7 Ekim günüydü.. Cumhurbaşkanı Gaziantep’teki mülteci kampını ziyaret etti.. Suriyelilere hitap ederken müjde verir ses tonuyla..
Kobani düştü düşecek dedi..
Amerika devreye girdi.. Kobani’yi savunan Kürt savaşçılara havadan silah attı.. Mühimmat attı..
Başbakan ‘Koridor açılması mümkün değildir’ demesine rağmen koridor açıldı..
Ankara izin vermek zorunda kaldı..
Peşmerge ağır silahlarıyla Türkiye üzerinden Kobani’ye geçti..
ABD boş durmadı.. IŞİD’in konuşlandığı mahalleleri sürekli bombaladı.. IŞİD sonunda pes etti, geri çekildi..
Kobani düşmedi..
IŞİD’in eline geçmedi..
Bu durum da Cumhurbaşkanı’nın hoşuna gitmemiş olacak ki; ‘Bugün bakıyoruz maşallah çiftetelli oynuyorlar. Neymiş DEAŞ oradan çıkmış. Tamam da o bombaladığınız yerleri kim onaracak’ deyiverdi..
Kobani’ye bomba yağdırılmasına tepki gösterdi..
IŞİD’in çıkması için bu kadar tahribat fazla demeye getirdi..
Neyse bu ayrı konu..
*
Tanklardan, zırhlı araçlardan oluşan Türk birliği Süleyman Şah Karakolu’na o Kobani’den geçerek gitti..
O yıkık dökük evlerin arasından..
PYD Kobani ve çevresini IŞİD’den temizlediği için rahat gitti..
IŞİD’le karşılaşmadan gitti.. Çatışmadan geri döndü..
*
Soru şu: Kobani IŞİD’in eline geçseydi.. Kobani düşünce öteki kantonlar da düşseydi..
Kobani harap olmasaydı.. Bombardıman öncesi gibi binalar sapasağlam ayakta olsaydı.. Ama içleri IŞİD militanlarıyla dolu olsaydı..
Ne olurdu?
Ne önemi var Kobani’nin deniyordu ya, ne önemi olduğu ortaya çıktı..
*
Meselenin bir başka boyutu daha var.. Gün boyu tartışıldı, Meclis’te saatlerce konuşuldu..
Sorun şu: Türk toprağı terk edildi mi, edilmedi mi?
Muhalefete göre edildi.. İktidara göre yer değiştirildi.
Bu kadar önemli mi?
Önemi aşağıdaki yazıda..
MHP ile HDP aynı çizgide buluşmuşsa!
Dilerim geri çekilme, tahliye operasyonu nedeniyle karambole gitmez..
Meclis’te çok önemli bir yasa var..
İç güvenlik yasası..
Cumhurbaşkanı da, Başbakan da öyle veya böyle çıkacak diyor.. Daha önce yazdım; polis devletini meşrulaştırma yasası dedim.. Otoriter devlet yasası dedim..
Bu yasa çıktığı zaman hak aramak için Anayasa’nın verdiği gösteri, yürüyüş hakkını unutun.. Protesto hakkını rafa kaldırın..
Başınıza her şey gelebilir.. Ne olduğunu anlamadan kendinizi dört duvar arasında bulabilirsiniz..
*
Maddeleri uzun uzun anlatmaya gerek yok.. Başbakan’ın sözünden yola çıkalım.. Başbakan dün AKP örgütüne hitap ederken dedi ki; MHP ile HDP aynı çizgide buluşuyorsa bunu sorgulamamız lazım..
Sorgulayalım..
Ne oldu da; MHP ile HDP aynı safta yer aldı
Ne oldu da; MHP ile HDP ortak muhalefete geçti..
Ne oldu da; MHP ile HDP sözcüleri aynı dili konuşuyor..
Ne oldu da; düşman kardeşleri dost yaptı..
*
Benim çıkardığım sonuç şu..
Demek ki; iktidarın çıkarmak istediği yasa o kadar antidemokratik ki.. Hak ve özgürlükleri kısıtlamaya yönelik ki.. Keyfiliğe o kadar fazla izin veriyor ki.. Yargının yerine idareyi koyuyor ki.. Polise çok fazla yetki veriyor ki..
CHP de, MHP de, HDP de karşı çıkıyor..
MHP ile HDP’yi aynı çizgide buluşuyor..
‘Vatan toprağı terk edildi’ tartışması
En çok sorulan soru şu.. Naaşları aldık, türbeyi yıktık.. Yenisini neden sınırımızın 200 metre ötesine yapıyoruz? Neden yine Suriye topraklarına!..
Madem yerinden söküldü, mesela Gaziantep’te güzel bir türbe yapılsaydı?
Eşme’de askerlerin 10 dönümlük araziyi çevirip bayrak dikmelerinin, karakol kurmalarının, türbe inşaatına başlanmasının nedeni şu..
Süleyman Şah Türbesi Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağıydı.. TCK’nın 302. maddesine göre vatan toprağını devlet idaresinden ayırmak büyük suç..
Müebbetlik suç..
İktidar, bu sebeple türbe için Suriye Eşme’sini seçti.. Sınırımızın hemen dibinde aynı büyüklükte bir toprağı kontrolüne aldı.. Vatan toprağını terk etmedik, yer değiştirdik demek için..
302 tartışması burada başlıyor..
Bir taraf diyor ki; Süleyman Şah Türbesi 1921 anlaşmasıyla Türk toprağı sayıldı.. Eşme’nin böyle bir konumu yok.. Vatan toprağı terk edilmiş oldu..
Öteki taraf da diyor ki; Türbe zaten 1921‘deki yerinde değil ki.. Daha önce iki kere taşındı, bu üçüncüsü..
Mesele devletler hukukunun alanına giriyor..