Motor Meslek Lisesi bu iddiaları hak etmiyor

21 Ocak 2011

17 Ocak Pazartesi günü bu köşede, Konak Şehit İdari Ateşe Çağlar Yücel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ve Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi’nden (İzmir Motor Meslek Lisesi’nden) iki öğrenci velisinin iddialarını, “Öğrencilere ekmek arası sigara ve uyuşuturucu” başlığıyla değerlendirmiştik.
İddialar ise özet olarak şunlardı:
Öğrenci öğretmenin önünde küfür ediyor, okuldan kaçıyor, öğretmenine arkadaşlık teklif ediyor. Kolaylıkla sigaraya, hapa ve esrara ulaşıyor. Okulun yakınındaki geneleve gidiyor. Kahvehanelere rahatlıkla girip, oyun oynuyor.

Asılsız, yalan ve iftira
Haberin yayımlandığı gün telefonlarımız susmadı. Başta bu okulun eski ve yeni öğretmenleri olmak üzere, onlarca öğrenci ve veli aradı. Hepsi de iddiaların ‘asılsız, yalan ve iftira’ olduğunu söyledi ve “İzmir Motor Meslek Lisesi bu iddiaları asla haketmiyor” diye okullarını savundu.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Özgür Bey de, bir yıldır bu okul ve çevresinde haberimizde atfedilen suçlara karışmış hiçbir öğrencinin bulunmadığını bildirdi.

Yazının Devamı

Öğrencilere ekmek arası sigara ve uyuşturucu

17 Ocak 2011

İzmir Motor Meslek Lisesi denildiğinde İzmir Yenişehir’de 1954 yılında eğitime başlayan ve 56 yılda binlerce genci teknik eleman olarak yetiştiren başarılı bir eğitim kurumu aklımıza geliyor. Ayrıca bu okulun öğrencileri asla işsiz kalmazlardı. Otomotiv sektörü bu öğrencileri hemen transfer ederdi. Bu okulun adı da değiştiril ve İzmir Konak Şehit İdari Ateşe Çağlar Yücel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ve Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi oldu.
Yeni yılın ilk günleri bu okulun velilerinden, “Lütfen duyun artık sesimizi” ve “Bir okulun vahim ve içler acısı hali” başlıklı ihbarlar alınca bu satırları yazmak zorunda kaldık. İhbarlardaki iddialar çarpıcı ve ürkütücüydü. İhbarı yapan velilerden biri bu okulda okuyan öğrencinin ablası, biri de babası. İhbarlar ayrı ayrı günlerde geldi. İsimleri bizde saklı. Çünkü veliler okul yönetiminden ve buradaki çirkinliklere neden olanlardan korkuyorlar.
İşte velilerin iddiaları:

“Çocuklarımız sahipsiz”
“Ben bu okulda okuyan bir öğrencinin ablasıyım. Sizlere bu satırları hem sinir hem vahim duygular hem de eğitimcilerin tepkisi karşısında dehşete düşmüş bir insan, bir abla, bir vatandaş olarak yazıyorum. Kardeşimin okumakta olduğu

Yazının Devamı

Vakıfların dağıttığı kömürler incelensin

14 Ocak 2011


İzmir’de hava kirliliği had safhaya ulaştı.

İzmir’de hava kirliliği had safhaya ulaştı. Hafta başında havakirlliğiyle ilgili okuyucu şikayetinin ardından çok sayıda İzmirli aradı ve konuyu tekrar gündeme taşımamızı ve yetkilileri uyarmamızı istedi. Okurlarımızın çoğu “Yeter artık!” diye başladıkları şikayetlerini şöyle sürdürdüler:

“Doğalgaz özendirilsin”
“Sosyal yardımlaşma vakıflarının dağıttığı kömürler niçin kontrol edilmiyor? İzmir’deki hava kirliliğinin çoğu bu kömürlerden. Gelin Bayraklı’nın sırtlarına, gelin Çiğli’nin gecekondu mahallerine, gelin Konak ilçesindeki gecekondu semtlerine, gelin Altındağ ve sırtlarına ve lütfen vakıflardan kömür yardımı alan konutları inceleyin. İddia ediyoruz, İzmir’deki hava kirliliğinin esas nedeni bu kömürler. İzmir hiç bu kadar kötü bir hava kirliliği baskısı altına girmedi. 5 gündür nefes alamadığımız gibi sanki yoğun bir sis sarmış gibi duman baskısı altında kaldık. Göz gözü görmedi.”

