Olanlar vardır muhakkak da tatmin edici değil galiba..
Tatmin edici olsa Adalet Bakanı her fırsatta çağrı yapmazdı.. Ailelerine seslenmezdi..
Etkin pişmanlıktan yararlananların cezalarının indirildiğini, örgüt üyeliğinden ceza almayacağını sık sık tekrarlamazdı..
Demek ki FETÖ çözülmedi..
Orada bi problem var..
Peki, neden itirafçı olmuyorlar.. Bu konuda iki görüş var..
Biri Adalet Bakanı’nın.. Diğeri Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın..
Adalet Bakanı’ndan başlayalım..
Bozdağ diyor ki..
Cezaevlerinden rüya hikâyeleri yayıyorlar. FETÖ rüyalar üzerinden çok ciddi propaganda yapıyor.
Dışarıda da sosyal medyada da sahte rüyalar uyduruyorlar, birbirlerine anlatıyorlar. Böyle bir motivasyon yapmaya çalışıyorlar.
Tutuklu olanları, ailelerini diri tutmaya çalışıyorlar. İtirafçı olmalarını engellemeye çalışıyorlar.
Sürekli umutlu bir bekleyiş içine sokuyorlar, soruşturma aşamasında çözülmeyi önlemeye çalışıyorlar.
Bunun için her gün yeni bir rüya, hikâye, beklenti, umut yayarak bu çözülmeyi, itirafçılığı önlemek istiyorlar.
Ziyaretçileri, avukatları aracılığıyla yayıyorlar. Çok acayip bir şey, sorgusuz sualsiz kabul ediyorlar.
Kasımın ilk haftası. 3. dünya savaşı çıkacak, hepimiz buradan çıkacağız. Bütün dünya hazırlık yapıyor, 11’inci ayın 8’inden önce dünya savaşı çıkıyor diye yayıyorlar.
H
Feyzioğlu da diyor ki..
Tutukevinde avukatların müvekkillerine ulaşması yedi sekiz saati buluyor.
Avukatla şüphelinin görüşmesinde tepeden sarkıtılan mikrofon var.
Veya yaka mikrofonu takılıyor ya da video kameraya çekiliyor..
Ne konuştukları kayda alınıyor..
Yanlarına gardiyan da konuluyor..
İçeriye kâğıt ve kalem sokulmasına getirilen yer yer engeller var.
İtirafçı olmak isteyen binlerce kişi avukatına danışamadığı için itirafçı olamıyor..
Çünkü bütün konuşmalar kayda alınıyor..
Bu uygulama F Tipi ile mücadeleye zarar veriyor.
Ankara Gar saldırısı da milattır
Aslında terörün düğmesine Suruç’ta basıldı.. IŞİD’in canlı bombası 33 genci katlederken kimse bunun başlangıç olduğunu tahmin edemezdi..
IŞİD’le birlikte PKK da devreye girdi..
İkinci büyük saldırı Ankara Garı’nın önünde yaşandı.. Bu kez IŞİD’in iki canlı bombası kendini patlattı..
Tarihimizin en büyük terör katliamına tanık olduk..
107 ölü, 500 yaralı..
Tarihin akışını değiştiren eylemdi!.
H
Gerçi Suruç’la Ankara Gar saldırısı arasında sakin bir dönem varmış gibi görünse de Güneydoğu kan gölüne dönmüştü..
Rakam verelim..
Suruç’la Gar katliamı arasında 80’i asker 145 güvenlik görevlisi şehit olmuş.. 85 sivil hayatını kaybetmiş.. (Suruç’la Gar’ı eklersek, 225) 341 PKK’lı öldürülmüş..
Gar katliamından sonra ipler koptu..
H
PKK şehir savaşlarını başlattı..
IŞİD turizmi hedef aldı, havaalanına baskın bile yaptı..
PKK bomba yüklü araçlarını gönderirken..
IŞİD canlı bombalarıyla dehşet saçtı..
Bu iki örgüt hâlâ sahnede.. Daha önceki gün Şemdinli’deydiler..
Sonuç: 15 aydır terörün en azgın haliyle yaşıyoruz..
H
Suruç’tan bu yana.. Şehit olan güvenlik görevlisi sayısına bakarsak bine yaklaşmıştır..
Ya sivil kayıplar?
Terörün çetelesini tutmak bile kötü..
Suruç gibi.. Şehir savaşları gibi..
Ankara Gar katliamı da milattır..
THY yaz saatine direniyor
İktidar bu yıl yaz saatinde kalmaya karar verdi.. Saatler bir saat geri alınmayacak..
Amaç enerji tasarrufu..
Daha önce değindim, tekrarlayayım.. Aynı iktidar 2102’de de sürekli kış saatinde kalmaya karar vermişti..
Amaç yine enerji tasarrufuydu..
Neyse korumuz bu değil.. Bu konuyu daha önce işledik!..
H
THY önceki gün bir açıklama yaptı.. Anlaşılması zor bir açıklamaydı.. Uluslararası hava trafiğine atıf yapılarak Türkiye çıkışlı ve Türkiye varışlı uçuşların yeniden düzenleneceği duyuruldu..
Anladığım şu; THY Avrupa’yla saat makası açılmasın diye, aktarmalı seferler kaosu yaşanmasın diye uçuşlarını kış saatine göre düzenleyecek..
Yaz saatindeymiş gibi yaşayıp yurtdışına kış saatindeymiş gibi uçacağız..