Kadir Onur Dinçer

16. HAFTA

Haftanın maçı şüphesiz Manchester derbisiydi. City’nin sahası Etihad Stadı’nda oynanan karşılaşma keyifli bir 90 dakikaya sahne oldu. Rooney’nin 2 golüyle öne geçen Kırmızı Şeytanlar’a City, Toure ve Zabaleta ile karşılık verdi. Artık herkes maçın böyle biteceğini düşünüyordu. Ne var ki uzatma anlarında Persie biraz da şansının yardımıyla frikikten ağları bulunca United bu haftayı da 3 puanla kapadı. Bu sezon kazandığı maçların 7’sini geriden gelerek alan Manchester United bu kez yenik duruma düşmese de 2-0 öne geçtiği karşılaşmanın 2-2’ye gelmesine izin vererek benzer bir karakteristiği tekrarladı.
City’ye geçtiğimiz yıl içinde attığı röveşata golü akıllardan çıkmayan Wayne Rooney ezeli rakibe karşı yine iyi bir oyun sergiledi. Bu kez ayağı yerden kesilmeden attığı gollerle galibiyette önemli pay sahibi oldu. Maçta 2 gol kaydeden İngiliz forvet istatistiksel olarak da önemli iki başarının altına birden imzasını attı: Hem Manchester derbilerinde en çok gol atan United oyuncusu oldu, hem de Premier Lig tarihinde 150 gole ulaşan en genç oyuncu. 27 yaşındaki yıldız, City karşısında 10. golünü atarak, 9 gollü M. United efsanesi Bobby Charlton'ı geride bıraktı. Ne var

15.HAFTA

Haftanın en görkemli mücadelesi MadejskiStadı’nda yaşandı. Reading ile Manchester United arasında oynanan 90 dakika (yoksa 45 mi demeli?) izleyenlere futbol ziyafeti sundu. Alex Ferguson’un öğrencileri karşılaşmadan 4-3 galip ayrılırken, bu sezon ön plana çıkan ilginç bir özelliklerini 15. haftada da tekrarlamış oldular. Daha önce ligde geriye düştüğü 6 maçı çevirerek galibiyete uzanan Kırmızı Şeytanlar, Reading karşısında da bu yolu izlediler.

Ancak United bu ‘geriye dönme’ işini bu kez daha progresif bir şekilde gerçekleştirdi ve iki kez yenik duruma düştüğü bir karşılaşmayı çevirdi. Maçın başında geriye düştü, sonra 2-1 öne geçti, ardından 3-2 mağlup.. Derken skoru 4-3’e bağladı. Premier Lig’de toplam galibiyet sayısını 12’ye çıkaran Manchester United’ın geriden gelerek aldığı maçların sayısı ise yediye yükseldi.

Reading-Manchester United karşılaşmasındaki tüm goller ilk yarıda atıldı. Futbolseverler sadece 34 dakika içerisinde tam 7 gole birden tanıklık etti. Zorlama bir yorumla, yavaş çekim bir tenis maçına benzetilebilecek bu kısa periyot, Ada’daki istatistikçilerin de kalemleri ellerine almasına yol açtı. Cumartesi akşamına dek Premier Lig

13. HAFTA

Futbolda taraftarların kulüpleri üzerindeki etkileri gün geçtikçe artıyor mu, yoksa azalıyor mu? Dünyanın en sevilen sporu çağına göre kabuk değiştirirken, oyunun en önemli parçalarından biri olan taraftarlar acaba değişimin neresinde duruyor? Kulüpler el değiştiriyor, satılıyor ve yeni sahipleri ile yola devam ediyor. Stat isimleri sponsorlarca adlandırılıyor. Formalar her renge giriyor, üstünde türlü yazıyı barındırıyor. Peki futbolcular? Doğduğu-büyüdüğü çevrenin, desteklediği takımında mı oynuyorlar hala? Aksine dünyanın 4 bir yöresinde her ülkeden profesyonel oyuncularla karşılaşılıyor artık.

