Türkiye günlerdir Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı tartışıyor..
Eğildi mi, eğilmedi mi?
Eğildi eleştirileri yükselince Anayasa Mahkemesi sitesinde o anın videosu yayınlandı..
6 saniyelik görüntü tartışmayı bitirmedi..
Kimi ikna oldu..
Kimi olmadı, eğildiği konusunda ısrar etti..
Kimi de konuyu başka boyuta taşıdı.. Önemli olanın, kararlarının dik durup durmaması, eğilip eğilmemesi olduğunu dile getirdi..
Yani siyasetin girdabına girecek mi, girmeyecek mi?
***
Bakalım..
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, daha doğrusu OHAL’in ilan edilmesiyle kepenkleri kapattı..
Karar alarak değil..
Karar almayarak damga vuruyor..
***
Mesela.. Hükümet OHAL’e dayanarak hemen hemen her konuda KHK yayınlıyor..
Yasa yapıyor.. Yasamanın yetkisini kullanıyor..
Sadece FETÖ ile mücadele için değil.. Alakasız işlerde de OHAL’e dayanarak yasa çıkartıyor..
Ama.. Anayasa Mahkemesi bu KHK’ları ele almıyor, görüşmüyor..
Ana muhalefet partisi bazı KHK’ların Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ediyor..
Anayasa Mahkemesi OHAL var, bakmam diyor..
Soru şu..
Anayasa Mahkemesi bakmazsa kim bakacak?
Başka merci var mı?
Yoksa!.
***
Absürt bir örnek vereyim.. Yürütme ‘adı Mehmet olan kişilerin kamuda çalışmasını yasaklayan’ bir KHK çıkarırsa ne yapacağız..
Veya vatandaşlıktan çıkarılmasına karar verirse..
Yürütmenin çıkardığı o KHK’yı iptal ettirmek için kime başvuracağız?
Anayasa Mahkemesi Başkanı bi cevap verir herhalde..
***
İkinci konu, tutuklu milletvekilleri..
Anayasa Mahkemesi daha önce milletvekillerinin tutuklu yargılanamayacağı yönünde karar vermişti… Buna rağmen mahkemeler tutukladı..
Vekiller hapse atıldı..
Onlar da Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.. Ama mahkeme karar vermiyor.. Süreç sürüyor diye oyalıyor.. Siyaseti bekliyor!..
Dün milletvekilliği düşen iki HDP’linin başvurusunu reddetti.. Niye mi?
Vekillikleri düştü diye.. O halde milletvekilliği sürenler için de karar ver..
Yoksa onların da vekilliğinin düşürülmesini mi bekliyor?
Başkan bi cevap verir herhalde..
Başbakan neyi övdü?
Başbakan geçenlerde dedi ki.. ‘Merkez Bankamız aldığı önlemlerle döviz kuruna istikrar kazandırdı.’
Doğru.. Peki, Merkez Bankası bunu nasıl yaptı?
Faizi artırarak..
Fakat küçük bir katakulliyle
İktidar kızmasın diye.. İktidarın söylediğiyle hayatın gerçeğinin uymadığı anlaşılmasın diye, politika faizini sabit tuttu..
Yüzde 8’di, yüzde 8’de bıraktı..
Geç likidite faizini yüzde 12.25’e çıkardı.. Geç likidite faizini politika faizi gibi uygulamaya başladı..
Yani faiz fiilen yüzde 12.25 oldu..
Dövizin ateşi söndü..
***
Başbakan Merkez Bankası’nın bu hamlesini övüyor.. Yani faizi yükseltmesini.. Sormak lazım: Hani faizin düşürülmesini savunuyorlardı, ne oldu?
15 gün önce Hazine ihale yaptı, faiz kaçtı?
Yüzde 11.71..
Kâğıt üstünde faiz kaç?
Yüzde 8..