Önceki hafta Mardin’deydim. Nobel Ödüllü Aziz Sancar’a sahip olmanın onurunu ve gururunu yaşıyorlardı ama bu çok özel hemşerileri hâlâ kendilerini ziyaret etmemişti.
Ben de şu satırları sizlerle paylaşmıştım:
“Şehre indiğiniz andan itibaren her adımda Aziz Sancar ismiyle karşılaşıyorsunuz. Havalimanının ismi de Aziz Sancar, pek çok okulun, caddenin, parkın, kültür merkezinin adı da Aziz Sancar’dı...
Sancar, Nobel Ödülü aldıktan sonra ülkemizin dört bir yanına ziyaretler yaptı. Hatta nerede bizden birileri varsa o ülkelere de gidip konferanslar verdi.
Memleketi Mardin’e kaç kez geldiğini sordum. ‘Hiç gelmedi’ yanıtı aldığımda şok oldum. Herhalde siz duymamış, görmemiş olabilirsiniz diye başkalarına da sordum. Onların da cevabı aynıydı ama hâlâ gelmemiş olmasına ihtimal vermiyorum. Mutlaka gelmiştir diye kendimi teselli ediyorum...
Eğer gelmediyse de bir fırsatını bulup doğduğu, büyüdüğü, kök saldığı toprakları mutlaka ziyaret etmeli, bu konuda farklı senaryolar yazılmasına asla izin vermemeli ve en önemlisi de Aziz Sancar’ı kendilerine rol model olarak seçen gençlerle en kısa zamanda kucaklaşmalıdır...”
Sancar yazımızı okumuş, duygulanmış, çok güzel bulmuş ve aşağıdaki satırları bizimle, sizinle ve özellikle de hemşerileriyle paylaşma gereği hissetmiş:
“Mardin memleketimdir ve Mardinliler hemşerimdir, doğal olarak onların kalbimde özel bir yeri var. Allah’ın izniyle er geç ziyaret edeceğim.
Şimdiye kadar ziyaret edemememin nedeni Türkiye ve öteki Türk devletlerine hep devlet başkanlarının davetleriyle ve iş için gidiyorum ve çok yorucu oluyor. Yaşadığım North Carolina taşra bir eyalet. Buradan Türkiye’ye ulaşmak için sabah 04’te kalkıp, önce yerel havaalanına gideriz sonra New York, Washington ya da Toronto’ya uçarız. Orada da 6, 8 saat bekledikten sonra 10, 12 saatlik uçuşla İstanbul’a varırız. Daha sonra da Ankara, vs.
Kısacası buradan Mardin’e ulaşmak için en az 30 saat yolda olmam lazım ve bu yaşta böyle bir yolculuk beni gerçekten çok yoruyor. Vardıktan sonra da jetlagtan dolayı 2,3 gün kendime gelemiyorum. Umarım derdimi anlatabildim ve Allahtan dilerim ki hayattayken Mardin’i ve hemşerilerimi ziyaret etmek mümkün olur...”
Sevgili Hocamıza Mardin’i bir defalığına değil, defalarca ziyaret edebileceği sağlıklı, keyifli ve bir o kadar da uzun bir ömür diliyoruz...
Kucaklaşma yakındır!
Mardin ve Mardinliler onun özlemini çekiyor. O da memleketinin ve hemşerilerinin. Her iki taraf da böylesine gönül birliği içerisinde ise kucaklaşma yakındır.
Memleket havası, bırakın yorgunluğu Hocamızın gücüne güç katacaktır. Akrabaları, dostları, arkadaşları, hemşerileri, doğduğu topraklar ve en önemlisi de anılar hiçbir ödülün, hiçbir ülkenin, hiçbir gücün veremeyeceği enerji ve sinerji yaratacak ve eminim ki Amerika’ya yorgun değil “tazelenmiş” olarak dönecektir...
Başta yaşadığı Amerika olmak üzere dünyanın dört bir yanında en önemli kişilerle aynı masayı paylaşmış, en güzel yemekleri tatmıştır ama eminim ki Mardin’e geldiğinde yer sofrasında yedikleri ve yiyeceklerinin yerini hiçbiri tutmayacaktır.
Yine aynı şekilde dünyanın dört bir yanında, dünyanın en iyi okullarında öğrencilerle sohbet etmiştir ama hiçbiri Mardin’deki öğrenciler ile yapacağı söyleşi gibi onu derinden etkilemeyecektir. Çünkü o çocukların, gençlerin her birinde kendi yaşamından derin izler bulacaktır.
Dünyanın en güzel kentlerini gezse de onun için hâlâ en güzelinin Mardin olduğunu bir kez daha hatırlayacak ve Mardin’i Mardin yapan o yüce değerler bir bir gözünün önünden geçecektir.
Mardin, Aziz Sancar için sadece Mardin değildir. Hele ki böylesine görkemli bir karşılaşmaya hazırlanırken.
Uçak Mardin için alçalmaya başladığında Kaptan Pilotun adını taşıyan havaalanına hoş geldiğini anons etmesi, kendisini karşılamaya gelen hemşerilerinin kalabalığı, geçtiği caddelerdeki, sokaklardaki, okullardaki, kültür merkezlerindeki ismini taşıyan tabelalar, ona hiçbir yerde görmediği duygu seli yaşatacaktır.
Ne mutlu ki ona ve Mardinlilere. Uzun zamandır hasret kaldığımız böylesi güzellikleri yaşayacak olmaları bir yana yaşama ihtimalinin olması bile heyecan verici.
Özetin özeti: Başarılar kolay kazanılmıyor. En ufağından en büyüğüne hepsinin takdir edilmesi ve rol model olması için bu onurun paylaşılması gerekir. Darısı diğer bilim insanlarımıza ve diğer kentlerimize!..