Sanatçıların muhalif ya da destekleyici duruşlarına birileri kızıyor…
Niye kızıyoruz?
Siyaset üstü kalmayı başaramadıkları için kızılıyor…
Siyasi görüş sahibi olduklarından dolayı değil elbette…
Partili olmak ayrı bir şey siyasi bir düşünceye sahip olmak farklı bir durumdur…
İkisini de birbirine karıştırmaktayız…
***
Siyasetin sanatçısı olabilir ama partilerin olmamalıdır…
Kaçıyorlar…
Doğdukları ama büyüyemedikleri topraklardan.
Ülkelerinden…
Vatanlarından yani…
Doğduğu yeri değil, doyduğu yeri arıyor insanoğlu…
Ve can güvenliğini düşünüyor…
***
Arap baharıyla birlikte başlatılan operasyonların sonucu İslam coğrafyası arı kovanına çomak sokar gibi dağıtılıyor…
Trump yine bir şeyler karıştırıyor.
ABD’de yataktan kalkan ya İran ya da Irak dosyası açıyor.
İran yaptırımları için kararnameyi imzalayan Trump, Filistin için de
bir teklifte bulunmuş:
- Filistin devlet kurmalı!
Kulağa hoş geliyor ama devamını ise şöyle getiriyor:
- Savunma gücü olmayacak ama...
Ve
Yıllar önce duvarlarda asılı levhadaki yazı büyülü bir söz gibiydi:
- Hayat hayaldir...
Yıllar geçip gitmiş...
Yormuş bizi hayat...
Ve hayatımıza girip çıkan insanlarla yaşadıklarımız.
Birçoğunu unutmuşuz bile.
Ağlayarak yaşadıklarımızı gülerek anlatıyoruz şimdi.
Gülerek yaşadıklarımızı da ağlayarak...
"Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun" diyen Cahit Sıtkı Tarancı’ya inat etmiş gibi yaşıyoruz sanki...
Gökyüzünü maviden griye...
Dallarını yeşilden siyaha...
Tarlalarını kan rengi kırmızıya boyayanlar var hâlâ.
Ve çakalların, yılanların diyarı olması için uğraşılıyor...
***
Ünlü yazar merhum Cengiz Aytmatov dostuma yıllar önce Bişkek’te sormuştum:
- Savaşlar bir gün biter mi?
Al Yazmalım Selvi Boylum hikâyesinin yazarı Aytmatov demişti ki:
- Savaşlar yaşanıyor dünyanın her yerinde.
- İnsanlar ölüyor ve her taraf kan revan içinde.
- Birileri saldırıyor, birileri savunuyor…
- Kazananlar her zaman haklı taraf olmuyor ki…
-
Bazı insanların dikiz aynası yoktur, geriye bakmaz.
Jeopolitik krizlerle ülkeleri mayın tarlasına çeviren güçler sosyal medyalar aracılığıyla korku rüzgârı estiriyor.
Ve derin bir ekonomik krizi tetiklemek için bulduğu her düğmeye basıyor.
Herkes gelecek öngörüleriyle oyalanırken, arkaya bakıp da tehlikeyi gören yok...
***
Sosyal medyalar sayesinde hayatımızın her alanı terörize ediliyor.
Eskiden gece yarılarında kentlerin sokak duvarlarına slogan yazanlar artık sanal dünyanın yani sosyal medyanın sanal duvarlarını karalayıp duruyor.
Milyonlarca yüzü gözükmeyen ve kimliksiz kalabalık...
Güneş başını alıp da erken gider Anadolu’da.
Ve erken gelir.
İşte bu şehirlerde meçhul kalabalıklara yer yoktur.
Yüzler birbirini tanır, selamlardı.
***
İç göçler yüzünden Anadolu şehirleri de bu yanlarını kaybetmiş.
Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı mülteciler ülkenin hemen her yerine dağılmış.
Ve bugüne kadar ırk farklılığını terörize eden illegal örgütler bir gün bu kültür farklılığını da terörize edebilir.