Muhasebe vakitleri

25 Ağustos 2017

Modern yaşamın uzağında bir yerlere savrulmuş...
Ve belirsizliğin merkezine oturtulmuş...
Fitne oyunlarına yenik düşmüş...
Yetmiş üç fırkaya bölünmeyi başarmış ve terörize olmayı başarabilmiş!
Küresel efendilerin kuklası haline gelenler asıl gayenin ötelerinde geziniyor.
İslam coğrafyasından söz ediyoruz...
Afrika’daki safari merkezine dönüştürülen coğrafyada “Av Mevsimi” tarzı filmler çekiliyor...

Yazının Devamı

Kirletilen dünya

22 Ağustos 2017

Üzerinde nefes alındığı günden beri huzurunu bulamayan bir dünya...
Ve bu huzuru da hayvanlar değil insanlar bozdu.
Dünyayı yönettiğini zanneden küresel efendiler çevre kirliliğine ayırdığı milyarlarca doları insanların kirlenmemesine ayırabilseydi aslında çevre de bu kadar kirletilmezdi.
Kirletenle değil, kirletilenle uğraşarak dünyaya huzur getirmeye çalışanlar boşuna uğraşıyor.
*
İnsan bazen duvar oluyor.
Ve bazen de gökyüzüne kaçıp giden bir kuş...

Yazının Devamı

Şizofren güçler

20 Ağustos 2017

15 Temmuz akşamı yapılan darbe teşebbüsü devletin ve milletin son yüz yılda yaşadığı belki de en büyük ihanet ve travmadır.
Ve şiddetini hâlâ bilemediğimiz büyük bir depremdir...
17 Ağustos gecesi yaşadığımız depremde devletin depreme karşı hazırlığının sıfır olduğu gibi...
Tıpkı 15 Temmuz akşamında yaşadığımız travma gibi.
Kriz olduktan sonra Kriz Masası’nı kurmayı alışkanlık haline getiren devlet ve kadroları meğerse günü kurtarmakla meşgul imiş.
*
Darbeci askerlerin ifadelerini okudukça, görüntülerini izledikçe anlıyoruz ki devlet ve siyaset şizofrenleşen güç gruplarını kontrolsüz bırakmış.

Yazının Devamı

Soğuk mevsimlere doğru...

18 Ağustos 2017

Reşat Turgut adlı hava korgeneral bir dostumuz vardı.

Genelkurmay Plan Prensipleri Başkanı’ydı. Beklenmedik bir şekilde MS hastalığına yakalanmıştı.

Hastalığını gerekçe göstererek istifasını vermişti ama kabul edilmemişti diye biliyorduk. Ve Hava Lojistik Komutanı olarak görevlendirilmişti.

“Geçmiş olsun” demek için bir gün Ankara’da makamında kendisini ziyaret etmiştik. Zorlukla konuşuyordu. Birlikte kahvelerimizi yudumlarken, bir anda titreyen ellerinin arasından kahve fincanı devrilivermişti. Emir subayı hemen duruma müdahale etmiş ve emir askerleri Reşat Paşa’nın üniformasını ıslak bir bezle silmeye çalışmıştı.

***

Zorlukla konuşan Reşat Paşa eliyle herkesin dışarı çıkmasını istedi.

Ve baş başa kalınca Reşat Paşa’nın gözleri dolmuştu ve demişti ki:

- Mehmet kardeş, artık üniformaya ayıp oluyor! İstifa ettim ama kabul etmediler. Artık bu yıl emekli olup köşemize çekiliriz.

Yazının Devamı

Mugalatacılar

15 Ağustos 2017

Adamın biri kadıya gitmiş ve demiş ki:
- Kadı efendi, hani Hazreti Musa kızı Asiye’yi kurban etmek istemiş. Mikail Aleyhisselam bir keçi getirmiş. O günün adı Ramazan Bayramı değil miydi? diye sormuş...
Ve kadı gülümseyerek demiş ki:
- Şimdi bu hikâyenin ben neresini düzelteyim ki... Bir, Hazreti Musa değil, Hazreti İbrahim. İki, kızı Asiye değil, oğlu İsmail. Gelen Mikail Aleyhisselam değil, Cebrail Aleyhisselam. Üç, getirdiği keçi değil, koç. Dört, o günün adı Ramazan değil, Kurban Bayramı!
*
Medyamızın hali de kadıya hikâye anlatıp da doğrulatmaya çalışan meczupların haline benziyor.
Eskiden sürekli yanıltıcı, aldatıcı bilgi veren, dağıtanlara “yalancı çoban” diyorlardı.

Yazının Devamı

Gri şehirler

13 Ağustos 2017

Dokunsalar ağlayacak haldeyiz...

Ve hemen birçok konuda durumun böyle olduğunu da söylemeliyiz.

***

“Bir insanın yaşamayı hayal ettiği her şehirde ama az, ama çok yaşadık” diyen gezginler gibi, biz de İstanbul’dan uzaklaştıkça gelinen noktanın vahametini daha iyi anlıyoruz...

Türkiye sürekli İstanbul’a taşınıyor...

Bu huyumuzdan, alışkanlığımızdan veya “taşı toprağı altın” umudumuzdan vazgeçmedikçe İstanbul’a huzur yok diyebiliriz.

***

Uçsuz bucaksız ve arazi sorunu olmayan Çin, Rusya, Amerika ve Hindistan’ın kentlerini dolaştıkça, gördükçe, geleceğin İstanbul’unu düşünmek dahi istemiyoruz.

Yazının Devamı

Kirli sularda

11 Ağustos 2017

Medyada sular durulmuyor.
Çünkü, medya siyaseti dizayn etme hastalığından vazgeçmiyor!
Ve siyasi iradeye akıl hocalığı huyundan da...
*
Siyasetle geçinmek medyanın oldum olası tek sermayesi.
Gazete ve televizyonları büyütmeye değil, bu yayın kuruluşlarıyla büyümeye odaklı bir medyayız!
Bu yüzden iki yakasını bir araya getiremiyor.

Yazının Devamı

Yol kayıtları

8 Ağustos 2017

Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Yusuf Arıncı diyor ki:

“TSK’yı denetleyebilseydik, FETÖ’yü çözerdik!”

Denetimsiz kurum olunmasına elbette karşıyız ama polise, yargıya, bürokrasiye, mülki idareye, eğitime ve üniversitelere sızan FETÖ kadrosu neden çözülememiş?

Denetimsiz miydi bu kurumlar?

***

“Çinliler medya sektörüne mi giriyor?” diye sormuştuk!

Kimse ses çıkartmadı.

Oysa, Çinliler ülkemizde radyo sektörüne girmiş bile.

Yazının Devamı