Kemal Önderoğlu

“Karanlık eğitim!” başlıklı haberimiz ses getirdi. İzmir’in Menemen ilçesindeki 40 gündür elektriksiz ve telefonsuz eğitim hizmeti veren Seyrek Villakent Anadolu Lisesi hem elektriğe, hem de telefonlarına kavuştu.
Türkiye’nin Batı’ya açılan penceresi İzmir’de İl Özel İdaresi’nce yaptırılan ve müteahhit firma tarafından kabloları çekilmediği için Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından elektriği verilemeyen, bu nedenle telefon hattı ve internet ağı bağlanamayan Seyrek Villakent Anadolu Lisesi’nde büyük sevinç yaşanıyor. Okula yüksek puanlarla giren 86 öğrenci ile 8 öğretmen ve okulun müdürü, karanlık eğitimden kurtuldukları için yetkililere ve Milliyet Ege’ye teşekkür etti.
Haberin yayınlandığı 22 Ekim 2010 Cuma günü konuyu ele alan İzmir Valisi Cahit Kıraç, ilgili birim müdürlerine talimat vererek, okulun en hızlı şekilde elektriğe ve telefon hatlarına kavuşturulmasını istedi. İlk uyarı İzmir İl Özel İdaresi yetkililerince yapıldı ve okulun müteahhiti bulunarak okul ile trafo arasına döşenmeyen 150 metrelik elektrik branşman kablosu çekildi.
İki telefon hattı tahsis edildi

Menderes- Konak hattındaki 508 numaralı otobüslerin kaldırılması tepki çekti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘Ulaşımda Entegrasyon Projesi’ kapsamında ESHOT, İZDENİZ ve İZMİR METROSU ağına Aliağa -Menderes Hızlı Tren hattını, yani İZBAN’ı da katınca ESHOT’a ait bazı güzergahlarda yeni düzenlemeler yapmaya başladı. Tabii yapılan düzenlemeler vatandaşları pek mutlu etmemiş olacak ki, oldukça fazla şikayetler almaya başladık.

Otobüslerin sayısı azaltılsın
Hafta başında 508 numaralı Menderes- Konak arasında sefer yapan otobüsün seferden kaldırılacağı ile ilgili duyumlar aldıklarını söyleyen Menderesli okurlarımız, “Bütün dünya zamanla yarışıyor, en kısa zamanda işine ve evine nasıl ulaşacak onun için hizmet üretiyor. Biz ise zamanı nasıl heba edip, insanları nasıl yoracağız böyle projeler üretiyoruz. Menderes’ten kalkan 508 hatlı otobüs Gaziemir, Karabağlar, Hatay ve Varyant’tan Konak Bahribaba Parkı’na gidiyor” dediler. Okuyucular, isteklerini şöyle ifade ettiler:
“Bu otobüsle biz çalışanlar işimize, Gaziemir ve Karabağlar’da okuyan çocuklarımız da okullarına en kısa sürede ulaşıyoruz. Ayrıca Valilik, Büyükşehir Belediyesi, İl Milli Eğitim ve İl Emniyet müdürlükleri ile

Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı diye övündüğümüz İzmir’de yüksek puanlarla yerleştirilen 90 Anadolu lisesi öğrencisi 33 gündür elektriksiz ve telefonsuz bir binada eğitim görüyor. Şaşırmayın ve sakın ‘Olur mu böyle bir şey?’ demeyin! Burası Türkiye ve üzücü olan da İzmir gibi çağdaş bir kent. Okullar eğitim ve öğretim yılına başlayalı 33 gün oldu ama bu okuldaki elektrikli ve elektronik hiçbir cihaz çalıştırılamıyor. Üstelik bu okul, İzmir’in Menemen ilçesine bağlı Seyrek beldesinde 1100 konutlu “Villakent Bahçelievler”e 350 metre uzaklıkta. 18 derslikli, 360 öğrenci ve 40-50 öğretmen kapasiteli okulun ısınması da katı yakacaklı kalorifer kazanı ile yapılacak. Tabii elektriği bağlanırsa. Bu okulun adı Seyrek Villakent Anadolu Lisesi.

