Lady Gaga caz standartlarını yorumluyor

Lady Gaga’nın “Joker” filmi için kaydettiği soundtrack yayınlandı. The Cure’un yeni şarkısı geldi. Ezra Collective bu hafta cazseverleri memnun edecek. Jakuzi, M Lisa, Maximo Park albümleri dikkat çekiyor

Lady Gaga’nın yeni albümü “Harlequin”, sanatçının Todd Philips’in yönettiği yeni Joker filminde canlandırdığı Harley Quinn karakterine odaklanarak hazırladığı bir soundtrack albüm. CD Comics karakterlerinden hareketle inşa edilen müzikal film, büyük başarı kazanan “Joker”in devamı olarak çekildi. Joaquin Phoenix’le başrolleri paylaşan Lady Gaga bu karakteri ve oyunculuğunu albüme aktarırken Amerikan caz standartlarını yorumlamayı tercih etmiş. Bu alanda ilk eseri değil Lady Gaga’nın. Hatırlarsanız Tony Bennett ile standartları yorumladıkları iki albüm yapmışlardı. Filmi bilmeyen biri için yeni bir standartlar albümü gibi tınlıyor açıkçası. Lady Gaga ve canlandırdığı renkli karakterleri seven biriyseniz, bu yeni maceradan da hoşlanabilirsiniz. 

2023 Mercury Ödülü sahibi Londralı caz ekibi Ezra Collective, caz âleminde güçlü rüzgârlar estirmeye yeni albümüyle devam ediyor. “Dance, No One’s Watching”, adından da anlaşılacağı üzere dans pistlerine selam çakıyor ve bir önceki ödüllü albüm “Where I’m Meant to Be”nin izinden gidiyor. Dans dediysem Afro-caz ve funk’ın renkli dünyasındayız. Bu âlemin farklı renklerini arayıp tarayıp bizi dans ettirmek için ne gerekiyorsa yapmışlar. Önceki albüme ek olarak Londralı solist Yazmin Lacey vokallerde caz beşlisine katılıyor.  

Maximo Park’ın yeni albümünü heyecanla karşıladım. Biz kendilerini “Apply Some Pressure” ile, “Leave This Island” ile “Books From Boxes” ile sevdik ve benimsedik, yıllar içinde ne yaptılar ne ettilerse izlemeye çalıştık. Maximo Park hak ettiği ilgiyi ve popülerliği yakalayamayan gruplardan. Piyasada onlarca vasat iş listelerin tepesinde yer alırken Maximo Park ve onun gibi bazı ekiplerin dar bir dinleyici kitlesine sıkışıp kalması müzik sektörü gerçeklerinin bize bir oyunu diyelim ve sadede gelelim. Yeni albüm “Stream of Life”ın gelişi mayısta duyurulmuştu. İlk single, albümü açılış şarkısı olan “Your Own Worst Enemy”ydi. Bu hareketli indie rock şarkının devamı albümde çokça var. İki prodüktörden biri, Gnarls Barkley ve Animal Collective gibi isimlerle çalışmış Ben Allen. Diğeri Courtney Barnett’ın prodüktörü Burke Reid. Solist Paul Smith diyor ki biz şarkılarımıza her zaman çevremizde olan biteni yansıttık. Biz büyüyüp değiştikçe müziğimiz de değişti. Maximo Park kendi değişen dünyasını anlatmaya devam ediyor. Bunu yaparken rock disiplininden ödün vermiyor. 

Ne dinlesek?

■ Haftanın müzik olayı The Cure’un 16 yıl sonra gelen yeni şarkısı “Alone”. Şarkı müthiş, hemen ama hemen dinlemelisiniz. Albümün adı “Songs Of A Lost World” ve 1 Kasım’da yayınlanıyor. İlk gelen bilgilere ve ilk şarkıdan edindiğim izlenime göre bir başyapıt yolda. “Alone”un en sevdiğim yanı upuzun introsu. Robert Smith’in vokali şarkı başladıktan üç buçuk dakika sonra giriyor. Yeni nesil platform dostu şarkı anlayışını hiç ama hiç umursamıyor Robert Smith müzik yaparken ve bu yaklaşımıyla bir kez daha kalbimi(zi) kazanıyor. 

■ Redd, 20. yılını kutlarken (o kadar oldu mu arkadaşlar?) yedi kadın sanatçının yedi şarkısını yorumlamaya girişti. “Kadın” adlı albümün ilk single’ı ve açılış şarkısı Sezen Aksu’dan bir klasik, “Biliyorsun” Redd’in bu şarkıya çok yakışan rock yorumuyla bu hafta yayında. 

■ Melike Şahin’in Anadolu funk / ‘90’lar Türkçe pop esintili yeni şarkısı “Canın Beni Çekti” yayında. 

■ M Lisa “MONA LISA” adlı yeni albümünü yayınladı bu hafta. Yılın ilk yarısında popüler olan “ARABA” adlı şarkısıyla dikkat çekmişti. Albüm dikkate değer. 

■ Jakuzi’nin yedi şarkılık yeni albümü “Madalyon I” bu hafta yayınlandı. İlk single “Sür Beni” geçen yıl bir tür Kavinsky estetiği ve sound’uyla gelmişti. Albümde devamı var. Dinlenecekler listesine eklensin. “Madalyon”un diğer yüzü de yoldaymış. 

Biliyor muydunuz?

22 Eylül’de 66’ncı yaş gününü kutlayan Joan Jett’in kariyerinin başında tam 23 büyük şirketten ret yediğini ama sonunda başarıya ulaşıp 2015’te de Rock’n Roll Hall of Fame’e dahil olduğunu biliyor muydunuz? Bazen en güzeli burnunun dikine gitmektir.

Lütfen bitsin!

‘70’lerde, ‘80’lerde, ‘90’larda yazılmış şarkılar hakkında “Bu gençler bu şarkıları nereden bilip de dinliyor, o zaman daha doğmamışlardı bile” demek, lütfen artık azalarak bitsin. Arkadaşlar insanlar Mozart’ı, Beethoven’ı, Chopin’i nereden biliyorlarsa bu şarkıları ve sanatçıları da oradan biliyorlar. İnsanlar kendi dönemlerinden önce yayınlanmış albümleri, şarkıları, onları yazan besteleyen ve icra edenleri, hatta inanmazsınız kitapları ve yazarlarını da bilebiliyorlar. N’olur artık şunu söylemeyin, komik duruma düşüyorsunuz.