Büyük yazara veda yazısında..
‘Şanslıyım, çocukluğum onların mahallesinde geçti..
Yanımızdaki blokta Çetin Altan, arka blokta Orhan Kemal, az ötede Yaşar Kemal.. Bir ara üst katımızda Ahmet Altan.. Bizim mahallede kimler yoktu ki.. Yazarlar, çizerler, karikatüristler, gazeteciler, spor adamları..’demiştim..
Çok sayıda ‘İstanbul’da böyle bir mahalle mi vardı?’ sorusu geldi..
Evet vardı..
Mahalle de mahalleydi.. Kültür başkenti gibiydi..
Adı mı ne?
Basınköy..
Şöyle anlatayım..
Sadece Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Çetin Altangibi büyük yazarlar yaşamıyordu..
Kimler yoktu ki kimler?
Sezgin Burak Tarkan’ı, Abdullah Turan Kara Murat’ı, Faruk Geç ‘gerçek hayat hikâyeleri‘ adını verdiği resimli romanlarını o mahallede çizdi..
Benim kuşak top peşinde koştururken, Cemal Dündarevinde belki illüstrasyon yapıyordu, belki film afişi hazırlıyordu..
Cafer Zorluspor karikatürünü, Mıstık siyasi karikatürünü yetiştirmeye çalışıyordu..
Ünlü çizerler Metin Soysalda bizim mahalledeydi.. Bülent Şerende, Mim Uykusuzda, Hikmet Andaçda..
Belki aynı saatler Tahir Kutsu Makal daİrfan Dermanda köşe yazılarını kaleme alıyordu..
Belki de röportaj sanatının ustası Celalettin Çetinbir sonraki röportajının hazırlığını yaparken, Mehmet Biber çıkacağı gezinin hazırlığı içindeydi..
Bizim mahalle böyle bir mahalleydi..
Hakkı Devrimde aynı mahalledeydi, Necla Berkanda, Azize Berginde, ilk kadın gazetecilerden Vasfiye Özkoçakda, Orhan Koloğluda..
***
Spor dünyasına geçelim mi?
Efsane spor yazarı İslam Çupiile başlayalım.. Spor yazılarını edebi dille kaleme alan, felsefe katan Çupi de Basınköylüydü..
Bir döneme damga vuran ekol yaratan spor müdürleri.. Necmi Tanyolaç, Rıdvan Yelekçi, Nezih Alkışaynı mahallenin insanıydı..
Dönemin ünlü spor yazarları Kenan Şengül, Necati Bilgiç..
Foto muhabirleri Mahmut Küçük, İsmet Gümüşdere, Özdemir Gürsoy, Sabahattin Gizaynı otobüse biner, Cağaloğlu’nun yolunu tutarlardı..
***
O tarihlerde polis muhabirliği çok önemliydi.. Haberin kaynağıydı..
İlhan Demirel, Alaettin Berk, Selahattin Güler, Doğan Katırcıoğlubir döneme damga vuran isimlerdi..
Aynı mahallede oturuyorlardı..
***
Bir döneme damga vuran denilince bizim meslekte akla gelen ilk isimlerden biri de Rahmi Turan’dır..
O da Basınköy’e gönül verenlerdendir..
***
Şöyle söyleyeyim, 190 dairelik bir site düşünün.. 190 dairede de yazı çizi adamı oturuyor..
Çok şanslıyım demem bundan.. Çünkü o mahallede büyüdüm..
Konumu da muhteşemdi.. Florya ormanının dibinde.. İki futbol sahası vardı, bir basketbol voleybol sahası, bir tenis kortu..
1960 model site.. Kırmızı topraktan tenis kortu vardı..
Menekşe’de plajı da vardı.. Minikler, B takımı, A takımı adı altında üç futbol takımı çıkarmıştı bu mahalle.. Her pazar komşu semtlerle maçlar yapardık..
Çok güzel günlerdi; İstanbul daha bozulmamıştı..
***
Şimdi diyeceksiniz ki, bu kadar insan o mahallede nasıl toplandı..
Çetin Altan’ın 2006’da kaleme aldığı bir yazısı bu soruya cevap veriyor..
Bakın nasıl toplanmışlar:
‘Yaşar Kemal ile bir rastlantı sonucu da olsa buluşunca... Yarım yüzyılı aşkın bir zaman dilimi geriye doğru akıverdi...
1962’de, her ay kira ödemenin iğneli fıçısından can havliyle kurtularak birlikte taşınmıştık Basınköy’deki kooperatif apartmanlarının kura ile hakkımıza düşmüş dairelerine... Nerdeyse sabahtan akşama kadar birlikte geçen günler, deniz kıyısı ve koru gezileri... Ahmet, Mehmet, 2 yaşındaki kızım Zeynep de; yıllar geçtikçe sıcaklığı artan yakın dostları olmuşlardı Yaşar’ın.’
***
1962’de taşınmışlar ama otobüs yok.. Resmen dağ başı.. Menekşe’ye kadar yürür, trenle Sirkeci’ye giderlermiş..İlk belediye otobüsü 1966 yılında konulmuş..
Basınköy-Cağaloğlu..
1968 yılında Basınköy-Taksimseferi de başlamış.. Biz de o yıl Basınköy’e taşındık..
Belediye otobüsü deyince şu notu da düşeyim.. Liseye başladığım yıl en meşhur sefer sabah 06.30 Taksim seferiydi..
Okul servisi gibiydi..
***
İşte Çetin Altan’ın mahallesi böyle bir yerdi.. Bu yazıda çocukluğumun büyüklerini andım.. Benden bir önceki kuşağa, çocukluğumun delikanlılarına değinmedim..
Ahmet Altan, Mehmet Altan, Umur Talu, Bülent Bilgiç ve diğerlerine..
Bir de benim kuşağım var; yaşıtlarım..
Onları da saymaya kalksam…
Basınköy belgeseli yapılacak yer.. Kültür tarih mirası denilebilir.
Övünürdük mahallemizle hâlâ övünüyoruz..
‘50, 50 yüz.. Biz Basınköylüyüz..’ deyişi hâlâ dilimizde.. Yüreğimizde..
İyi pazarlar!