Yazının Devamı

Sahil Bulvarı gecekondu gibi!

10 Ocak 2011

Okurumuz Melda Özden, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndaki düzenlemelerden yana dertli mi dertli? Özden, bakın ne diyor:
“Bildiğiniz gibi, bu bulvar deniz doldurularak elde edilmiş. İlk düzenlemeler, apartmanların önünden itibaren, sırasıyla önce kaldırım, sonra palmiye ağaçları, sonra bisiklet yolu (şu anda yürümenin bile imkansız olduğu), otoparklar ve çimler şeklinde yapılmış. Ancak, bu düzenlemede zamanın belediyeleri nasıl usülsüzlük yaptıysa; apartmanlar mahkeme kanalıyla bu bölümlerin bir kısmını almış. (Muhtemelen apartmana ait arsalar istimlak edilmeksizin işgal edildiği için) Belediye de bu iadeyi yaparken, asfalt, beton, ağaç, çim ne varsa sökerek, o bölgeyi toprak halinde terk etim. Apartman yönetimleri ise canları istediği zaman, bu alanı kendi bildiği gibi düzenleyip, etrafını parmaklıklarla çevirerek, garip ucubeler yaratmaktadır. Tabi bu arada yaya yolları da yok olduğu için, yayalar bir süre çamurda yürümek ve parmaklıkla çevrili yerlerin etrafını dolaşmak zorunda kalıyor.
En son örnek; Vali Konağı’nın köşesinde yaşandı. Buradaki görünüm, o alanın etrafı çevrilince, yaya ana yola inmek zorunda kalıyor. Bu nasıl bir uygulamadır? Başka bir çözümü yok mudur? Sahil

Yazının Devamı

SAKIZ ADASI’NA İMRENİYORLAR

7 Ocak 2011

Çağ atladık deniliyor, çok sinirleniyorum. Çünkü, Yarımada’da her rüzgar estiğinde elektrikler gidiyor. Sanmayın kar kış geldi de ondan yaşanıyor, her rüzgar estiğinde bu sıkıntı yaşanıyor. İşin en üzücü yanı ise elektrikli aletlerimiz bozuluyor. Özellikle buzdolaplarını çalışır vaziyette bırakıp da hafta sonları gelenler saçını başını yoluyor. Çünkü, hepsi bozuluyor ve evimiz dolabımız leş gibi kokuyor. Özellikle yazlıkçıları uyarıyorum; sakın ola buzdolabınızda yiyecek bırakmayın. Bahsettiğim bölge en doğuda değil en batıda Yunanistan’ın Sakız Adası’na 6 mil mesafede.



Her rüzgarda karanlıktayız
Bir de Ege Bölgesi’ne şu kadar yatırım yapıyoruz, oy verin diye yalvarmıyorlar mı. Bu kadar rüzgar esen bölgede yıllardır iktidarda olanların yapacağı tek bir şey var, elektrik hatlarını yerin altına almak. Bozulan elektrikli aletler milli servet olup, bu zararları kim ödeyecek? Bir günde 10- 15 defa elektrik gider mi? Gitti mi de 5- 10 saat gelmediği oluyor. Bu konuda Hükümet yetkililerinden Yarımada halkı acil yardım ve çalışma beklemektedir. Sakız Adası’na ve ışıl ışıl elektriklerine bakıp iç geçiriyoruz. Sakız’dakiler de bize ve elektriksiz halimize bakıp şükrediyorlardır.

‘ŞİKAYETİ

Yazının Devamı

İŞTE İZMİR’İN KANAYAN ÜÇ YARASI...

