İktidara yakın gazeteleri tarıyorum.. İktidara yakın yazarları okuyorum..
Anayasa değişikliğini şiddetle savunan yok..
Başkanlık sistemini savunan var..
Parlamenter sistemi kötüleyen var..
Anayasa değişikliğini beğenmiş gibi yapan var..
Ama madde madde ele alıp gerekçeleriyle ‘Çok iyi olacak’ diyen yok..
***
Nedense Anayasa’yı ele alan yazı kaleme almaktan kaçınıyorlar..
Genel laflarla işi geçiştirmeye çalışıyorlar.. Konuya girmiyorlar, pas geçiyorlar..
Mesela, cumhurbaşkanı olacak kişinin aynı zamanda parti başkanı olması çok iyidir, yararlıdır konulu bir yazı görmedim..
Mesela, Meclis’in denetim yetkisinin kaldırılmasını savunan bir yazı okumadım..
Mesela, cumhurbaşkanın HSYK’nın altı üyesini cumhurbaşkanı sıfatıyla, kalan altı üyesini de çoğunluk partisi genel bakanı sıfatıyla belirlemesi yargı bağımsızlığı adına doğru karardır diyen olmadı..
Mesela, cumhurbaşkanı seçilen kişinin devleti istediği gibi dizayn etmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilerini kararnameyle belirlemesi devleti daha güçlü yapar diyen çıkmadı..
Mesela, cumhurbaşkanı adayının partisinin milletvekili listesini belirlemesini kuvvetler ayrılığıyla ilişki kuran bir yazı okumadım..
***
Demem şu..
Anayasa değişikliği teklifinin neredeyse her maddesini eleştiren, gerekçesini de söyleyen çok sayıda yazı okudum..
Anayasa değişikliğinin kuvvetler birliğini getirdiğini iddia eden çok sayıda eleştiri dinledim..
Ama anayasa değişikliğinin her maddesini alkışlayan, alkışlama gerekçesini yazan yazı okumadım..
***
Meclis’te görüşülen anayasa değişikliği teklifinin gerekçesine bakın.. Orada da genel geçer laflar..
Mesela, Meclis’in denetim yetkisinin neden kaldırıldığına dair tek satır yok..
Hangi vesayet!.
Anayasa değişikliğini savunanların temel gerekçesi; vesayet rejiminin kalkacağı.. Çift başlılığın sona ereceği..
Vesayet sistemine son verilecek deniyor..
Şu anda sistem hangi kurumun vesayeti altında..
Vesayet varsa vasi kim?
***
Vesayet sistemini kaldırıyoruz güzel laf hoş laf da bu günlerde içi boş laf..
Hangi vesayet kalkacak?
Askeri vesayet mi?
Bürokratik vesayet mi?
Yargı vesayeti mi?
Kolay tutukluluk
Bir ülkede mahkemelerin en zor verdiği karar tutuklama olmalı..
Hâkimin başka çaresi yoksa.. Zanlının dışarıda kalması hayatın akışını etkileyecekse, davanın seyrini değiştirtecekse tutuklama kararı vermeli..
Batı’da böyle..
Bizde ilk karar tutuklama..
Hakaret ettin, tutukla; tweet attın, tutukla; ihbar mektubu geld,i tutukla; biri adını verdi, tutukla; biri iftira attı, tutukla..
Yargıla tamam da tutuklama neden?
***
Fethullahçılar adliyeye hakimken nedeni belliydi.. Hukuk askıya alınmıştı.. Hâkimler FETÖ’nün yargı imamlarından aldıkları talimatla karar veriyorlardı..
Ya cezalandırmak için tutukluyorlardı..
Ya birilerinin ayağını kaydırmak için tutukluyorlardı..
Ya da önlerini açmak için tutukluyorlardı..
***
Peki ya şimdi?
Hâkimler riske girmek istemiyor.. Birileri yanlış anlar, başım derde girer, FETÖ’cü zannederler, sürerler, meslekten atarlar diye önüne gelen dosyaya tutuklama kararı veriyor..
Başından gitsin diye..
Başını ağrıtacak bir konuya sebep olmasın diye..
Ne olur ne olmaz diye..
***
Yargıda maalesef önce içeri atalım, sonra bakarız anlayışı hakim.. Sudan sebepten tutuklananlar bile aylarca hapis yatıyor..