. Rakiplerine fark atsa bile olamıyor..
Sisteme göre altıncı sırada olan, bir oy alan kişi rektör olabiliyor.. Ki oldu da!..
Bu kötü, bu çarpık sistem...
Bu garabet seçim sistemi..
Eğitim seviyesi Türkiye ortalamasının kat kat üstünde olan insanlar arasında..
Kendilerine ‘Hoca’ diye hitap edilen profesörler, doçentler, doktorlar arasında..
Gruplaşmaya, hizipleşmeye, neden oluyorsa..
Seçim süreci yıkıcı biçimde yaşanıyorsa..
Kırgınlıklara neden oluyorsa..
Bu sebeple seçimlerden vazgeçildiyse..
Bu millet ne yapsın?
Muhtar seçiyor, belediye başkanı seçiyor, vekil seçiyor, başbakan seçiyor, cumhurbaşkanı seçiyor..
Valla bu işi iyi hallediyor..
Seçimlerin altında kalkıyor.. Yıkıcı seçim sürecini iyi göğüslüyor..
Hocalar birbirine düşmeden seçim işini başaramıyor, muhtar seçen mahalleli başarıyor..
Bu devirde bakan olmak en kolay iş
Eskiden zordu.. Her icraatın hesabı sorulurdu.. Gazeteci sorar, seçmen sorar, muhalefet sıkıştırır..
Vay bunu niye böyle yaptın..
Vay bunu niye böyle yapmadın..
Cevap ver dur..
Hesap ver dur..
Bu gelenek kalktı.. Bakan söyleyeceğini söylüyor, çekip gidiyor..
Niye, neden, niçin diye soran yok..
Misal Ulaştırma Bakanı yeni projelerden söz ediyor.. Başarılarını anlatıyor.. Kimse çıkıp; ‘Sayın bakan
Marmaray projesi 2009’da bitecekti, 2016’ya geldik daha yarısı bitti. Neden?’ diye sormuyor..
Sorsan da cevap vermiyor..
Diyorum ya, bu devirde en kolay iş bakan olmak!.
İzin
Üç gün izin istiyorum..
Yorgunluktan falan değil.. Makedonya’ya gidiyorum.. Artık biz de olaylar o kadar hızlı değişiyor ki, saat saat izlesen bile yetişmek zor oluyor..
Hele oralardan.. En iyisi kısa mola..
İzninizle..