Öte yandan, sıcak para akışında da sorun gözlenmiyor. 2006 yılında toplam 7 milyar dolar sıcak para ülkeye girmişti. 2007 yılında ise bunun hızlandığı gözleniyor. Banka ve diğer kuruluşların yurtdışından elde ettiği kredi borçlarını bir yana, içeriye giren para döviz gelir-gider açığını aşıyor. Kısacası 2007 yılında iç siyasal riskler belirmez yahut dış ekonomik konjonktürde değişikler olmazsa, döviz cenahında bir değişim beklenmiyor. Yabancı yatırımın bu aralar Türkiye'ye oluk oluk aktığı biliniyor. Doğrudan yatırımların boyutu geçen yıl 19 milyar doları buldu. Bu yıl ise 25 milyar doları aşması bekleniyor. Cari açığın bu yıl bir miktar düşeceği düşünülürse belki de tamamı böylece kapanmış olacak. Gerçi 2007 yılına ilişkin iki temel risk dış konjonktürün değişmesiyle iç siyasal belirsizlikler ya da gerginlikler son derece belirgin. Örneğin, dış konjonktürün değişmesi olasılığı küresel olarak mali piyasaları sürekli sarsıyor. Japonya'da faizlerin yükseleceği, ABD'de de faizlerin yakın zamanda düşmeyeceği görülüyor. Yani likiditenin önceki yılların aksine artmayacağı düşünülüyor. Aslına bakarsanız 2005 yılında 13.5 milyar dolar olan sıcak para 2006 yılında bir miktar düştü. Ama biz bunun yakın dönemde süreceği kanısında değiliz. Ancak 2007 yılının sonlarında ya da 2008 yılının başlarında sıcak para durabilir ya da azalabilir.Doğrudan yatırımlara gelince. Bu yatırımların yeni kapasite yaratmaması, yani büyümeye ve istihdama doğrudan katkısı olmamasını şimdilik bir tarafa bırakalım, ancak bu yatırımlar nereye kadar sürecek? Unutmayalım, Doğu Avrupa'da böylesi bir furya olmuş sonra yavaşlamıştı. 2008'de olmasa bile 2009'da yabancı sermaye girişleri yavaşlayabilir. O zaman cari açık nasıl finanse edilecek?İkincisi, bu arada çeşitli nedenlerle bir ölçüde dışarıya yatırım kaçtığı gözleniyor. Bu şimdilik bir milyar dolar düzeyinde. Yani sorun yaratacak boyutta değil. Ancak artması halinde sorun yaratabilir. Örneğin beş yıl önce bu denli sermaye kaçsaydı ortaya net sermaye kaybı çıkardı. Ya koşullar değişirse? Üçüncüsü ve belki de en önemli konu, bu giren paranın sonunda kâr transferi yapacak olmasıdır. Son dört yılda 35 milyar dolara yakın yabancı yatırım girmiş. 2007 sonunda bu 60 milyar doları geçmiş olacak. Belki de 2008 veya 2009 sonunda bu 100 milyar doları bulacak. Sonra ise bunun kâr transferleri başlayacak. 1998-2002 arası 5 milyar doları bulan net cari gelirler son yıllarda 1.5 milyara düşmüş durumda. Öte yandan, geçen yıl çıkan yatırım gideri, yani kar transferi 1.2 milyar dolar kadar oldu. Acaba 80 ya da 100 milyar dolar yatırıma ulaşınca, kâr transferleri ne kadar olacak? Örneğin yılda bu paranın yüzde 5'i çıksa ilk aşamada 5 milyar dolarlık bir döviz gideri oluşacak. İlk bakışta bu rakam küçümsenebilir. Ama bunun yüzde 10'a çıktığı düşünüldüğünde cari dengede önemli ve geri dönülmez bir gedik oluşur. Ve bu artarak sürer. Meksika'da bundan yıllar önce benzer bir süreç yaşanmış, önceleri çok hoş gelen yabancı sermaye sonunda dış dengeyi çökertivermiştir. Hatırlatalım. hgunes@milliyet.com.tr Denge değişebilir