“72 Seasons” ile Metallica köklerine dönmüş. Eski toprak metalciler için iyi haber. Ama ‘80’lerin eyvallahsız metal sound’unun bugünün metalhead’lerinde aynı heyecanı uyandırmamasını da anlıyorum.
"Metallica plak fabrikası satın almış” haberinin gelmesi itibarıyla albümün büyük beklenti yarattığı belliydi. Metallica, dünya çapında en fazla plak satan gruplardan biri. Son dönem albümleriyle değil, kataloğuyla da hâlâ sattığından tek başına bir fenomen. Bacasız ekonomi. “72 Seasons” bu ekonomiyi destekleyecek bir içeriğe sahip olmalıydı. Genç hayranlara belki alışık olmadıkları, üzerinde tartışacakları, günümüzün metal trendlerinden farklı bir şeyi sunmak, eski hayranlara da en son ‘80’lerden ‘90’lardan hatırladıkları, bildikleri Metallica’yı vermek. Albüm her ikisini de başarıyor.
Yeni nesil metal dinleyicisi bu albüme nasıl tepki verecekti? Bunu merak ediyordum. ‘80’lerin riff’leri, davulları, basları ve o yılların kaba, dizginlenmemiş, rafine edilmemiş, düzeltilmemiş, şekle sokulmamış, üzerinde uzun uzun çalışılmamış ilkel dinamizmi. Metallica ilk çıktığında insanlar için anlaması zor olmuştu. Ama neye karşı olduğu fark etmeksizin öfke ve isyanı ancak bu tip bir müzikle anlatabilirdiniz. MTV’nin müziği ele geçirdiği yıllarda her şey imaj ve şov olmuş, rock müzik glam ve hair metal arasında dar bir yere sıkışmışken Metallica’nın gerçekliği kuralları değiştirdi. (Not: Bir diğer kuralları değiştiren grup da Nirvana’ydı. Bu anlamda grunge ve metal el eleydi.)
Özünü sahipleniyor
‘90’larda Metallica fenomen hâline geldi. O yıllarda yayınlanan albümleri de başta eski hayranlardan tepki alırken yeni nesillere ulaştı. Kimilerine göre pop’laştı, değişti. Blues’dan country’ye folk kültürüne gidilecek yolları yokladı. Ama bu yıllarda farklı kitlelere de açıldı. Bazen de mesela Lou Reed’le yaptığı albümde olduğu gibi büyük çuvalladı. 2000’lerde bocalamalar, kimlik sorunları ve elbette ‘rehab’ sorunları yaşadı. “St. Anger” ve “Death Magnetic”i bakalım Metallica ne yapacak, bitti mi yoksa söyleyecek sözü hâlâ var mı? diye merak ederek dinledik. Grubun yavaş yavaş yeniden ‘80’lere, köklere doğru kaydığının işaretlerini aldık. Metallica bana kalırsa “72 Seasons”ta kariyerinde belli bir süreyi başarıyla geride bırakan uzun soluklu bütün grupların yaptığını yapıyor. İyiden iyiye köklerine dönüyor. Özünü sahipleniyor.
Albümün en can alıcı ve sembol şarkısı, belki müzikal özeti “Sleepwalk My Life Away”. “Screaming Suicide” her şeyiyle ‘80’lerden kopup gelmiş. Benim ilk metal dinlediğim yıllardan içimize işleyen şekilsel ‘metal şarkısı’ kodlarını ben burada bulabiliyorum. “72 Seasons”, “Shadows Follow” yine eski albümlerden buraya ışınlanmış gibiler. Bütün Metallica riff’lerinin toplamı ya da özeti olmuşlar bir bakıma. Biraz “Master of Puppets”, biraz “The Black Album” (“Metallica”).
“Lux Aeterna” ilk single olarak gelmişti ve olacakların habercisiydi. Diğer şarkılar hakkında yorumlarım henüz olgunlaşmadı. Bunun için albümü bir süre daha dinlemem gerekiyor. Metallica albümleri zamanla daha iyi anlaşılıyor çünkü.
Albümdeki şarkıları uzun bulanlar var. Bunlar herhâlde bir dakikalık hit şarkılar devrinde yaşayan ergenlerdir. Benim kuşak 6-7 dakikalık şarkıya uzun demez. Albümün kapanışındaki 11 küsür dakikalık “Inamorata” mesela çok özel bir şarkı. “Ride The Lightning”deki “Call of Ktulu” tadında çok katmanlı bir anlatı. Bu tip işleri uzun ya da kısa sıfatlarıyla değerlendiremezsiniz.
Cepten yiyorlar eleştirisi ciddiye alınacak bir eleştiri değil. İyi gruplar bildikleri, inandıkları, o an hissettikleri şeyleri yaparlar. Tek amaçları ‘yeni bir şey sunmak’ değildir. Bach için ‘çello süitlerinde cepten yemiş yalnız’ demek gibi bir şey.
“Death Magnetic”in ve 2016’da yayınlanan “Hardwired…”ın devamı olmuş eleştirisi bir bakıma haklı. Müzikal benzerlikler var ama ben gene de “72 Seasons”ı kendi başına sanatsal bir bütün olarak görebiliyorum. Bununla birlikte eleştirilerim de var tabii. Riff’ler eski hit şarkıları fazlaca anımsatıyor. Bu tanıdık riff bombardımanı bazen şarkıları tanınmaz hâle getiriyor.
Metallica değerli. Metallica’nın varlığı yeter. Metallica çok büyük bir rol model. Metallica şu müzik âleminde varlığıyla bize güç ve moral veren büyük bir imaj.
Hep orada dursun, müzik yapsın, hiç susmasın isteriz.