Öğrencilerde hayal kırıklığıSeyrek Villakent Anadolu Lisesi’ne bu eğitim ve öğretim yılında yüksek puanlarla yerleştirilen 86 öğrenci ile 8 öğretmen ve okul müdürü ile okuldaki öğrencilerin velileri okulların açıldığı günden bu yana büyük bir hayal kırıklığı içinde. Ege-Koop’un 1994 yılında Menemen ilçesine bağlı Seyrek Beldesi’nde temellerini attığı Villakent’in girişinde kurulan ve bu yıl ilk kez öğrencilerine kapılarını açan Seyrek

İzmir Bayraklı’dan arayan bir okurumuz pazaryerlerinde gözüne çarpan olayı yazmamızı istiyor.
Okurumuz, “Ülkemizde ağırlık ölçüsü birimi ‘Kg’ yani kilogramdır. Çünkü, son bir yıldır pazaryerlerinde ‘Yarım kg, 2 -3 TL’ gibi etiketler yer almaya başladı.’Yarım kg’ ibaresi küçücük yazılıp, fiyatın büyük yazılmasını; en hafifinden iyi niyetten uzak bir anlayış olarak görüyorum. Vatandaşları yanıltmaya ve yanlış yönlendirmeye yönelik bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Bu etiketleme yöntemi geçen yıldan beri katlanarak artarak neredeyse tüm pazaryerlerini kapsar hale geldi” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

Açıkta yufka satılıyor“Ayrıca bazı pazar esnafı da fiyat etiketi koymuyorlar. Bu durumu, ilgili belediyenin ilgili birimlerine ilettiğimizde, ‘Haklısınız, ilgileneceğiz’ dediler ama değişen birşey olmadı. Özellikle pazaryerlerinde görevli zabıta çalışanlarına, ‘Şu şu satıcılar etiketsiz satış yapıyor, esnafın neredeyse tamamı, yarım kg. ibareli satış etiketi kullanıyor, gereğini yapmanızı istiyoruz’ dediğimizde, ‘Biz gereğini yapacağız’ diyorlar ama bu konuda hiçbir işlem yapılmıyor. Ayrıca pazaryerlerinde satıcıların sigara ellerinde satış yapmaları,açıkta yufka

Küçükpark’ta kaldırım işgali yetmemiş yolu da işgal eden işletme yayaları yolun ortasında yürümek zorunda bırakmış.



İzmir’de son yıllarda halkın en çok şikayet ettiği konuların başında; kaldırımların ve yolların kafe, restoran gibi işletmeler tarafından işgal altına alınması geliyor. Pek çok okurumuzun şikayeti hep bu konuda ve ilk sözleri de; “İzmir gün geçtikçe elden gidiyor. Kent disiplini diye birşey kalmadı. Kalabalık yerler seyyarlar eline geçti. Kaldırımlar masa, sandalye ve şemşiyelerle işgal edilip kapatıldı. Sıra yollara ve araçlar için yapılan ceplere geldi. Buralar da masa ve sandalyelerle işgal ediliyor” oldu.

