Kitabında kendini yazdığını zanneden ama hâlâ yazamayan, Soros’un radyosu durumuna gelen Hasan Cemal ve yandaşları sizleri iyi tanıyoruz...
Günlük yaşamınıza göre bir din, bir ülke, bir iktidar ve bir medya hayaliyle yıllardan beri yanıp tutuşuyorsunuz...
Ve üç kuruşa namusuyla gazetecilik yapan, yapmaya çalışanlar evlerine ekmek götüremezken, sizler sürekli fildişi kulelerinizde kendinizi kutsallaştırdınız...
Üzerinde yaşadığınız ülkenin Ermeni soykırımı yaptığını söyleyerek Erivan’daki sözde anıta çelenk bırakma ihanetinizi de unutmadık...
Çifte standart duygusunun zirvelerinde gezinen siz ve sizler gibi marazi ve arızalı kafalar yüzünden bu ülkede kamplaşmanın bitmeyeceğini bir kez daha anlıyorum.
***
Ömrü boyunca bir arada yaşamanın gerekliliğini savunmuş biri olarak diyorum ki: Sizlerin altında ot bile bitmezken, yöneticilik hayatımız süresince yaklaşık 1250 gazeteciye iş imkânı sağladık ve birlikte çalıştık ve hiç kimseye sansür uygulamadık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arjantin, Paraguay ile Venezuela seyahatindeki notlarımızı birinci sayfada sizlerle dün paylaştık...
Geleneksel medya yazılarımıza ise devam ediyoruz...
Biz medyaya dair gerçekleri yazdıkça bazı dinozorların rahatsız olacağını da biliyorduk...
Özellikle, istihbaratçı, operasyonel ve arkası da önü de karanlıkta kalan fırsatçı tiplerin daha çok rahatsız olacağını da...
***
Her ne tarafa dönerse dönsün orayı kıble ilan eden Hasan Cemal gibilerin fildişi kulelerinden şahsımızı hedef alacaklarını da...
Bazı gazeteci ve yazarlarla yollarımızı ayırmamızı kendisine dert edinmiş.
Siz yapınca değişim, yenilik sayılacak, biz yapınca kıyım!..
›› Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin gerekirse uluslararası yargıyı ayağa kaldıracaklarını belirterek “Birleşmiş Milletler’i de devreye sokarak bu işin takipçisi olduğumuzu özellikle gündeme getireceğiz” diye konuştu
›› Türkiye’nin başından beri şeffaf bir tavır sergilediğini vurgulayan Erdoğan, “Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkileri bu cinayetle karıştırmamaya özen gösteriyoruz. Cinayet emrini verenin kimliği dahil, olayın aydınlatılmasını istiyoruz” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Buenos Aires’te, Demirören Medya İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal’ın da aralarında bulunduğu gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Buenos Aires
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda Suudi yetkililerden gerekli desteğin gelmediğini belirterek “Biz Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkileri bu cinayetle karıştırmamaya da özen gösterdik, gösteriyoruz. İkisi farklı şeyler” dedi. Kaşıkçı cinayetinin G20’de gündeme gelmediğini kaydeden Erdoğan şunları söyledi: “Liderler zirvesinde Kanada Başbakanı Trudeau bunun üzerinde az da olsa durdu. Fakat Muhammed Bin Selman verdiği cevapta ‘Suç sabit olmadıkça kimse suçlanamaz’
Arjantin’in başkenti Buenos Aires kentindeyiz birkaç günden beri...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arjantin, Paraguay ve Venezuela ziyaretlerini takip ediyoruz...
Seyahate dair notlarımızı paylaşacağız gelecek yazılarımızda...
Geleneksel medyaya dair yazılarımızı yazmaya devam edeceğiz.
Çünkü bu konu, içeride çalışanların ve dışarıdaki okuyucu veya seyircilerin pek de umurunda değil gibi...
Oysa geleneksel medya dünyanın hemen her yerinde paraşütsüz düşüşe geçmiş durumda...
Kendilerini hızla dönüştürmeli ve kendi sosyal medyasını oluşturmalı.
***
Medya üzerine yazdığımız yazılara çok sayıda tepki geliyor.
Olumlu veya olumsuz tepkileri değerlendirdiğimizde görüyoruz ki sektör kendi içinde bulunduğu krizin hâlâ farkında değil...
Yıllardan beri reklam fiyatlarını artırmamış, artıramamış veya artırılmamış...
Reklam ajansları ve medya planlama ajansları yayıncı kuruluşların başında boza pişirmiş adeta...
İndirim üzerine indirim peşine düşmüşler...
Hak edilen ödemelerin vadesi 120 güne çıkartılmış durumda.
Kâğıt ithal ve dolar ya da euro ile alınıyor.
Geleneksel medya neden krizlerden kurtulamıyor?
35 yıllık meslek hayatımızdaki gözlemlerimizi birkaç kelimeyle özetlemeye çalışırsak; idealizmden dörtnala kaçar gibi okuyucusundan kaçan medya, siyaset ve siyasetçiler, global şirketler, küresel istihbarat kuruluşları, lobiler, FETÖ gibi uydurukçu para ve güç tarikatlarına yakasını kaptırdığı günden beri bataklığa dönüştü...
Ve bataklıktan kaptığı hastalıklarını tedavi edemedi.
Neyin doğru oluşuyla değil, kimlerin doğrusuyla daha çok ilgilendiği günden beri halkını unuttu...
Acılarını, çilesini, yokluğunu, varlığını, inancını ve değerlerini...
Ve daha da ötesi, ülkesini, bayrağını...
***
Çifte standart duygusunun zirvelerinde dolaştı.
Dijital veya sosyal medyanın sorumsuzluğu ya da bütçe yetersizlikleri yüzünden geleneksel medya en pahalı içerikleri üretse de zarar ediyor...
En büyük kârı ise küresel dijital kaleler dediğimiz Facebook, Google, Twitter ve sayısını bilemediğimiz kadar web’ler ediyor.
Bir gazetenin birinci sayfası gece yarısında web’lerde görülüyorsa...
Ve yazarların yazıları okunabiliyorsa...
Sabahları erkenden canlı yayınlarla tüm televizyonlarda gazetelerin tüm sayfaları gösteriliyorsa...
Radyolarda anlatılıyorsa...
Kim gidip bayiden gazete alıp okur?
***
Medyanın kendini güncellemesini, işletim sistemlerini yeniden gözden geçirmesini, reklam ve dağıtım stratejilerini yeniden planlaması gerektiğini yazıyoruz. Yazdıkça, birilerinin olayı ters bakış açısıyla alıp bize vurmaya çalıştıklarını gördükçe, bir kez daha üzülüyoruz.
Biz geleneksel medyanın dijital dönüşümünü ve yatay geçişini tamamlaması gerektiğini ısrarla vurguladıkça, birileri ısrarla bizi sisler bulvarına çekerek polemik çıkartmaya çalışıyor.
Çünkü biz gazeteciliğe sahip çıkmaya çalışıyoruz.
Ve gazetecilere...
Sektörün bir araya gelerek, kriz masasını kurup, çağın gerisinde kalmaması gerektiğini söylüyoruz.
***
Gazeteci Garbis Keşişoğlu medya yazılarım üzerine bana Dijital Çağda Gazetecilik kitabını göndermiş.
2016 yılında yazdığı kitabını okudukça anlıyoruz ki sektörün sorunlarını o kadar güzel özetlemiş.