Hep söylerim, başbakanlar, ülkeyi yönetenler ağızlarından çıkan sözlere çok dikkat etmeli..
Ne anlama geleceğini..
İleride ne sonuçlar doğuracağını..
Nasıl algılanacağını..
Çok iyi hesaplamalı..
*
Binali Bey dedi ki; ‘Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanı’nın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur.’
Yani Başbakan Anayasa’yı tanımam diyor..
Yani Başbakan Anayasa ne yazarsa yazsın, biz bildiğimiz okuruz diyor..
Hukuksuzluğun kapısını açıyor..
*
Başbakan sistemi yerden yere vurabilir.. Anayasa’yı kötüleyebilir.. Başkanlık sistemini getireceğiz diyebilir.. Başbakanlık makamını lağvedeceklerini söyleyebilir.. Bunun için oy isteyebilir..
Ama Anayasa ne söylerse söylesin diyemez..
Dememeli..
Kanuna nizama en çok
o saygı göstermeli..
*
Çünkü.. Başbakan Anayasa ne söylerse söylesin yaklaşımında olursa..
Memlekette..
Hukuk ne söylerse söylesin..
Yasalar ne söylerse söylesin..
Yönetmelikler ne söylerse söylesin..
Yargıçlar ne söylerse söylesin dönemi başlar..
Bunun adı kaostur..
*
Binali Bey yeni anayasa yapacaklarını söylüyor..
Diyelim ki yaptılar..
Diyelim ki bir süre sonra Meclis çoğunluğu değişti.. O Meclis çoğunluğunun başındaki zat da Anayasa ne söylerse söylesin diyerek bildiğini okumaya kalkarsa!.
Yeni anayasayı tanımazsa!..
Yasalar ne söylerse söylesin; asker, polis benim emrimde diyerek fiili durum yaratırsa!..
Veya yerel bir yönetici, oy pusulasından güç alıp Anayasa ne söylerse söylesin diyerek özerkliğini ilan ederse..
Merkezi yönetimi tanımazsa.. Derebeylik kurarsa!..
*
Türkiye’de bu oldu..
7 Haziran’da HDP’nin aldığı oyun sarhoşluğuna kapılan bazı belediye başkanları..
Mesela, Hakkari Belediye Başkanı.. (HDP’nin oy oranı
yüzde 86.4’tü)
Mesela, Şırnak Belediye Başkanı .. (HDP’nin oyu oranı yüzde 85.3‘tü)
Mesela, Yüksekova Belediye Başkanı (HDP’nin oy oranı
yüzde 93.7 idi)
20’’ye yakın belediye özerklik ilan etti..
Anayasa ne söylerse söylesin mantığıyla!..
AKP iktidarı kabul edilemez buldu.. Doğrusunu yaptı..
*
MHP Genel Başkanı da aynı yaklaşımda.. O da Yargıtay’ın kararını tanımam diyor.. Yasa ne derse desin kongre tarihini ben belirlerim havasında..
*
Dilerim memlekette yasa ne derse desin, Anayasa ne söylerse söylesin dönemi başlamaz..
Almanya’yla da Rusya gibi köprüler atılır mı?
Almanya parlamentosunun aldığı ‘soykırım kararı’ tamamen siyasi karardır..
Zamanlaması da düşündürücüdür!.
Parlamentonun 650 üyesi var.. Tahminen 160 kişi oylamaya katılmış.. Beşte
biri.. Bir çekimser, bir hayır; gerisi evet..
Tasarının anlamı ne?
Yok!..
*
Soykırım değil ama katliam yaşanmadı mı?
Yaşandı.. Kimine göre 800 bin, kimine göre 200 bin, kimine göre bir milyon Ermeni göç yolunda öldü..
Mesele şuydu..
Bir kalkışma yaşandı.. Balkanlardan kopan Türkiye, Anadolu’yu da kaybetmekten korktu..
Vatansız kalma telaşına düştü..
Rusların desteklediği Ermeni çeteler ayaklanınca İttihat ve Terakki iktidarı tehcir kararı aldı..
*
Bu kararda Almanların hiç mi katkısı yok!.
Olmaz mı?
Akıl hocasıydılar..
Demem şu. Tarih yarım sayfalık bildiriyle hüküm verilecek kadar duru ve
berrak değil..
Hele 1915 gibi zor ve karmaşık bir yıl için..
*
Çanakkale Savaşı’yla Ermeni komitacıların ayaklanmasının aynı döneme denk gelmesi tesadüf
olamaz herhalde!.
Biz en iyisi tarihi tarihçilere bırakalım..
*
Merak edilen şu.. Rusya’yla olduğu gibi Almanya’yla da köprüler atılır mı?
Papaz oluruz bir süre ama köprüler atılmaz..
Fransa’yla, İtalya’yla, Avusturya’yla, Hollanda’yla papaz mıyız?
Küs müyüz?
29 ülkenin parlamentosu soykırım kararı verdi.. İçlerinde Brezilya da var, Bulgaristan da, Rusya da..
Uçak düşürülmeseydi Moskova ile can ciğer kuzu sarmasıydık..
*
Ne olur diye sorarsanız..
Elektrikli günler yaşanır, sonra unutulur.. Çünkü karar siyasi.. Çok fazla anlamı yok..