Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Şimdiki Irak hükümetinin petrol parasıyla altyapı, eğitim, sağlık ve güvenlik gibi alanlara yatırım planları var. Bu arada Irak dinarını dolara karşı istikrarlı kılıp makroekonomik dengelerin korunmasına çalışılıyor. 2006 yılında Irak hükümeti gereksiz harcamaları (özellikle petrol sübvansiyonlarını) kısarak altyapı yatırımlarına hız verdi. Ancak bu yatırımların en başında yine petrol geldi! Kaldı ki yaşanan iç savaş nedeniyle bu yatırım hedeflerinin sadece yüzde 40'ına ulaşılabildi. Bütçe de milli gelirin yüzde 11'i kadar fazla verdi. Yanı başımızdaki Irak'la terör dışında pek ilgilendiğimiz söylenemez. Oysa bir komşu ülkenin geleceğiyle Türkiye'nin ilgisiz kalması düşünülemez... Irak sıkıntılı. Ancak bu sıkıntı sadece ülkenin farklı etnik ve dini unsurlardan oluşmasından kaynaklanmıyor. Irak'ta ekonomik alanda hiçbir birikim yaratılamamış. Ülkenin milli gelirinin üçte ikisi petrolden oluşuyor. Bunun Türkçesi su: Irak'ta her üç kişinden ikisi sadece oturuyor ve petrolden karnını doyuruyor. Petrol üretimi durduğunda ise halk yoksulluktan kıvranıyor. Irak'ta hâlâ günde ancak 2 milyon varil petrol üretilebiliyor. Bu nedenle yüzde 10 olarak öngörülen büyüme, 2006'da olduğu gibi, yüzde 3'te kalmış durumda. Bu arada hükümet bazı reformları ele almış durumda. Mesela kamu maliyesinde bir enformasyon sistemi hazırlandı. Öte yandan emeklilik sisteminin sürdürülebilir hale gelmesi için (IMF gözetiminde) çalışmalar devam ediyor. Diğer yandan da kamu çalışanlarının sayısı hesaplanıyor ve yeni bir bütçe tasnif sistemi geliştiriliyor.IMF Irak'ta merkez bankasının muhasebe, raporlama ve denetleme sistemlerinin yeniden yapılanmasını zorunlu kılıyor, kamu bankaları yeniden yapılanıyor ve yeni bir denetim kurumu tasarlanıyor.Öte yandan, petrol ürünlerinin ithalatı serbestleşirken, kerosen hariç bütün yakıt sübvansiyonları yıl sonunda kaldırılıyor. Ancak enflasyon 2005 yılında yüzde 32 düzeyindeyken aniden yüzde 65'e çıkıverdi. Bunun da temelinde özellikle petrol ürünlerindeki kıtlık yatıyor. Nitekim 2005 yılında halkın yüzde 38'i temel ihtiyaç mallarını bulamamaktan şikâyet ederken, şimdi yüzde 62'si şikâyet ediyor. Bir yandan Irak Merkez Bankası (IMB) parayı sıkarken, diğer yandan bütçe fazla veriyor. Ancak bu, enflasyonun oluşmasını engellemiyor ve hızlı bir dolarizasyon yaşanıyor. Gerçi IMB hızla faizleri yükselterek dinara olan talebi güçlendirmek istedi. Irak'ın döviz rezervleri de 6 aylık ithalatını karşılayacak düzeyde. Nitekim bu önlemlerle enflasyonun yüzde 40'ın altına indiği gözleniyor. Yetersiz petrol üretimi Irak'ta petrol ürünlerinin fiyatı bölge ülkelerine göre çok ucuz. Bir zamanlar Bağdat'ta benzinin litresi 3 sent (yani bölge ülkelerinin 20'de biri), Irak'ın geri kalanında 1.5 sentti. Bunun ekonomik maliyeti hem kıtlık hem de enflasyon biçiminde görülüyordu. Üstelik büyük boyutlarda kaçakçılığa yol açıyordu. Şimdi fiyatlar ayarlanıyor. Benzinin fiyatı bölge ülkelerine yaklaştı. Hatta dizel daha pahalı hale geldi. Ancak sadece vergiyle değil, ithalatın da serbest bırakılmasıyla piyasa normalleşiyor.Petrole dayalı bir ekonomide petrol piyasasının düzenlenmesi haliyle ...ncelik taşıyor. Ancak alınan önlemler ABD'nin müdahalesinin güdüleri konusunda kuşkuları artırıyor. Yanı başımızdaki Irak ekonomisiyle daha ilgili olmamız şart. hgunes@milliyet.com.tr Petrol piyasasının düzenlenmesi