“Darmaduman”dan 11 yıl sonra gelen “Kufi”, aşk ve memleket gündemi arasında tatlı tatlı gezinirken, bize dinlemekten sıkılmayacağımız yeni Duman marşları hediye ediyor
Ne zaman yeni bir Duman şarkısı yayınlansa, (son yıllarda Duman ve Kaan Tangöze internete ara ara şarkılar koymayı âdet edindi), insanlar arayıp dinledin mi diye sorar, yorum ister. Aslında bu şu demektir, “Biz çok beğendik sen ne diyorsun?” Sadece Duman’la yaşanan bir heyecan bu. Duman, iki albüm arası kendini ardına sakladığı sis perdesinden kafasını çıkarıp kendini göstermeyi kerhen tercih ettiğinde yaşanan bir tür doğa olayı.
Günümüzün popülerlerine bakıyorum, internete koyacak malzeme bulmak için atmadıkları takla yok. Kimi dövmesini gösteriyor, kimi arabasını, kimi biseps, kimi ‘clivage’ sergiliyor.
Duman? Duman ortada yok. Günümüzün müzik marketing stratejileri öğretisinin tam tersine hiç ama hiç yok, kendini saklıyor. Bu bir strateji değil varoluş biçimi onlar için ve az çok tanıyan herkes bunu bilir.
Ne geçen 11 yılda neler yaptıklarını biliyoruz, ne de albüm hakkında yeterli bilgimiz var. Aradan geçen 11 yılda Batuhan, Kaan, Ari nasıl değişti, nelere kafa yordular, günlük rutinleri nedir? Biz bunları şarkılardan tahmin etmeye çalışırız. Albümün çıkışını müjdeleyen basın bültenlerinde dahi bulunmayan bu bilgiler zaten dinleyicilerinin de umurunda değil. Duman bizle online değil, basın bültenleri üzerinden de değil, ‘offline’ konuşuyor. Konserlerde yüz yüze yapıyor iletişimini. Siyaseti eski tip ilişkiler kurarak yapmaya çalışan siyasetçiler gibi halka, sokağa iniyor.
İyi müziğin güzelliği
Duman’ın sokağı konserler. Konserlere giderseniz, her şeyden haberiniz olur. Fırsat bulup gidemezseniz de şarkılar kendilerini anlatıyor zaten. Bazı şeyleri açıklamaya gerek yok. Şarkıları beraber dinleyelim: “Nerde Benim Kafam”, Pearl Jam şarkısı gibi girdi ve devam etti. Kaan’ın bütün olan bitene ve kudurup zıvanadan çıkmış dünyaya bakıp “nerede benim kafam” diye bağırması çok anlaşılabilir bir durum. Oxford tarafından ‘brainrot’ yani beyin çürümesi yılın sözcüğü seçilirken üstelik daha da normal. Ama kafalarımız hep gidik bizim ve dünya uzun zamandır çığırından çıkmış durumda. Yıllar önce 1980’lerde Pixies’in de aynı yerlerden “Where is My Mind” diye haykırdığını not edelim. İyi müziğin güzelliği bu; zamanla anlamını yitirmemesi.
Devamında gelen “Kufi” memleketin hâline odaklı bombaları bir bir bırakıyor tepemizden. “İçinde Aşk Var”, “Bir Güzellik Yapsana”, “Haykırdım Ben” art arda gelen üç aşk şarkısı. Hepsi farklı tonlardan ve yerlerden sesleniyor. Hepsi bir sevgiliye hitaben yazılmış olsalar da, hepimiz biliyoruz ki Duman’ın aşk şarkıları sevgiliye değil insanın kendisine söylediği teselli şarkılarıdır. Psikolojik aşamalar gibi: İnkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme, hepsi var Duman’ın aşk şarkılarında.
Malum kıyıma ağıt
“Kamikaze” albümden önce yayınlanan EP’nin de adıydı. Bu tipik bir Duman usulü coşku şarkısı. Kaan’ın dinleyicisine duygularıyla konuştuğu tipik örneklerden. “Bu Akşam” ya da “Belki Alışman Lazım” gibi işlerin peşinden gidiyor his olarak.
“Gazze’de”, malum kıyımı anlatan bir ağıt. Grubun etrafında ve dünyada olan bitene kayıtsız kalamadığı anlardan biri. Albümde toplumsal meselelere, dünyadaki gelişmelere dair edilen sözlerle, sevgiliye yazılmış şarkılar arasında bir ayrılık değil bir duygusal bütünlük olduğunu dinleyen herkes kabul edecektir. Duygular aynı merkezden çıkıyor, burada bir tutarsızlık ya da dengesizlik yok. Her şarkı aynı duygusal haritanın parçaları.
“Canımsın” folk sularında tek gitarla başlayıp yükselen klasik bir rock balad. “Teessüf Ederim”, “İçimde Bir Bahar”, “Anılar, O Geceler” hepsi Duman’ın rock ve alaturka arasında kurduğu dengeyi yansıtan güçlü şarkılar. Dinledikçe kendilerini daha da fazla ele veriyor, açılıyorlar. “Farkımız Yok”taki solo iyi ki uzamış keşke daha da uzasaydı. Batuhan’ın sololarına bu albümde daha fazla alan açılmış gibi duruyor (ya da bana öyle geliyor). Duman zaten stüdyo kayıtlarını da aynı konser gibi çalıyor. Kayıtlar sırasında ortamın ruhuna göre esnek davranılmış olması da mümkün.
“Zelzele”, depremin hissiyatını (ne kadar da çabuk unuttuk değil mi) yeniden yaşatan bir şarkı.
Duman’ın sessizliğini bozup şarkılarıyla yaşadığımız zamanların fotoğrafını çektiği o ender dönemlerden birindeyiz. 10 yılda bir gerçekleşen büyüleyici bir doğa olayına tanık olur gibi dinliyoruz hâlimizi...