Dr. Ömer Baran, İzmir - Çeşme Otoyolu’ndaki OGS’li geçişlerden iki kez cezalı duruma düştüğünü belirterek başından geçen olayı şöyle dile getirdi:
“Aracımda OGS kullanıyorum. Çeşme’ye giderken Narlıdere gişelerindeki OGS’den geçerek gidiyorum. Dört yıldır da OGS kullanıyorum. Son bir ayda başıma iki kez gelen bir olayı anlatmak istiyorum. OGS’li şeritten geçtim. Muhtemelen okumuyor olacak ki, çıkışta cezalı işlem uygulandı. Bu ceza da yaklaşık 22 TL oldu. Bir yanlışlık olabilir diye hemen başka bir OGS’den giriş yaptım. Bu kez okumasında problem yoktu. Pek çok kez OGS’li şeritlerden geçmeme rağmen iki kez bu hata oluştu.
Gizli ceza mı?
Bu nedenle OGS geçişlerinde zaman zaman bir sorun oluştuğunu düşünüyorum. Eğer bu yanlışlık Karayolları tarafından görülmeyip de bizlere cezai işlem uygulanıyorsa büyük bir haksızlık var demektir. Bu konuda Karayolları’nın bir bilgisi var mıdır, bilmiyorum. Var ise ne gibi çözüm üretiyorlar? Haksız bir şekilde bu cezalı geçişler hesabımızdan aynı miktarda düşülüyor mu? Eğer bu yapılıyorsa OGS sahipleri bir anlamda cezalandırılmış olmuyor mu?”

Akaryakıt alırken kazıklandığımızla ilgili şikayetleri daha önce dile getirdik. Yülerce ihbar ve şikayet telefonları aldık. Vatandaşlar bu konuda oldukça dertli. Çünkü, arayan okurlarımızın tamamı, “Bu ülke yapanın yanında kar kalan bir ülke oldu” diyor.
Bugün sizinle, gazeteci bir arkadaşımızın, Likid Petrol Gazı (LPG) satışı yapan istasyonlarla ilgili anlattıklarını paylaşmak istiyorum:
“Aracım 35 litre LPG otogaz alıyor. Her otogaz alımı yapmadan önce depomu sıfırlıyor, benzine geçip kullandıktan sonra otogaz alıyorum. Ayrıca bu denemelerim sırasında otogaz fiyatında bir değişiklik olmadı, onu da belirteyim.
İlk otogazı ülkemizde marka olan bir LPG istasyonundan aldım. Depomu fulledim ve 57 TL ödedim. İkinci olarak başka bir LPG istasyonunda yine boş olan depomu fulledim. Bu LPG istasyonu üstelik otogazı indirimli satıyordu ve 63 TL ödedim.
Üçüncü kez ayrı bir LPG istasyonuna gittim ve depomu fulledim. Bu kez 54 TL ödedim.
Son olarak da başka bir marka LPG istasyonunda depomu fulledim, bu kez de 48 TL ödedim.”
Yetkililere soruyorum:

27 Eylül 2010 Pazartesi günü bu sütunlarda “Kanaldan çıkardıkları çamuru denize döktüler” başlıklı yazımızda Karşıyaka Mavişehir’den Hasan Zeki Sungur‘a ait bir ihbarı değerlendirmiştik.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu ihbara gönderdiği cevap yazısı şöyle:

Pis su kanala verildi
“Karşıyaka Mavişehir’de bulunan su kanalının temizliği İZSU Genel Müdürlüğü tarafından yapılmıştır. Mavişehir’de bulunan su kanalı deniz kıyısından başlamakta, Dudayev Bulvarı’na çıkmadan önce son bulmaktadır. Özellikle su kanalı içerisine atık su girişi bulunmamaktadır. Yazınızda belirtildiği gibi, kanal içindeki çamur vinçlerle çekilerek denize boşaltılmamıştır. Çünkü kanalın geçtiği yol boyunca kanala atık girişi bulunmamaktadır. Kanalın deniz seviyesinin altında olması nedeniyle kanala deniz suyu dolmakta olup, bu su da denize deşarj edilmektedir. Ancak belli bir seviyeden sonra kanal içerisindeki su 2040 Sokak’ta bulunan kanalizasyon hattına verilmiş olmasına karşın, 2040 Sokak ile deniz arasında kalan kısımda ise kanalizasyon hattı olmaması nedeni ile denize verilmiştir. Ancak kanaldaki su ile denizin kirletilmesi söz konusu değildir. Kanal içerisindeki suyun tamamı denize boşaltılmamış, belli