Soruluyor tabii.. Gün boyu da tartışıldı..
Darbe girişimi akşamüstü saat 16 sularında Karargâh’a bildirildiğine göre.. MİT Müsteşarı Karargâh’a gelip Genelkurmay Başkanı ile yüz yüze görüşüp hareketliliği haber verdiğine göre..
Komutanlar neden gafil avlandı?
Genelkurmay Başkanı, Jandarma Komutanı, Hava, Kara Kuvvetleri komutanları darbeciler tarafından nasıl derdest edildi?
***
Bir soru daha var..
Cumhurbaşkanı darbe planından dört saat sonra haberdar oldu..
Başbakan, 21.15’te Boğaz Köprüsü’nden geçerken darbe girişimini öğrendi..
Neden?
***
Genelkurmay’da olan bitenin sınırlı bilgilerle da olsa açıklaması var.. Cumhurbaşkanı’na haber verilmemesinin mantığı yok.. MİT’in doğrudan bağlı olduğu Başbakan’ın bihaber olmasının izahı yok..
Belki vardır!.
Yavaş yavaş o karanlık dört saat aydınlanacak..
***
Genelkur-may’ın bu kadar çabuk teslim olmasını en yakınların ihanetine bağlıyorum.. Genelkurmay Başkanı’nın yaveri darbeci..
Özel Kalem Müdürü darbeci..
Daire Başkanı darbeci..
Yakın çevresi darbeci..
Ama yine de Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarını derdest etmek bu kadar kolay olmamalıydı!..
Genelkurmay bu kadar çabuk devre dışına çıkmamalıydı..
***
O dört saatte ne olduğunu anlarız da ..
Allah korusun..
Ya darbeciler planladıkları saatte harekete geçselerdi..
Ya deşifre olmasalardı..
Ya önemli merkezleri ele geçirselerdi..
Ya cumartesi sabahına tankların gölgesinde uyansaydık..
Ne olurdu?.
***
İç savaş olurdu.. Kan gövdeyi götürürdü..
Oluk oluk kan akardı..
Sadece halk değil, darbecilerin karşısında duran askerler de olacaktı.. Mesela Birinci Ordu, mesela Özel Kuvvetler Komutanlığı, mesela havacıların bir bölümü..
Darbe için sokağa çıkan tanklara, zırhlı birliklere bakın..
Sokağa çıkan asker sayısına bakın..
Havalanan F-16’ları sayın..
Bir de katılmayanlara..
Büyük çatışma yaşanacaktı.. Ordu birbirine girecekti.. Polis birbirine girecekti.. Jandarma birbirine girecekti..
Ucuz atlattık derim..
Komutanların üçte biri darbeci
İlk günden beri söylüyorum..
Darbe girişiminin ekrana yansıyan yüzü, sokağa çıkan tarafı amatördü..
Çapulcu hareketi gibi duruyordu ama değildi…
Çok derindi..
Çok planlıydı..
Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın yaverleri bile işin içinde.. Orduda 368 general ve amiral var.. 100’den fazlası gözaltında..
Aşağı yukarı üçte biri..
Ne kadar büyük badire atlattığımızın belgesidir..
Gözaltındaki asker sayısı 6746 olmuş.. 1258 asker tutuklu..
Maceracı bir grubun işi diye hafife almayın.. Altından daha çok şeyler çıkacak..
Bazıları çoktan gördü ama!..
HSYK Başkanvekili Yılmaz; ‘Karşımızda bu kişinin (Gülen’in) mehdi olduğuna inanmış, iman etmiş bir grup var.. Bazıları Erdoğan düşmanlığı yüzünden bunları görmediler’ demiş..
Ayıp etmiş..
Muhalif denenler veya Yılmaz’ın muhalif olarak gördüğü kişiler uzun yıllardır cemaat örgütlenmesini dile getirdiler..
Cemaati deşifre etmeye çalıştılar ama iktidara inandıramadılar..
HSYK’ya dinletemediler..
Avazları çıktığı kadar bağırdılar, seslerini duyuramadılar..
Faturayı o insanlara kesmek ayıp..
***
Sorum şu..
Gülen’den emir alan savcıları, hâkimleri o görevlere kim getirdi?
Kimler kol kanat gerdi?
***
Şöyle de soralım..
O cemaatçi savcılar, hâkimler yıllardır kime karşı operasyon yaptı? Kimlerin kuyusunu kazdı?
Kimlerin hayatını kararttı?
HSYK Başkanvekili Yılmaz’ın Erdoğan düşmanı dediği kişiler hedefti..
En büyük kumpas onlara kuruldu..
***
Bu yapının palazlanmasını muhaliflerin tavrına bağlamak ayıp..
Çok ayıp!..