Oyunun parçaları içinde doğduğu günden bu yana en az değişenler ‘taraftarlar’ olsa gerek. 100 yıl öncesinde bir takımı tutan insanlar topluluğuna verilen ismin etrafında bugün yine aynı tanımı yapmak mümkün. Takımını destekleyen, başarıda sevinen, yenilgide üzülen, zaman zaman coşan, zaman zaman kızan insanlar tribünlerden seslerini duyurmaya devam ediyor. Ne isimleri, ne renkleri ne de yerleri değişiyor! Aslına bakılacak olursa bu değişim işi işlerine gelmiyor, yer değiştirenler onların nazarında pek de fazla sevilmiyor. Stamford Bridge’de pazar günü yaşananlar bunun en

13. HAFTA

Rennes şüphesiz sezonun flaş ekiplerinden bir tanesi oldu. Kuzey Fransa temsilcisi bu sene oynadığı futbolla ligde iddialı olduğunu ve üst sıraları zorlamak istediğini ortaya koydu. 13. haftada Paris deplasmanında sergiledikleri iştahlı futbol bu durumun en önemli kanıtı olsa gerek.

Rennes ligin güçlü ekibi karşısında 9 kişi kaldığı maçı kazanmayı başararak gerçekten önemli bir iş başardı. Alessandrini ile öne geçen konuk ekip, Nene’nin golüne engel olamadı. Maçta eşitliğin olduğu 26. dakikada kaleci Costil’in (biraz ağır bir kararla) oyundan atılması sonucu 10 kişi kaldılar. Buna karşın 35’te Feret’in golü Rennes’i tekrar öne geçirdi. Ancak bu kez de 52’de Makoun kırmızı kart gördü. Yaklaşık 40 dakikalık bir bölümü 9 kişi oynayan Mevlüt Erdinç’in takımı PSG’ye ligdeki 2. mağlubiyetini tattırırken, başkent temsilcisini liderlik koltuğundan indirme şerefine de nail oldu.

Rennes kulübünün sahibi François-Henri Pinault’nun eşi dünyaca tanınmış bir film yıldızı. Ünlü aktris Salma Hayek, Pinault ile birlikte cumartesi akşamı Parc Des Princes Stadı’nın tribünlerindeydi. Rennes’in önemli galibiyeti Meksikalı oyuncuyu da zafer sarhoşu yaptı. Maçın ardından büyük

12.HAFTA

Paris Saint Germain bu sezon en çok gördüğükartların sıkıntısını yaşıyor. Geçtiğimiz hafta St Etienne kalecisine uçan tekme attığı için kırmızı kartla cezalandırılan Ibrahimovic’in yokluğunda çıktıkları Montpellier deplasmanında bu kez 10. dakikada Sakho oyundan atıldı. 80 dakikayı 10 kişi oynamak zorunda kalan başkent ekibi neyse ki eksik olmasına karşın Maxwell’in şık aşırtma golüyle öne geçti. Ancak ne var ki 60’ta gelen Cabella’nın golüne engel olamayıp haftayı 1 puan ile kapadılar.

PSG ile şampiyonluk için çekişen Marsilya sezona yaptığı parlak başlangıcı çoktan unuttu. Her maçını kazanan mavi beyazlıların yerini artık takılması sıradan bir ekip aldı. Gerçi bu hafta biraz şanssızdılar. Ayew ve Valbuena’nın gollerine Cvitanich’in verdiği karşılıkla maç 2-1 bitecek sanılırken son anlarda Abriel’in yarı-karambolden gelen golü eşitliği sağladı. Valbuena’nın da bir penaltı kaçırdığı maçta sahalarında iki puan kaybettiler. Haftayı galibiyet yüzü görmeden geçen Paris Saint Germainliler Abriel’in bu golüne muhtemelen Montpellier deplasmanında takımları bir son dakika golü bulmuşçasına sevinmişlerdir.

