Kaçıyorlar…
Doğdukları ama büyüyemedikleri topraklardan.
Ülkelerinden…
Vatanlarından yani…
Doğduğu yeri değil, doyduğu yeri arıyor insanoğlu…
Ve can güvenliğini düşünüyor…
***
Arap baharıyla birlikte başlatılan operasyonların sonucu İslam coğrafyası arı kovanına çomak sokar gibi dağıtılıyor…
Ve düzenli hayatları olan milyonlarca insana artık düzensiz göçmen diyorlar…
Sanki kendileri bozmamış gibi…
***
Oysa “bahar gelecek” diye başlattıkları yalan rüzgârıyla yerleşik hayatlarından olan insanlar şimdi canlarını kurtarabilmenin telaşında.
Ve karınlarını doyurabilmenin derdinde…
Kış baharını yaşıyorlar o bahar yalanına inandıkları günden beri…
***
Libya, Tunus, Suriye, Cezayir, Yemen, Sudan, Mısır ve Irak gibi ülkelerden başlayan göç dramı hâlâ sürüyor.
Batılı ülkelerin kıyılarına çıkarak kurtulabilme umutları sularda son buluyor.
Ve umuda yolculukları denizlerde bitiyor.
Kaç bin kişinin sularda kaybolduğuna dair sayıyı unuttuk bile.
***
Hayatlarını, hayallerini yüklenip ailesiyle birlikte bir tekneye sığınıyorlar...
Kaçıp kurtulabilmek umuduyla…
Lakin, büyük çoğunluğu denizlerde boğuluyordu…
Küçük cesediyle karaya vuran Aylan unutuldu bile.
Akdeniz ve Ege adeta ölü bir denize dönüşüyor her geçen gün...
***
Ve her geçen gün yeni bir facia haberi geliyordu.
Tunus’un güneyindeki Safakes kenti açıklarında iki gün önce düzensiz göçmenleri taşıyan teknenin batması sonucu en az 70 kişi ölüyordu.
Safakes açıklarında Afrikalı düzensiz göçmenleri taşıyan teknedeki göçmenlerden 16’sı balıkçılar tarafından kurtarılıyordu…
Teknenin ise Libya’dan hareket ettiği iddia ediliyor.
***
Ramazan ayında oruçlarını Akdeniz’in sularında açan düzensiz hayatların düzensiz göçmenleri diyerek geçiştirilen bu dramın herkes bir seyircisi olmuş gibi…
Farkında mıyız?