Sanatçıların muhalif ya da destekleyici duruşlarına birileri kızıyor…
Niye kızıyoruz?
Siyaset üstü kalmayı başaramadıkları için kızılıyor…
Siyasi görüş sahibi olduklarından dolayı değil elbette…
Partili olmak ayrı bir şey siyasi bir düşünceye sahip olmak farklı bir durumdur…
İkisini de birbirine karıştırmaktayız…
***
Siyasetin sanatçısı olabilir ama partilerin olmamalıdır…
Bir fikrin, bir davanın sanatçısı, şairi, yazarı olunur ama partilisi olmak çok farklı bir şeydir.
Bu tartışmaların sorgulayıcı dozajını artırdıkça kültürel rölativizmin kapılarını da aralamış oluruz.
***
Rölativizm nedir?
Prof. Süleyman Hayri Bolay’a göre bütün bilgilerimizin bizzat bize, ölçülerimize ve duyularımıza göre İzafî olduğu felsefi bir meslektir…
Kültürel rölativizm ise bir toplumdaki kültürel geleneklerin, bireysel hak ve özgürlüklerin sınırlarının çizilmesi olarak tanımlanıyor…
Prof. Bolay diyor ki;
- Biz mutlak ve yakın bilgiye ulaşamayız…
- Ancak fenomenleri ve onlar arasındaki münasebetleri bilebiliriz…
***
1950 yılından beri muhafazakar ve merkez partiler iktidarda..
Neden sanatçısı yok?
Niye olmamış veya yetiştirilmemiş?
Belli değil…
***
Cemil Meriç diyordu ki;
- Boşuna bağırıyorum sağ okumuyor!
Evet, yıllardan beri okumuyor, düşünmüyor, yazmıyor…
Sadece konuşuyor…
***
Uğur Mumcu ise bir gün demişti ki bana;
- Sağın ömrü sola yaranmakta geçmiştir!
Evet… Doğruydu…
Televizyonu var sanatçısı yok…
Radyosu var anlatıcısı yok…
Sineması var artisti yok…
Rölativist olmanın kimseye bir faydası hiç yok…
Sanatçı toplumu bir arada yaşatabilmenin, tutabilmenin pusulası ve kâşifleri gibi olmalı…