Ligin ilk 2 sırasını paylaşan takımlar haftayı puan kayıpları

11. HAFTA

Sezonun transfer şampiyonu Paris Saint Germain rayına oturttuğu futboluyla lige ağırlığını koymaya başlamıştı. Yeni gelen isimler birbirini tanırken, Ancelotti oyun sistemini kurmuştu. Eldeki iyi malzemeden iyi ürün çıkarmak çok zor da olmadı belki… Ligdeki tüm takımların birer birer takılmasının ardından tek namağlup olarak kalmışlardı. Ve sonunda onlar da yenildi. 11. haftada kendi sahalarında St Etienne’e 2-1 boyun eğdiler. Bu sonuçla ligde yenilgisiz takım kalmadı. Ancak mağlubiyet beklenenden ağır oldu. Öncelikle kendi sahalarında kaybetmeleri, sonrasında ise maçın yanında Ibrahimovic’ten de olmaları yitirilen 3 puana tuz biber ekti. İsveçli golcünün yaptığı hareketi kasıtlı olarak yorumlayan hakem Duhamel, kırmızı kartını göstermekte tereddüt etmedi. Zlatan bu maçta takımını kalan dakikalar için 10 kişi bırakırken, rakibini sakatlamaya yönelik hareketiyle, birden fazla maç ceza alma tehlikesiyle de karşı karşıya kaldı. Bu yönde bir gelişme gol yollarındaki en etkili futbolcusundan yoksun kalacak başkent ekibi için büyük bir handikap olacaktır.

Fransa Ligi sürpriz sonuçlarıyla meşhur bir arena. Her takım birbirini yenebiliyor. Bu durumun göze çarpan en

10.HAFTA

Güzel havalar sona erdi, kış geldi. . . Avrupa’yı etkisi altına alan olumsuz hava koşulları Fransa 1. Ligi’nde 10. haftada iki maçın iptal edilmesine (ertelenmesine) neden oldu. Sochaux-Evian maçı kırmızı topu bile görmenin zor olacağı kar yağışı yüzünden, haftanın maçı Marsilya-Lyon ise şiddetli rüzgâr nedeniyle ileri bir tarihe bırakıldı.Lyon demişken başkan Jean Michel Aulas’ın hafta içinde yaptığı açıklamalara değinmekte yarar var. Aulas, kulüp bütçesinin bu sene 28 milyon euro açık verdiğini, yaklaşan finansal fair play uygulamaları öncesinde bu dengeyi sağlamak adına önemli oyuncularını elden çıkaracaklarını açıkladı, “3 oyuncu satmayı düşünüyoruz. İkisini ara transferde birini de yazın satmayı düşünüyoruz” dedi. Gourcuff, Gomis ve Bastos Fransız basını tarafından ayrılmaya en yakın isimler olarak lanse edildi. Kış transfer döneminin ardından Lyon’un önemli kan kaybına uğrayacağını ve bir düşüşe geçmesinin de sürpriz olmayacağını şimdiden öngörebiliriz.

Paris Saint Germain bu hafta biraz şanslıydı. Moukandjo ile bir topu direkten dönen Nancy’yi zor da olsa geçmeyi başardılar. 1-0’lık galibiyet Ibrahimovic’in golüyle geldi. Yenilgisiz olarak liderlik

9. HAFTA

Rennes’in 4-3-3’lü düzeninde ilerideki üçlünün ortasındaki isim olan Mevlüt Erdinç ritmini bulmaya başladığını bu hafta kanıtladı. Takımının son şampiyon Montpellier’i Route de Lorient’da 2-1 mağlup ettiği karşılaşmada ikinci golü kaydeden isim olan milli futbolcu, savunmanın arkasına sarkışı, kaleciyi geçişi ve açısını kaybetmesine karşın yaptığı düzgün vuruşla usta işi bir bitirişe imzasını attı. Macaristan maçında Türkiye’nin tek golünü kaydeden Mevlüt, Montpellier’i de boş geçmeyerek ligdeki gol sayısını 4’e çıkardı.

3. haftada Ajaccio’ya ilk mağlubiyetini onlar tattırmıştı. Üst üste 6 maçını kazanan Marsilya’nın yenilmezliğine 4-1’lik skorla son veren de onlardı. Bu hafta yine namağlup bir takım ile karşı karşıya geldiler. Valenciennes evinde ağırladığı Lorient’ı 6-1 mağlup ederken, rakibinin yenilmezlik serisine 9. haftada son verdi. ‘İtinayla fiyaka bozan’ Daniel Sanchez’in öğrencileri 5 iç saha maçında 11 puan toplamayı başardı.

‘Mutu sen biraz daha çalış’

İki ada temsilcisinin karşılaşması eşitlikle tamamlandı. Ajaccio’nun sahasında Bastia’yı misafir ettiği mücadelede 2 kırmızı 4 sarı kart çıktı. Müsabaka kıran kırana geçerken, başladığı gibi 0-0 sona