3 Ocak 2011

1- Hilal Futbol Sahası2- Pasaport Terası3- Kaldırım işgalleriDokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Coşkun Sarı kentte gördüğü olumsuzlukları dile getirmiş ve kent yöneticilerine iletmemizi istemiş. Büyükşehir ve Konak Belediye Başkanlıklarına ilettiğim gözlemlerim şöyle:
1) Cumaovası-Alsancak deneme seferleri sırasında dikkatimi çeken olumsuz manzaralardan ilki demiryolu kenarında bulunan Hilal Futbol Sahası. Bu spor alanı ilk açıldığında semt gençleri ve amatör kulüpler için çok iyi bir tesisti. Bugün bu tesis ve çevresi faytoncuların atlarını bakmaya çalıştıkları derme çatma barakalarla dolu. Bu çirkinlik Ege Mahallesi’nde Melez Çayı kenarında ve viyadük altında da sergileniyor. Kente havaalanından İZBAN ile ulaşacak her yabancının karşılaşacağı kötü görüntü olumsuz izlenimler edinmesi için yeter de artar sanırım.
Vatandaş taciz ediliyor
2) İkinci sıkıntı Kordon’da kafeteryaların seyir teraslarını işgal etmeleri. Belediye sınırlı sayıda masa koymalarına izin veriyor ama seyir teraslarını işgal etmelerine sessiz kalıyor nedense. Bir de kafeterya çalışanlarının herkesi taciz ederek hanutçuluk yapmaları. Yürüyüşe çıkan her insana

Yazının Devamı

İki kilometre yolu bir saatte alıyoruz

31 Aralık 2010

Bu sözler okurumuz Enis Fakioğlu’na ait. Nedenini ise şöyle anlatıyor:
“İzmir’de son zamanlarda yaşanan trafik problemlerini, yanlış parkları, saygısız -duyarsız taksiciler ile bazı sürücülerle ilgili şikayet ve önerileri yetkilileri arayarak dile getirdim. Ancak hiçbirinden somut bir cevap alamadım. İlki şöyle: Mithatpaşa Caddesi’ndeki tek yönlü trafik uygulamasının 1 Aralık’ta değişmesi sonucu 2 kilometrelik yolu artık bir saatte alıyoruz. Bu İzmir için bir ayıptır. Bazı taksiciler, akşam saatlerinde Talatpaşa Bulvarı’nda özellikle Sevinç Pastanesi önünde sırayla duruyor. Taksiciler, yüzünden zaten yoğun olan akşam trafiği iyice kilitleniyor. Bazen o bölgede motorlu trafik polisleri duruyor ama genellikle polis olmuyor. “

Denetimler artırılmalıOkurumuz tespitlerini şöyle sürdürüyor: “Hayati bir problem gibi görünmese de, yakın gelecekte bu davranışların önüne geçilmediğinde İstanbul’daki kanlı -bıçaklı trafik kavgalarının benzerleri İzmir’de de yaşanacak. Peki, bunlara rağmen İzmir’e ‘Yaşanacak şehir, marka şehir’ diyebilir miyiz? Trafik ekiplerinin denetimlerini artırmalarını ve İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık’ın da taksici esnafını

Yazının Devamı

30 Aralık 2010 mavi kapak için son gün

27 Aralık 2010

İzmir’in Selçuk ilçesinde işadamı Hasan Karahan’ın torunları Buket Erten (12) ve Ece Erten (9) önceki gün köşemizi aradılar ve şu mesajı tüm okurlarımıza iletmemizi istediler: İki minik, “Siz paylaştıkça bir engelli kardeşimiz daha tekerlekli sandalye sahibi olacak. Lütfen mavi kapak kampanyası için son bir çağrı daha yapın. Çünkü 31 Aralık 2010 Cuma günü bu kampanya sona erecek” dediler.
İzmir’de Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi tarafından engellilere tekerlekli sandalye temin etmek için başlatılan kapak toplama kampanyasının meyvelerini verdiği belirtildi. “Tane Tane Kapakları Toplayalım Adım Adım Engelleri Aşalım” adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında iki ayda 750 kilo plastik kapak toplandığını belirten EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nurselen Toygar, “Toplanan her 250 kilo kapak için bir engelli sandalyesi aldık ve sahiplerine teslim ettik. Projeye üniversitemizin çeşitli fakülteleri, şehrimizdeki tüm ilçe ve beldelerdeki birçok lise, restoran, kamu kurumu ve anaokulları katıldı. Özellikle anaokullarından aldığımız destek bizleri çok sevindirdi. Çünkü çocuklar bu sayede küçüklükten itibaren paylaşma ve yardımda bulunma duygusuyla

Yazının Devamı