Çoğunlukla Bazen
Yazan: Kendall Feaver / Yöneten: Barış Gönenen / Çevirmen: Semih Değirmenci / Oyuncular: İdil Yener, Ulaşcan Kutlu, Selen Uçer, Sena Kurdoğlu / Psikolojik Danışman: Zerrin Oğlağu / Işık Tasarımı: Ra Yavuz
X/ Müzik Tasarımı: Utku Güçoğlu /Afiş Tasarım: Elçin Özge Açıkbaş, Tuana Çınar / Dekor Tasarımı: Barış Gönenen / Yapım: H6 ACT, ARA SAHNE
Yanlış bir cümle kurmaktan çekindiğim bir konu ama neredeyse ‘ben çok çabuk fikir değiştiririm’ veya ‘biraz kararsızımdır, deli doluyumdur’niyetine ‘ben biraz bipolarım’ demenin adet hâline geldiği bir devirdeyiz. Epey eğlenceli bir şeyden söz eder gibiyiz. Hatta aynı zamanda çok zekiyim, çok yaratıcıyım, eşsiz bir beyne sahibim gibi anlamlar da içeriyor bu. Aslında neden söz ettiğimizin çoğunlukla (ya da bazen) farkında olmuyoruz sanki.
H6 Act ve Ara Sahne prodüksiyonu olarak perde açan “Çoğunlukla Bazen” duruma daha yakından bakıyor, ağır ilaçlarla ‘kontrol altına alınmış’ bir hastalıkla ‘baş etmeye çalışan’ Anna ve annesi Renee’nin hikâyesini anlatıyor. Bu ‘kontrol altına alınma’ ve ‘baş etme’ ifadelerinin tırnak içine alınma sebebi oyunun sorduğu sorular arasında bunların da olması. Anna, babasının ölümüyle başlayan ya da tetiklenen ağır depresyon hâliyle yedi yaşındayken tanışmış. Annesi onu doktor doktor gezdirirken elinde paniğe kapılmasına neden olan sayfalar varmış. O yaşta bir çocuğun beyninden nasıl çıktığına herkesin hayret ettiği son derece karanlık öyküler.
Aradan 11 yıl geçmiş, Anna psikiyatrı Vivienne’in gözetiminde, ‘kontrol altında’ büyümüş. Artık Vivienne’den ayırılıp bir yetişkin psikiyatrına geçmesi gerekiyor, annesinin onun üzerindeki kontrol yetkisi de kalkacak, çünkü 18 yaşında. Üzerine bir de ayakkabı kutularında sakladığı çocukluk öykülerini buluyor. O ‘hastalıklı’ kabul edilen yedi yaşındaki beyinden çıkmış dahiyane satırlar.
Sonrası işte bütün o sorular, o hesaplaşmalar… Anna ilaçlarla yön verilen çocukluğunun, bastırıldığına inandığı yaratıcılığının peşine düşüyor. Bu da her hafta kızı için ‘duygudurum testi’ dolduran (ve sorulara ‘çoğunlukla’ ile ‘bazen’ şıkları arasında gidip gelen cevaplar veren), Anna’yı güvenli kanatlarının altından birkaç metreden uzağa göndermek istemeyen annesinin en büyük kâbusu. İlaçları bırakırsa ne olacak?
Avustralyalı yazar Kendall Feaver’ın yazdığı “Çoğunlukla Bazen”, oyuncu olarak tiyatroda unutulmaz performanslara imza atan, son dönemde de yönetmenliğiyle dikkat çeken Barış Gönenen’in rejisiyle sahnede. İnişleri çıkışları, ani duygu değişimleri, zaman zaman saldırganlığa varan patlamalarıyla son derece zor bir rol olan Anna’yı oyuna yapımcı olarak da imza atan Sena Kurdoğlu canlandırıyor. Müdahaleci görünüşünün altında sahici bir çaresizlik saklayan Renee’yi Selen Uçer’in incelikli performansıyla izliyoruz. Karaktere mizahi yaklaşımı oyunun en cazip yönlerinden. Taşıyıcı karakterlerden psikiyatr Vivienne’de ışıklı oyuncu İdil Yener var. Anna’nın sevgilisinde ise genç oyuncu Ulaşcan Kutlu oynuyor.
Oyunu 12 Mart Çarşamba DasDas’ta izleyebilirsiniz.