Mela Bedel, Onur Özman, Lil Zey, Su İdil, Ayşedeniz Gökçin, La NINA ve daha tanışmanız gereken bir sürü yeni ve eski isim burada.
Piyanist ve besteci Ayşedeniz Gökçin’in “Motus” adlı albümü ocak başında yılın ilk günlerinde piyasada olacak. Sanatçının muhtelif temalarda icra ettiği piyano besteleri var bu albümde. Klasik ve modern klasik müzik sevenler not etmeli. Gökçin, Eastman School of Music ve Royal Academy of Music mezunu. Pink Floyd şarkılarını Liszt yorumuyla çalıp kaydettiği albüm hatırı sayılır ilgi çekmişti. Londra, Los Angeles ve İstanbul’da çalışmalarını devam ettiriyor ve konserler veriyor.
Caz müziği ve caz vokaline ilgi duyanlar için Su İdil, takibe alınması gereken bir isim. Muhtelif performansları ve performans videoları mevcut. Pek yakında bir Türkçe besteyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. İdil’in müziği içinde caz ögeleri barındıran ancak standart caz kalıplarından farklı daha modern bir çizgide. Bu yetenekli müzisyenin adını 2020’de daha fazla duyabiliriz.
Geçen hafta dinlemekten keyif aldığım albümlerden biri Onur Özman imzalı “At Spoerri’s” adlı EP oldu. Üç parça ve bir de remiks’ten ibaret bu mini albüm elektronik müzik dinleyenleri ilgilendiriyor. Klasik club kalıplarına hapsolmadan daha çok “emotional” temalarla gelişen dans parçaları var albümde. İsviçre Zürih’te çalışmalarını sürdüren Özman, İstanbul çıkışlı bir müzisyen. Albümdeki remiks Amsterdamlı ikili ANOTR’ın imzasını taşıyor. Yedi buçuk dakikalık KMIYH (Keep Me In Your Heart) sanırım albümün en zirve anlarından bazılarına sahip.
Lil Zey’in bu hafta yeni bir parçası var. Genç İzmirli rapçiden 2020’de daha sık söz edeceğimizi düşünüyorum. Bu defa şirketi RedKeys’den bir diğer isim Metth ile iş birliği içinde. Latin esintili parçanın adı “Marina”.
İtalya’da heyecan verici sesler yükseliyor
Bello Boo, İsveçli bağımsız firma Studio Barnhus’un sanatçılarından biri. İki hafta önce yayınlanan yeni albümünün adı “Once Upon a Passion”. Stockholm’ün entelektüel, sofistike elektronik müzik ve dans sahnesinden esinlenen sesler, vuruşlar… Axel Boman (Studio Barnhus’un kurucusu), Def Sound, Gnucci katkıda bulunuyor. Hem label hem sanatçı olarak takibe alırsınız.
LA NINA’yı bir süredir takip ediyorum ve her yeni şarkısında ve videosunda biraz daha hayranlığım artıyor. Napoli çıkışlı şarkıcı ve besteci şu anda “Salome” adlı single ile ortalığı kasıp kavuruyor. Doğu-Batı klişelerinizi ve kültürel kalıplarınızı bir kenara bırakın. İtalyanca bilmeme rağmen tek kelime anlamıyorum çünkü şarkılarında “Napoletano” kullanıyor. Napolililer dışında kimsenin anlaması mümkün değil. İspanyolca, Arapça, İtalyanca arası bir sound’u var. İnsanda özellikle de LA NINA’nın müziğiyle hayli yabancılaşma hissi yaratıyor. La NINA projesinin ardından İtalyan şarkıcı ve oyuncu Carola Maccia var. Hep aynı şeyleri dinlemekten sıkıldıysanız İtalya’da enteresan ve heyecan verici şeyler oluyor, benden söylemesi.
Editörlerin seçimiyle ayın albümü
Geçen hafta ilginç bir plak elime geçti. Rough Trade’in yıllık bir abonelik hizmeti var. Buraya üye olduğunuzda editörlerin seçtiği plaklardan her ay bir tane yolluyorlar. Ayın albümü adını verdikleri bu albüm aynı zamanda Rough Trade’in kendi çalışanlarının zevkini yansıtıyor. Geçen ay Cigarettes After Sex’in yeni albümü “Cry” geldi. Bu ay paketten bir sürpriz çıktı. Mix Master Mike’ın yıllar yıllar sonra yaptığı ilk LP “Conquest”. Dijital platformlarda yok sadece plakta var. Beastie Boys’un turntable scratch sound’unu yapan adam Mix Master Mike. Müzik tarihinde çok özel bir yeri var. Yaptığı analog beat’ler herkes için olmasa da meraklısına hitap ediyor. Bahsetmeden geçemedim. Şimdi siz hemen Youtube’a girin ve Beastie Boys’un “Three MC’s and One DJ” adlı videosunu izleyin.
Alaturka olmadan da alaturka olunabiliyor
İtalya’dan memlekete dönelim. Türkiye’deki enteresan yeni sanatçılarımızdan biri Mela Bedel. Birkaç ay önce “Nasip” adında bir şarkı yayınlamıştı. “Nasip” modern düzenlemelere sahip içinde hem oryantal hem Batılı unsurlar bulunan çok hoş bir şarkı. Mela’nın tarzı ve vokali ön planda ve müziğin en önemli estetik unsuru. İkinci şarkısı bir videoyla geçenlerde geldi. Şarkının adı “Çukur”. Aynı tarzda ancak hem vokaller hem de elektro bağlama kullanımı açısından arabesk gibi tınlıyor. Modern arabesk diyelim. Şarkı çok şık ve yenilikçi çok modern bir sound’un da habercisi. Bu tipte daha fazla şarkının geleceğini tahmin edebiliyorum. Mela Bedel karakter sahibi bir vokale ve üsluba sahip. Hiç alaturka olmadan da alaturka olunabiliyor. Bu cümlenin çok açık olmadığının farkındayım. Şarkıyı dinleyince belki beni daha iyi anlayacaksınız.