Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bi tarafta, İsrail’le altı yıl sonra sağlanan mutabakat..
İlişkilerin normale girmesi..
Öte tarafta, Erdoğan’ın Putin’e gönderdiği mektup.. Rus uçağının düşürülmesinden dolayı ‘derin üzüntü’ beyanı..
Bu iki önemli gelişmenin arasına sıkışıp karambole gitmesin istedim..
Nedir o diyeceksiniz?
Avrupa’nın şoke eden isteği..
Başbakan’ın deyimiyle, AB’nin akla ziyan talebi..
*
Geçenlerde Başbakan, ‘vizesiz Avrupa’nın başka bahara kaldığını anlatırken şöyle demişti: ‘Avrupa Birliği’nden terör konusunda akla ziyan bir talep geldi. Avrupa Birliği şunu bilmelidir ki; bizim için bağımsızlık ve toprak bütünlüğünden önemli bir şey yok.’
*
Bu sözlerin peşine katılan olmadı.. Bu sözleri önemseyen siyasetçi de çıkmadı..
Sordum sormasına..
AB’nin akla ziyan talebi nedir?
AB’nin yeni talebi bağımsızlığımızı mı hedef alıyor?
Dedim demesine..
Ama Ankara ses vermedi.. Başbakan ketum tavrını sürdürdü..
*
Dün sabah.. Hükümet Sözcüsü’nün basın toplantısında korkunç gerçek ortaya çıktı..
Hükümet Sözcüsü ya ağzından kaçırdı..
Ya bilerek açıkladı..
AB, Ankara’dan ‘terörle mücadeleyi durdurmamızı’ istemiş!..
Evet evet..
Hükümet Sözcüsü’nün ifadesine göre, AB ‘Şu terörle mücadeleden vazgeçin’ demiş..
*
Vizesiz Avrupa karşılığında istenene bakın, teklif edilene bakın..
Bu nasıl istektir?
Bu ne cürettir!
Yani Ankara, Güneydoğu’yu, şehirleri, ilçeleri, köyleri, dağları, bayırları PKK’ya mı bıraksın?
AB’nin istediği bu mu?
*
AB’nin bu talebini Ankara’ya kim iletti merak ediyorum..
Almanya Başbakanı Merkel mi?
Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz mu?
Hangisi!.
*
AB, PKK ile mücadeleyi bırakın diye baskı yapıtıysa.. Vize için şart koştuysa...
Ankara, neden ağızlarının payını vermedi?
Neden eyy Avrupa çekmedi?
Neden gümbür gümbür bağırmadı?
Neden mesele etmedi?
Neden?
*
Basın toplantısında bir sorunun arasına sıkıştırılacak mesele mi bu?

Haberin Devamı

‘Üzüntü’ veya’ özür’ atılan adım doğru..

Rusya konusunda çok da haklı değildik.. Tamam Rus uçağı sınırımızı ihlal etti ama 17 saniye etti..
Uçağı sınırımızı terk ederken düşürdük..
İhlal karşısında başka yollar denenebilirdi.. Sonuçta savaş ettiğimiz düşman ülke değil..
Son çare ilk çare olmamalıydı..
Neyse, uçağın düşürülmesine sadece Moskova şaşırmadı..
Ankara da şaşırdı..
Dönemin Başbakan’ı ‘Emri ben verdim, ben verdim‘ diye bağırdı, çağırdı ama o iç politika hamasetiydi..
Çünkü..
Rusya’yla yüksek düzeyde işbirliği anlaşmasına gidilirken..
Erdoğan’la Putin zirve kararı almışken..
Rusya Dışişleri Bakanı hazırlık için uçağa atlayıp Ankara’ya hareket edecekken..
Uçak düşürmenin mantığı yoktu..
*
Olan turizme oldu.. O sektörden beslenen on binlerce kişiye oldu..
Kriz sürdürülebilir bi kriz değildi..
2016 gitti, 2017’de feda edilemezdi.. Ankara’nın bir adım atması gerekiyordu..
O adımı Cumhurbaşkanı attı..
Doğru yaptı..
Putin’e mektup yazarak ilişkilerin düzelmesi için elinden geleni yapacağını belirti; derin üzüntülerini iletti..
*
Keşke, bu adım daha önce atılsaydı.. Keşke bu hale getirilmeseydi..

Haberin Devamı

Zamanlama mükemmel

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı’nın Putin’e gönderdiği mektup İsrail’le altı yıl sonra yapılan mutabakatın açıklandığı güne denk getirildi..
Zamanlama mükemmel..
İsrail özür diledi, tazminat ödeyecek, Gazze’ye insani yardım koridoru açılacak..
İlişkiler normalleşecek..
İnsanlar ne olup bittiğini anlamadan Rusya mektubu patladı..
Normalleşme adımı atıldı..
Özürdü, derin üzüntü ifadesi derken kafalar karıştı..
*
İsrail’mi bizden özür diledi..
Biz mi Rusya’dan özür diledik birbirine girdi..
İsrail’le Rusya harman edildi, yeni dönem ambalajına sarıldı..
Maksat hasıl oldu..